Bir Beklenti: 14 ŞUBAT

Bir Beklenti: 14 ŞUBAT

14 ŞUBAT

Sevgiliye dair, sevgiye dair bir kutlama günü. Peki ya daha öncesi? Mesela 13 Şubat? 13’ü, 14’den farklı kılan ne? Ya da 14’ü, 15’ten?

Evet… 14 Şubat 1981. Türkiye’nin ilk sevgililer günü tarihi. Bir nevi başlangıç, milat. O dönemin basını ve vitrinlerini süsleyen birkaç mağaza, sevgililer günü hediyeleri. Ya sonrası? Geleneksel hale gelecek bu kutlamalara yavaş yavaş alışma, alıştırılma. Bir çok hikaye vardır, sevgililer gününe dair. Asıl olan ise derinliktir, mahiyeti. Yani sevgi. Bir güne sıkıştırılmış her şey. Sevgiye, sevgiliye dair tüm beklentilerin tarihi. Oysa her gün o gün gibi yaşansa. Aşkla, sevgiyle dopdolu. O bilinçle ve hisle.

Acabalar ile dolu bir yaşamımız var ve bunlardan biri sadece işte bu. Önce “Acaba sevgilim olacak mı?” ve sonrasında “acaba bana ne alacak?”, “bir yere gidecek miyiz?” gibi gibi beklentiler, istekler. Küçük yaştan empoze edilen meraklar. Bazen hayal kırıklıkları, düşler ve bazen de mutluluklar, sevinçler.

Gerçek sevgi nedir? Fedakârlık mı ister, hediyeler mi? Sadakat mı ister, beklentiler mi? Ve ömür boyunca her yıl o günü beklemek. Sırf o gün yalnız geçirmemek için bulunan aperatif sevgililer, dolaşılan ortamlar, hüzünlü şarkılar. Dedim ya, gerçek sevgi o bir günü gerçekten bekler mi? Yoksa şimdilerin sevgileri gerçekten hep böyle mi? Böyle mi olduruldu ve/veya dönüştürüldü belki bilerek yavaş yavaş.

SAF AŞKLAR, ÂŞIKLAR

Saf aşklar vardı, saf âşıklar. Birbirleri için yaşayanlar, sadece birbirlerine söz verenler. İyi günde, kötü günde. Hastalıkta, sağlıkta. Birbirlerini tanıdıkça birbirleriyle bütünleşenler, birbirlerini yüceltenler. Aslında birbirlerini kabul edenler, kabullenenler. Karşılıksız sevenler, belki de sevmeyi öğrenenler.

Şimdilerin ve milenyum denilen dönemin en büyük sıkıntısıdır bence beklentiler, büyük istekler ve bir şeyleri elde etmek, elde tutmak için gösterilen gayretler, sonuçta maddi çöküşler… Doyumsuzluk ve istekler üzerinden bolca tüketim. O uğraş için çalışmak, para kazanmak, harcamak. Ama bazen tatmin edememek, yetememek, daha da çabalamak, vermek, vermek, vermek…

Ya insanoğlu? Sadece kendisi için, ne kadar uğraş içinde? Karşı tarafı memnun etmeye çabalamak üzerine mi kurulu artık sevgiler?

“O mutluysa ben de mutluyum.” demeler… Peki ya kendini sevmek? Kendinle ilgilenmek? 14 Şubatlara karşı değilim. Beklentilerin tavan yapıp sadece o güne odaklanmasınadır biraz serzenişim. Yoksa hediyeleşmek de güzel, beraber hareket etmek de. Değişikler de, sürprizler de.

14 Şubatlar yaşanırken sevginin saflığı unutulmasın yeter. Bir beklenti içine girilmeden, başkalarının sizin için “acaba eşin/sevgilin ne yapacak?”, “acaba ne alacak?” ya da “senin ki ne yapacak 14 Şubatta?”, “Ne yaptı, ne aldı?” sorularının üstünde durulmadığı, kalplerin kırılmadığı ve asıl olan hediyenin fedakârlık olduğunun unutulmadığı bir sevgililer günü dileğim. Bırakın partneriniz elbet yapacaktır güzel bir şey. Yeter ki huzur olsun, huzurlu olunsun. Yapamazsa bile kırgınlık, kızgınlık, laf, söz, kavga olmasın. Anlayış olsun.

