23 NİSAN’A FARKLI BAKIŞ
- Yazar: Metin ÖZDEMİR
- 23 Nisan 2024
- 67 kez okundu
23 NİSAN’A FARKLI BAKIŞ
Bir baba ve öğretmen olarak güzel ülkemde yıllardır yadırgadığım bir uygulama var. Çocuklara ülkeyi yönetenlerin koltuğunu bir günlüğüne veren yöneticiler oluyor.
Buradaki amaç çocukların o yetkililerin görevlerini anlamak, gelecekte onlar gibi yükselip o koltuklarda oturabilmek ve ülkeyi çeşitli kademelerde yönetmek…
Bunların çocuklara amaç olarak gösterilmesini bir nebze anlıyorum fakat asıl demek istediğim farklı bir şey… Ben tam tersi bir şey önereceğim.
Keşke bütün yöneticiler çocukların makamlarına, o saf tertemiz kalplerine, nefret bilmeyen duygularına, samimiyetliğine, saflığına teşrif etse, yükselebilse…
Örneğin; Adalet Bakanı anne babasından dolayı hapiste tutulan bebeklerin, çocukların koğuşunu ziyaret etse, empati yapsa…
Sanayi Bakanı sanayide çalışan çocuk işçilerin yerine geçse, o gün bir oto tamirhanesinde 13-14 anahtarı bir kullansa, empati yapsa…
Ticaret Bakanı gün boyunca su, simit satsa, halkın içinde olsa, çocukların geleceklerine olumlu şekilde dokunsa, empati yapsa… Sağlık bakanı sadece bir gün parkta yatsa, sokaklara itilmiş çocukların hallerini, buralarda zararlı alışkanlık kazanıp kazanmadıklarını bir gün bizzat gözleriyle görse, empati yapsa…
Ulaştırma Bakanı sadece bir gün makam aracından inip, 5-6 defa farklı semtlerin halk otobüslerine, minibüslerine binse, makam araçları ile halkın yanından geçerken yolları kapamasa, o insanların hastalarını hastaneye yetiştirmek zorunda olduğu sevdiklerinin, çocuklarının, yaşlılarının olduğunu bilse, empati yapsa.
Aile Bakanı bir günlüğüne çocuk esirgeme kurumunda kalsa, o çocuklara yemek şeker vermekten ziyade, o çocukların hayat hikayelerini tek tek dinlese, empati yapsa.
Milli Eğitim Bakanı o öğrenci olduğu sıralara otursa, kendini öğrencilerin yerine koysa, sabah akşam test çözmekten ibaret olan eğitim sistemini bir sorgulasa, öğretmenlerin bıktığı sınav sistemini öğretmenlerden dinlese, oyun çağı çocuklarının her gün isimleri değişen sınavlardan çocukluğunu yaşayamayan çocukları bir görse, empati yapsa.
Milli Savunma Bakanı şehit cenazelerinde sadece birkaç saatliğine değil, en az bir gün onlarla kalarak savaşların, terörün yıktığı ailelerdeki bireyleri, annesiz babasız kalan çocukların hayatlarını kalbinden idrak etse, o gün bir gününü ölenlerin, şehit olanların kabrinde geçirse, empati yapsa.
Örnekleri çoğaltabilirim. Kısacası; bugünün küçükleri yarının büyükleri olan çocuklarımızın biz yetişkinlerin halinden çok anlamasına gerek yok. Onlar daha “Çocuk”
Bilakis yetişkinler çocukların halinden anlayabilirlerse tüm sorunlar daha kolay çözülecektir. Sabah akşam çok soru çözen çocuklara ihtiyacımız yok, sorun çözen çocuklara ve yetişkinlere ihtiyacımız var.
Asıl çocuklara öğreteceğimiz hedef büyüdüklerinde de “çocuk” olmayı, insan kalabilmeyi öğretmektir. Tüm makamlar da, insanlar da geçer. Sonsuz iktidar yoktur.
Bizim toplum olarak şahıslardan çok, ahlaki değerleri öne çıkarmamız gerekiyor. Önemli olan “insanlığımızdır” tertemiz çocukluk makamıdır.”
Metin ÖZDEMİR
Editör: Nigar KAYA
Genel Yayın Yönetmeni: Elif ÜNAL YILDIZ
Yazarın Diğer Yazılarını Okudunuz mu?
https://fisildayankalemler.org/nikolay-vasilyevic-gogolun-yasam-oykusu/
Güzel bir yazı olmuş kalemine sağlık
Hocam muhteşem bir tespit ve harika bir öneri, umarım birilerine ulaşır.
👏👏👏👏 kaleminize sağlık hocam