Buhranlar Girdabında Arayış 3

Buhranlar Girdabında Arayış 3

Buhranlar Girdabında Arayış 3

Unutulan, “Bütün hayatımca sürekli bir ilgi aradığımı söylerdi birisi bana.”
Neden hiç sevmediler birbirlerini?”
İlk kocasının gülümseyen yüzünü gördü parmaklarının ucunda. “Aman Yarabbi! Bir zamanlar evliydim ben de… sonra gene evliydim. İnsan bir günde varamıyor bir yere, ne yapalım? Nereye? Tanımlayamadığım, bir ad veremediğim duygular yüzünden ne kadar üzülmüştük.”

Unutulanı bulmak, anılar süzgeci ve küçük bir iç hesap mevzusu…

Olayların gidişatın da bir okur olarak ben de kendimden çok şey buldum satırlarda. Yazanın değil okuyanın oluyor o an da eser. Kelimeler anlamını buluyor okur kahramanla özdeşince. Bir şiir olsaydı bu hikâye nasıl olurdu ki!

unutulan

neden hiç sevmediler birbirlerini durmadan
tavan arası yokluyorum
adı sende olandan
saklımlanmış toz duman ağlanıvermiş bazı bozuk kumbaram kavgalandımdı seninle
durmadan

nereden bilecektim
bir kurşunla vedalanacağını
dur inanmıyorum
unutsam da
çoluk çocuk oyalanmaktan biliyorum
öldürmezsin kendini

bana hesap sormadan
öldüğünü kendisi biliyor mu acaba
ama ama bakıyor hâlâ gözleri
bakın hem de bana bakıyor
umudun firarından

var olduğunu bilmek yeter demiştim ona kiminle ne yaparsan yap
var ol da bu bana yeter
dayanamam senin yokluğuna
tavan arasında bekliyordun
durmadan

biliyordum oradaydın
başka türlü hissetseydim
ölseydin meselâ
ben de ölmüştüm tüm varlığımla

bir keresinde bir ses duymuştum
rüzgâr kapıyı vurdu sanmıştım
o vakit miydi kuşunu sol yanına atışın
bu yüzden mi bu masum bakışın
sevgilim

parmak uçlarımda hissetmeliyim kalbini

oooo hamam böcekleri yemiş hepsini

hatırlar mısın canparem
o atan kalple neler yapmadık neler!

ellerimiz bir kez olsun kenetlenmedi meselâ dudaklarımız asla
doya doya sarmadı kollarımız birbirini

sarımlanmadık hiç
bir türlü olmadı işte

yapmur altında danslanmadık meselâ
şöyle bir ılgaz’ın dağlarına uzansaydık

köyümün tarlalarında otlatmadık keçilerimizi sen inatçı bir keçi
olamam senden bir geri
yudumlanamamıştık aşka

aşka aşkla banmadık bir türlü

aşkım aşkım olmadık biz

kafanda düşledin mi bunları hiç

inan ben hasretliğimle yaşadığımı sandım
yaş alırken yılları kovaladım
o güzel başın parmaklarımın arasında şimdi

aman allahım
hamam böcekleri yemiş beynini
ah benim kara gözlüm
seni çok mu yalnız bıraktılar
yalnızlandın mı sen
yıldız yıldız uçmağa vardın bitanem…

demiryolu hikâyecileri (bir rüya), yazarın yazarken çektiği çilelerle farkındalığı betimlemiş. En çok etkilenmemin sebebi maddi yoksunluk olmasına rağmen manevi zenginliğin betimlenmesi. Ve en sonunda;

“BEN BURADAYIM, SEN NERDESİN OKUYUCU!”

diye seslenmesi tüm hikâyelerin içinden çıkan, dünyaya ne yapsa alışamamış o masum garibanların sesi ve nefesi gibi vesselâm…

11/10/2024

Emily Yaramis

Genel Yayın Yönetmeni : Elif Ünal YILDIZ

Editör ve redaktör: Hakan DİNÇAY

Yorumlar (0)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Emily Yaramis

ilk olarak 1982 yılında Çankırı ilinin Balıbağı köyünde bir sabah vakti annesinin yüzünde bir tebessüm olarak belirdi. Yedi yaşına kadar köyün bütün güzellikleriyle hemdem olmuştu. Duygu ve düşüncelerin en güzel ifadesini oluşturan alfabeyi Çankırı Atatürk İlköğretim Okulunda çok kıymetli ögretmeni Nilüfer Yığın’dan öğrenmişti. Orta ögrenimini Dr. Refik Saydam İlköğretim Okulunda tamamladı. Çankırı Nevzat Ayaz Anadolu Öğretmen Lisesinden Ondokuz Mayis Üniversitesi Sinop Egitim Fakültesi Okul Öncesi Öğretmenliğine uzanan eğitim yolunun daha nerelere uzanacağını bilmiyordu. Düzce ve Ankara da iki yıl kara tahtanın başında talihinin aydınlık taşlarını döşüyordu. Sevdanın gönül kapısını çalması ile Amerika'ya uzanan yolun kapılarının açılması bir olmuştu. Şimdilerde eşi ve dört evladıyla Oklahoma City'de can ipliğini zaman çıngırağına sarma gayretinde. Öğretmenliği ve anneliğinden taşan kelimelerden ördüğü hayat deseninden oluşan deneme ve şiirleri çeşitli dergilerde gönüllere doğru yol almaya devam ediyor.