KEŞKE Mİ, İYİKİ Mİ?
- Yazar: Günay POLAT
- 8 Nisan 2024
- 62 kez okundu
KEŞKE Mİ, İYİKİ Mİ?
Keşke kelimesini yüreğim ile beynim arasında sıkışıp kalan düşüncelerden, hissettiklerimden en çokta yaşadıklarımdan ötürü dilimden koparıp atalı uzun zaman oldu.
Çünkü karşıma çıkan insanların kişilik adı altında yaptıkları davranışları ile sözlerinin birbirini tutmamasını gördüm.
Bunun neticesinde adeta gözüme sokarcasına yaptıklarına karşılık düşündürdükleri ve de hissettirdiklerine yönelik olarak keşke dememeyi öğretip iyi ki demeyi öğrettiler.
Tabii günün sonunda her ne kadar haksız olan ben, haklı olarak gördükleri kendileri olsa da…. Artık kızmak isteyipte kızamadığım aksine onlara da bir yerde hak verdiğim zamanlardayım.
Çünkü ne onlar benim karşıma zorla çıkarılmış bir kapı ne de ben onları zorla hayatına alan bir ev sahibi değildim. Yaşamış olduğum her şey kendi tercihim olan bir zamanlar hayatımın merkezi haline getirdiğim her insan benim kendi tercihimdi.
Hayatım boyunca birilerine güvenmeye, birilerine inanmaya, birilerini sığınacak bir liman olarak görmeye ihtiyacım vardı.
Ne kadar güçlü olursam olayım benim de isteklerim, doğuştan benimle birlikte var olan duygularım, bu hayatta tutunacak bir dala ihtiyacım vardı. Kimine göre belki bencilce ama bana göre bencil olmayan insani duygularım vardı.
Her gelenin gidenden hiçbir farkının olmadığını tam tersine gelenin gideni her defasında arattığı bu dikenli yolda, ayaklarıma dikenler bata bata tercihlerim ile yürüdüm bu yolda…
Her defasında güzel olacağını ümit ettiğim her şeyin nasıl da sahte ama gerçekmiş gibi göründüğünü, bir dokunuş karşısında nasıl da domino taşları gibi devrilip dur durak bilmeden arkasına dahi bakmadan haketmedikleri halde hakettiklerini düşündüğüm oldu.
Yapmış olduğum her fedakarlıklarımı ve güzel olan her bir duygumu benden nasıl da koparıp alıp gittiklerini, bana kalan ise bu hayatın kafama vura vura nasıl da acımasızca ama küllerinden yeniden doğan bir aAnka kuşu gibi nasıl da yeniden doğduğumu onların gayretleri ile gördüm.
Çünkü bir insan daha kaç kere kırılıp dökülebilirdi? Kaç kere kendi yaralarını kendisi sarabilirdi? Daha kaç kere sonunu bilerek yürüdüğü bu yolu inatla yürüyebilirdi ki?… Yıllar sonra aynada kendime baktığımda kendimden kaçmak yerine yüzleştim.
Bu hayat benimdi ve yaşamam için verilen bir hayatım vardı. Seçtiğim ve hayatıma aldığım her insan benim kendi seçimimdi. Artık ne onlara kızıcaktım ne de onlar için keşke diyerek pişman olacaktım.
Hayat ne keşkeler, pişmanlıklar ile devam edip gidecek kadar uzun ne de ben, ikinci bir hayatı yaşayacak kadar şanslı değildim.
Şimdi tek bir hayatımın olduğu bu yolda onların bana öğrettiklerine ve benim de öğrendiklerime teşekkür ederek sırtımı kamburlaştıran keşkelerim ve pişmanlıklarımdan kurtulup bu yolda daha bir inanç ve gururla özgürce uçabiliyorum…
Baş Editör: Elif ÜNAL YILDIZ
Birileriyle yolda karşılaşırsınız bir süre beraber gidersiniz birlikte birbirinize yardım ederek yol alırsınız ardından herkesin devam etmesi gereken yollar vardır ve yolunuza devam edersiniz... Hayat diyoruz buna ...