ZAMANIN DURDUĞU AN

ZAMANIN DURDUĞU AN

ZAMANIN DURDUĞU AN

Hayat, başlangıçta hep dışarıya doğru akan bir nehirdi benim için. O nehirde yüzerken, karşıma çıkan her taş, her girdap, her bulanıklık, hepsi bir başkasının eseriydi. Genellikle de babamın.

İlk düşüşümde onu suçladım. İlk başarısızlığımda yine o geldi aklıma. Oysa ben, hiçbir zaman kendime dönüp bakmadım. Belki de kendi gözüme bakmaktan korktum. Ya orada gördüğüm şey beni daha da karanlığa iterse diye.

O sabah, mavi gökyüzünden bulut gibi sarkan sessizliğin ortasında, yıllardır görmediğim babamın kapısını çaldım. Yaşlılar Yurdu’nun paslı demir kapısı, sanki bir mezarlık kapısı gibi ağırdı. Açılırken iç geçiren bir ahşap gibi inledi, ama içeriden gelen tek ses değildi bu.

Çatlamış bir boğazdan çıkan hafif öksürük, camın ardında bükülmüş bir siluetin gölgesi ve içeriden taşan yoğun bir naftalin kokusu karşıladı beni.

İçeri girdim. Zaman burada işlemiyordu. Saat vardı, ama durmuştu. Duvar takvimi aylardır aynı tarihi gösteriyordu: 6 Mart. Anlamı var mıydı? Belki de sadece burada her şey, o günde donmuştu.

Babam, pencerenin kenarındaki sandalyede oturuyordu. Yüzü tanıdıktı ama gözleri başka bir zamana bakıyordu. Sanki beni değil de, kırk yıl önceki gençliğini izliyordu cama vuran yansımada.

“Sen misin?” dedi, gözlerini kısarak.

Benim. Ama hangi halim? Babasını suçlayan çocuk muyum, yoksa artık susup kendine bakabilen biri mi?

“Senin gibi olamadım,” dedim usulca. “Dürüst olamadım, cesur hiç olamadım. Hayatımı kuramadım. Ama suçlamayı iyi öğrendim. En çok da seni!”

Başını eğdi. Gülümsedi sadece

Oğlum, kendini sevmezsen, kimseyi sevemezsin. Hayatta seçtiğin her yol seni aynana götürür. Ben sana sadece aynayı tuttum.”

O an anladım. Üniversiteye ben gitmiştim. Kaydımı ben yaptırmıştım. İşe ben başlamıştım, evlenmeyi ben istemiştim. Babam sadece izleyendi ama onun üzerine serpiştirdiğim tüm yenilgiler, aslında kendi parçalarımın yansımasıydı.

Yatakta bükülmüş ellerine baktım. Titriyordu. Sadece yaşlılıktan mıydı, yoksa artık söylenecek söz kalmadığından mı?

Odada çalan müzik, hafif bir Türk Sanat Müziğiydi. Eski, çatallı, içli. Zaman bu odada başka bir ahenge bürünmüştü. Pencereden bakan güneş bile çekingen, tül perdeyle utangaçça dokunan bir ihtiyar gibiydi.

Hani küllükte yanmaya devam eden bir sigara vardır ya, ucuna kadar içilmiş, izmariti bırakılmış. Babam da öyleydi.

Bir süre oturduk. Konuşmadan. Sadece geçmişin nabzını tuttuk beraber. Sessizliğin içinden geçen yılları dinledik. Sonra ben kalktım. Kapıya yöneldim.

Bir kez daha arkamı döndüm, yüzüne baktım. Elini kaldırdı. Hafifçe. Belki veda idi, belki af, belki de sadece “Git artık, hayat senin” diyen bir baba hareketi.

 Kapıyı yavaşça çektim, ama yine de demirin o ağır kapanışı; yüreğimde yankılandı. Kapanan bir kapı değildi sadece; yılların, suçların, sessizliklerin, kabullenişlerin perdesiydi o.

Ama ardından gelen o sessizlik… İşte o, kolay kolay susmadı.

 

Şadan KÖSE

Editör: Nigar KAYA

Diğer Yazılarımı Okudunuz mu?

Kaldığın Yerden Devam Edebilmek

 

Yorumlar (0)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şadan Köse

Yazar Şadan Köse Mersin Mut İlçesi Alaçam Mah. doğdu. Türk Silahlı Kuvvetlerinde Astsubay ve Anestezi Teknikeri olarak görev yaptı. Türkiye’nin birçok yerinde ve Kıbrıs da görev yaptı. Yaşadığı bu şehirler, özellikle Kıbrıs edebiyat adına kendisi için çok verimli olduğunu söylüyor Günlük, haftalık yerel ve ulusal gazetelerde makaleleri yayınlandı, Maki, 4Mevsim ve Truva Edebiyat gibi dergilerinde şiir ve öyküleri yayınlandı. Edebiyat dünyasına Mavi Kuş Medya yayınları okuyucularının oylarıyla en iyi çıkış yapan Fantastik edebiyat ödülü ile değer katmıştır. Halen Mersin Yazarlar Derneği yönetim kurulu, İçel Sanat Kulübü ve ADD yesi dir. Kelimelerle düş kuran, hayalle gerçeğin sınırında yürüyen bir yazar: Şadan Köse. Satırlarında zaman bükülür, duygular sessizce dile gelir. Yayınlanmış Eserleri 1-YİĞİT adlı şiir kitabını. 2- HOŞGÖRÜNÜN ADRESİ adlı araştırma kitabını. 3- AŞK ONA UĞRAMADI adlı şiir kitabını. 4- BİR HAYAT BÖYLE GEÇTİ adlı öykü kitabını. 5- AŞKIN KÖR NOKTASI adlı romanı. 6- SENDE HÜZÜN OLMAMALI adlı şiir kitabını. 7- YOL ARKADAŞIN adlı romanını. 8- TELEPATYA UYGARLIĞI adlı fantastik öykü kitabını. 9- ÖMRÜM OLDUKÇA adlı öykü kitabını. 10- HOŞÇA KAL adlı Şiir kitabını. 11- HORUS’UN GÖZÜ Mistik öykü kitabı. 12- Bir Yürek Kaç Bedende Yaşar Roman