Eskiden olduğu gibi bir çiçek ile mutlu edilen kalpler, yanağa kondurulan bir bûse yetsin yine. Bir sarılma, söylenen sevgi sözcükleri ve alıntı da olsa ufak bir şiirin tebessümü doldursun yürekleri. Elbet daha fazlasını yapabilenlerdenseniz, o başka… Yeter ki, her 14 Şubat yaklaştığında anlayışla bekleyin, sabredin ve partnerinize güvenin. Onun size duyduğu sevgiyi, aşkı hissedin. Çabasını, anlayışını. Bence beklemeyin, şimdiden haykırın kendisine sevginizi. Yaşayın ve yaşatın o ânı, şimdiyi.

Ve koşun 14 Şubat 2024, 2025 ve nicelerine. Size gerçekten değer veren ile birlikteliklere, hoşgörü ve sevgi ile.

 

Editör: Sonay BİLGİ ARABACI

Yorumlar (1)

  1. Yıldız Tek Gamlı
    • 11/02/2024

    Hiç bir beklentimin olmadığı gerçeği...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şerif PINAR

Şerif PINAR 1977 Aydın doğumluyum. Ankara Gazi Üniversitesi’nden mezun oldum. Üniversite yıllarında ve sonraki bir kaç yılda söz yazarlığı yaptım. İzmir’de ikamet etmekteyim. Öğretmenim. Edebiyat dışında deniz, balıkçılık ve müziğe hep ayrı bir ilgim olmuştur. 2022 yılında ilk kitabım "Gönül Sevdiğinin Kapısında" adıyla yayınlanan şiir kitabımdır. Akabinde 2023 yılında “İki Adam: Ben ve Babam” adıyla deniz, anekdotlar ve balıkçılık üzerine ikinci kitabım yayımlandı. 2024 Ekim ayında çıkan “Varoluş Atlas” mitolojik bilimkurgu romanım ise çok büyük ilgi gördü. İlk kitabım “Gönül Sevdiğinin Kapısında” D&R kitap mağazasında ilk 6 ay edebiyat-şiir raflarında yer aldı. Yazarlar ve Şairler Derneği, Şairler ve Bestekârlar Derneği, Türkiye Edebiyatçılar Derneği ve İzmir Basın Mensupları Derneği üyesiyim. Tarafsız Ses Gazetesi İzmir Kültür Sanat sayfasını yönetmekteyim. https://www.instagram.com/serifpinarofficial/ https://www.tarafsizses.com/yazar/serif-pinar/ https://www.idefix.com/yazar/serif-pinar--10115792?srsltid=AfmBOop2nft_P1wpq7dM-bHPIA61daLhd4Y5pOYZMIBq633xkcKY9F9b https://www.dr.com.tr/kitap/varolus-atlas/edebiyat/roman/bilim-kurgu/urunno=0002142899001?srsltid=AfmBOopatidwV0qu8d7sNY0uR_bvviwTF6Bp08ZKSSijzus4bOD6_UJZ https://www.dr.com.tr/kitap/gonul-sevdiginin-kapisinda/edebiyat/siir/turk-siiri/urunno=0002142900001?srsltid=AfmBOoqjp2GhX2aTwm-RNRK2Gq-xFSD2F5XwcYpO1ObHCwmGXLaC6RxD https://www.dr.com.tr/kitap/iki-adam-ben-ve-babam/edebiyat/deneme-yazin/urunno=0002142901001?srsltid=AfmBOorf-PWSQMzD7EdkaDuLZfH4iTV8YZFAri1W_epyGektTg3g_3Re https://www.istanbulkitapcisi.com/varolus-atlas https://www.bkmkitap.com/varolus-atlas?srsltid=AfmBOooSYfqgv4qEnCHFcjNhp4_54wTtszX2u8Ss3b_PC06-7HyCfXAS https://www.akakce.com/roman-kitaplari/en-ucuz-varolus-atlas-fiyati,838933507.html