BABA

BABA

BABA

Hani bir çınar vardır, belki meyve vermez ama gölgesi heybeti yeter. İşte baba da o çınar gibidir. Belki sevgisini pek belli edemez, ama onun varlığı yeter. 

Baba, bir evladın annesinden bile daha çok örnek aldığı ebeveynidir. Baba sevgisi, evladının yüreğinde çok farklıdır. Öğle farklıdır ki yeri bambaşkadır.

İslam dininde de babaya çok fazla önem verilmiştir. Ana ve baba; zalim dahi olsalar, onlara karşı gelmek, onlarla sert konuşmak, hakaret edip kötü sözler söylemek doğru değildir. 

Eğer onlardan biri ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara ‘of ‘ bile deme; onları azarlama” (İsra/23) Onlara gösterilen ilgi, saygı, bakım, evin bereketi ve huzurudur.

Hayat o kadar kısa ki kimseyi kırmayalım, ama anne babamızı kırmamaya daha bir özen gösterelim diyorum.

Bizi büyüten emek veren babaya; maalesef yaşlandığı zaman saygı göstermez olduk, onları yok saymaya başladık, onlarla ilgilenmez olduk. Bir ihtiyacımız olduğu zaman bizim yardımımıza koşan, sıkıntılarımızı gidermek için elinden geleni yapan, dertlerimizi dinleyen babamızı yaşlanınca unutur olduk.

Hatta ve hatta kendi babasından utananları bile görüyoruz maalesef. Ne kadar üzücü. “Ben baba olsaydım evladım bana bunları yapsaydı ben ne kadar üzülürdüm” diye empati kurmak gerekiyor. 

Şöyle düşünün büyük emekler vererek bir elma ağacı yetiştiriyorsunuz.  Bir elma ağacının yetişmesi uzun yıllar alıyor. Zamanı geliyor ağaç kocaman oluyor ama siz o kadar emeklerle yetiştirdiğiniz elma ağacından elma alamıyorsunuz. Bu durumda nasıl hissedersiniz?

Biz görmesek de bilmesek de babaların sırtında koskocaman ağır bir yük vardır. Onlar hiçbir zaman dertlerini sıkıntılarını bizlere yansıtmazlar, sırf bizler üzülmeyelim diye. Bizi bizden daha çok düşünürler. Belki gelip sarılmazlar belki de hiç bizimle sohbet etmezler ama başımıza bir şey gelse ilk onların canı yanar. 

Elimizdeki bu büyük varlığın kıymetini bilmez olduk. Babasız büyüyen birçok insan var ve onlara sorduğumuzda. “Keşke babam olsaydı, varlığı bile yeterdi.” derler. Telefon çaldığında “babam” arıyor yazısı bile aslında o kadar büyük bir nimet ki fakat bizler “Haydi çabuk söyle baba işim var” deyip önemsemeyiz.

Anne ve babamızın değerini ve kıymetini onlar hayatta iken bilelim. Geçen zamanı geri alamayız. Bir gün bizler de anne ya da baba olacağız. Herkes hürmet görmek ister bu yüzden hürmet göster ki hürmet göresin. Tabii hürmetten kasıt sadece babalar gününde alacağımız hediye ya da arayıp bu günü kutlamak değil. 

Nasıl ki anne, evlat yar sevgisini özel günlere sığdırmak sevgi değilse babaların sevgisini de bu güne sığdıramayız. Onlar bizden senede bir gelecek hediyeyi istemiyor. Onlar bizden sevgi, saygı, hürmet ve ilgi istiyor.

Bir babalar günüydü. Babamı hediyem yetişmediği için aramayı ertelemiştim. Ancak hiç hediye almadığı halde kardeşim arayıp benden önce babalar gününü kutlamıştı. Asla ve asla bir beklentisi yoktu aslında.

Ufaktan bana sitem etti. “Bugün babalar günü kardeşin senden önce aradı kutladı sen kutlamadın.” dedi. “Hediyem yetişmedi“, desem de bir anlam ifade etmemişti. O gün anladım ki babam sadece hatırlanmak ve ilgilenilmek istiyordu.

Günler sonra verdiğim hediye kardeşimin kutladığında verdiği mutluluğu vermemişti. Çünkü onların materyallerle objelerle işi yok. Onlar sadece ruhlarını doyurmak ve evlatlarının varlıklarını hissetmek istiyordu.

Geç de olsa bunu anlamıştım. Şimdi sabah uyandığımda, elimde hediyem bile olmasa erkenden babamın babalar gününü kutlayacağım.

Herkes öyle yapsın. Annelerin kadın olması dolayısıyla onları mutlu etmek daha kolay gibi gelse de inanın öyle değil. Babalar da bir kadın kadar hassas ve sevgiye kapıları her zaman açık. Bir çiçeğin bile bir adamı ne kadar mutlu ettiğini gözlerimle gördüm. Çiçek de ilgi de sadece kadına özel değildir.

Tüm babaların, baba olmak isteyen ya da ruhunda baba gibi yürek taşıyan güzel insanların babalar gününü kutluyorum.

 

Yazar: Tutku BATMAZ 

Editör: Hakan DİNÇAY

Genel Yayın Yönetmeni: Elif  Ünal YILDIZ.

Diğer Yazılarımı Okudunuz mu?

https://fisildayankalemler.org/cok-muhabbet-tez-ayrilik-getirir/

Yorumlar (2)

  1. Furkan..
    • 16/06/2024

    Gerçekten yokluğunda hiç birşeyin tadı eskisi gibi olmuyor. 😔

  2. Yıldız Tek Gamlı
    • 15/06/2024

    Gölgesinde dinlendiğimiz kocaman çınarlara saygıyla...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Tutku BATMAZ

08.07.2000 Çankırı doğumluyum. Üç kardeşli ailenin ortanca çocuğuyum. İlk-Orta ve Lise eğitimimi Çankırı’da gördüm. Eğitimimi tamamladıktan sonra Kız Kur’an kursuna hafızlık eğitimime başladım. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın on sekiz yaş üzeri kuran okuma yarışmasında Çankırı birincisi oldum. Dört yıllık eğitim sonunda 2022 Mart ayında hafızlık eğitimimi tamamladım. Şu anda Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde okuyorum. Katıldığım çoğu hikâye, şiir, makale gibi yarışmalarda derecelere girdim. Bazı dergilerde yazılarım yayınlanmıştır. Şu anda İlimizde bulunan, Kız Kur'an kursunda eğitmen olarak görev yapıyorum. Boş zamanlarımda hafızlık tekrarı yapıyor kitap okuyorum. Hafızlık süresinde bile yazmaya devam ettim. Şiir okumayı severim. Kitaplardan da, biyografi tarzı romanlar ilgi alanımdadır. Aynı zamanda bir şeyler kaleme almak benim için bir tutku olmuştur. Hali hazırda yazdığım kitabım yayımlanma aşamasındadır. İnsanlara faydalı bir kitap olması dileğiyle.