Umuda Yolculuk, Elif Ünal Yıldız 

    Fısıldayan kalemler başkanı  Sayın Yazarım Elif Ünal Yıldız Hanım’ın bana hediye etmiş olduğu ‘Umuda Yolculuk’ kitabını büyük bir dikkatle okudum. Kitap, benim ruhumu aldı başka diyarlara götürdü.  Yüreğimin gönül penceresinden geçen duygulara tercüman oldu, ama göz çeşmesinin de musluğu açıldı.  O kadar içten ve o kadar dokunaklı yazılmışki kaç defa kitaptaki karakter Yağmur’un yüzü gülsün artık dedim.

     Kadın; bir ana, kadın güçlü, kadın azimli. Kadınların kendi ayakları üzerinde durması, kaderlerini ne kadar etkilediğini bu kitapta göreceksiniz. Kadınlar hakkındaki tabuların bir bir yıkıldığını, toplumsal cinsiyet kalıplarının dışına çıkıldığını, bir yandan da Yağmur karakteri üzerinden kadınların aslında ne kadar acılar çektiğini, evlatları için hayatla mücadele içine girmek zorunda kaldıklarını okuyacaksınız. Bu kitap kadınlar için bir meşaledir. Öğle bir meşale ki, bilinmeyen yerlerden geçtiğinde arkasında hem kadınlar hemde  erkeklerde onu takip edecektir. 

     Kitabın giriş bölümünde, olaylar başlamadan kadın olmanın ne kadar zor olduğu, elalem ne der endişesiyle kız çocuklarının daha küçük yaşlarda hayatlarının şekillendirilmesi ve evlendirilmesi, yaşadıkları psikolojik, fiziksel ve cinsel şiddet, kadın cinayetleri, yaşanan acılar babaların başlık parası adı altında kız çocuklarını bir mal gibi görmesi ve satılığa çıkarması, anne ve babaların çocuklarına dayatmış olduğu evlilikler, annelerinin koca baskısına istemeyerek de olsa boyun eğişi, çocuklarının geleceğini feda edişi kitapta çok güzel işlenmiş.

    Ankara’nın cevval ceza avukatı olan Deniz YILDIZ, kitabın baş karakteri Yağmur’dan uzak durması isteniyordu. Bir kadın olan  Deniz YILDIZ tehditlere boyun eğmiyor. Yağmur ile irtibata geçiyor… Akabinde yıllar yılı kadınların çektiği sıkıntı tıpkı pandorranın kutusu gibi, kitapta açılıyor ve aksiyon başlıyor. Gökyüzünü kara bulutlar sardığında nasıl onbinlerce damla, gözyaşı gibi damlıyorsa bu kitap damlayan onbinlerce yağmur damlacıklarının bir tanesidir.. 

   Yağmur ile buluşan ceza avukatı Deniz YILDIZ, Yağmur’dan dolayı kendisini tehdit eden telefondaki kişinin kim olduğu ile ilgili bilgiler neredeyse kitabın üçte birini kaplıyor. Yağmur hayatını tüm detaylarıyla ceza avukatı Deniz YILDIZ’a anlatıyor. Anlattıkça Yağmur’un hayat hikayesinin aslında çile çeken, ama bunu çevresine anlatamayan, içinde acılar saklayan kadınların hikayesi olduğunu anlıyorsunuz. Buradaki tek fark Yağmur güçlü bir kadın olmaya karar veriyor, bunu da kitabın sonunda başarıp başaramadığını okuyunca göreceksiniz. 

  Deniz YILDIZ korkmadan Yağmur’a yardım ediyor. O da kendini tehlikelerin içinde buluyor. Diyarbakır’lı altı kardeş; dört abisi olan, annesi küçük yaşta ölen, on beş yaşında evlendirilmek istenen, bir yandan çocuğunu kız kardeşine belli bir süre emanet etmek zorunda kalan, bir yandan da gittiği yerde güçlenip çocuğuna yeni bir yuva yeni bir oda hazırlamaya gayret eden, iş bulup, çocuğunun geleceğini planlamaya çalışan, küs olduğu ailesinden gizli çocuğunu ara ara görmeye gelmek için kız kardeşiyle gizli görüşmek için binbir bir zorlukla uğraşan, evlendiği ilk kocası Osman’dan çok ciddi şiddet gören, ikinci kocası Pars’tan kumar, başka kadınlarla aldatma gibi sebeplerle evliliğini sonlanmak zorunda kalan Yağmur’un acı hikayesi bu.

    Halbuki Pars ile evlenebilmek için küs olduğu ailesi ile bile kendisine sahip çıkan aile vasıtasıyla barışmıştı. Evladı, Güneş’e iyi bir baba olur diye. Bu arada babasının başlık parası kültüründen pişmanlığını da okuyacaksınız. Maalesef ülkemizin acı bir gerçeği de çocuk gelinler. Bu detayın verilmesi çocuk gelinlerinin artık olmaması gerektiği mesajını veriyor. 

    Kitapta bir güzel detay da olayları geçtiği mekanları sayın yazarım  Elif ÜNAL  güzel bir şekilde tanıtmış. Ayvalık, Cunda Adası, Şeytan Sofrası, Şirince / İzmir, Nevşehir, Kapadokya, Hacı Bektaşı Veli Türbesi, Ankara, Diyarbakır gibi mekanlarda gezmiş gibi olacaksınız.

   Kitapta aynı zamanda ceza avukatı Deniz YILDIZ’ın ,Kenan YAZICI davası. Kenan YAZICI’nın karısını aldattığı bu davada kitaptaki olaylarla ilişkili detaylar bulacaksınız. 

Kitap aslında yarı polisiye türünde bir kitap gibi… Aşk, evlat hasreti, aldatma, yeni bir hayat arayışı ve umut. 

    Bakalım Yağmur evladı için umutlarını, hayallerini gerçekleştirebilecek mi? Kararmış bulutların ardındaki güneşi doğurabilecek mi? Ağlayan gökyüzü toprağa, ilaç olur, merhem olur, toprakta yeni hayatların oluşmasını sağlar. Göz yaşı bir tohumdur; Peygamberimiz  “Cennet annelerin ayakları altındadır” diye boşuna dememiş. Erkekler; diğer yarınız olan kadınları ağlatmayın, onları mutlu edin.

Unutmayınız ki  eşine çiçek verirsen o sana gül bahçesi verir.
Eşini, el üzerinde tutarsan o sana taht verir.
Eşine sevgi verirsen o sana yüreğini verir.

     Lütfen eşlerinizin üzerindeki karabulutları def edin. Eşini üzerek ağlatma, sevinçten ağlat. Bak o zaman gökyüzünden damla damla düşen yaşlar taşa değil toprağa düşecektir. O damla toprağa besin olacaktır, toprak gülecek ve yeşillenecektir. O zaman dünya cennet olacaktır. Bu kitap bunu anlatıyor.