Tamamlanan Eksik Parçam

Tamamlanan Eksik Parçam

Tamamlanan Eksik Parçam

Sıradan bir sabah daha. Tarih 17 Eylül 1985. Yılların alışkanlığı, sabah kahvemi gazetemi okumadan içemezdim. O sabah saat 08:20’de kapıma bırakılan gazeteyi almak için kapıyı açtığımda, kapımda bir zarf buldum. Bir davetti: “Catheld College 1973 Mezunları Çay Partisi”.

Notu alıp kahve fincanımla uzun uzun geçmişe daldım. Gözlerimin önünde açılan pencereden geçerek kendimi geçmişe doğru bir yolculuğa çıkardım.

1973 Nisan – Amerika

O gün David ile sinemadan çıkmış, yağmurun altında koşup çılgınca eğleniyorduk. Aynı lisede, farklı sınıflarda okuyorduk. Aramızdaki milliyet farkı sevgimize engel olmuyor, aksine besliyordu. Tam David’e sarılmıştım ki bir ağacın altında onu gördüm. Kundakta bir bebek, terk edilmişti. Koşup yanına gittik, ıslanmış, korkmuş ve ağlıyordu. Bir şeyler yapmak lazımdı, ama ne? Hemen polise götürdük ve durumu anlattık. O dönemde Amerika’da çocuk kaçıran bir çete varmış ve çocukları parktan, sokaktan kaçırıyorlarmış, biz ne bilelim? Olaydan haberimiz yoktu. Polise durumu anlattık ama bize inanmadılar. Çocuğu kaçırdığımızı zannettiler. Nezarete aldılar bizi, ailelerimize haber verdiler. Beni iki gün tutup saldılar, David ise cezaevinde kaldı.

Olaydan sonra ailem beni Türkiye’deki babaannemin yanına gönderdi. İki sene Türkiye’de kaldım. Ne yaptım ne dediysem Amerika’ya gelemedim. Her ne kadar Amerika’da yaşasak da Türk bir ailenin kızıydım ve ailem geleneklerini sürdürüyordu. Bu iki sene içinde David’e ulaşamadım. Aklım da, yüreğim de hep ondaydı. Ne yapmıştı, kurtulabilmiş miydi oradan ve en önemlisi, iyi miydi?

İki sene sonra cezam bitmiş ve Amerika’ya dönmüştüm, ama eski Melis değildim. Yaşananlar gencecik yaşımda benden çok şey almıştı. Hemen David’e gittim ama nafile, başka bir şehre taşınmışlardı. Çok aradım ama bulamadım.

Artık ne yaşadığımın pek önemi yoktu. Okumak da istemiyordum. Ailem bana şehrin sakin bir muhitinde bir cafe açtı, onu işletiyordum, hala da öyle. Yıllar böyle geçti ama aklım hep David’de kaldı. Sonrasında hayatıma kimseyi alamadım.

Buz gibi olmuş kahvenin tadıyla kendime geldim. Ne yapacaktım, gidecek miydim? David gelir miydi acaba? Ve ben niye bu kadar korkuyordum? Yıllardır onu merak etmiyor muydum? Evet, evet gitmeliydim. Hayat bana yıllar sonra bir şans vermişti, belki gelirdi.

1985 Eylül – Amerika

Gardırobumdaki en şık kıyafetimi giydim ve yola çıktım. Her anlamıyla garip bir andı, 12 yıl sonra lise arkadaşlarımla karşılaşmak, anıların gözümde canlanması ve o olay… Hazır mıydım acaba bugün burada olmaya? Bir müddet sonra herkes toplandı ve sohbet başladı. Aniden bir elektrik akımı kapladı bedenimi, istemsizce arkamı döndüm ve o gözler… Farklı bir beden ama o gözleri unutamazdım. Yanında bir kız çocuğu, evlenmişti demek. Uzun süre ikimiz de konuşamadık, ilk selamı o verdi ve sakin bir yere geçip uzun uzun sohbet ettik. Dile kolay, koskoca bir on iki yıl girmişti aramıza.

David, o olaydan sonra iki ay cezaevinde kalmış ve suçsuzluğu kanıtlanmış. Bebeği çocuk esirgeme kurumuna vermişler. Beni çok aramış, bulamamış tabi. Büyük mücadeleler sonunda Emily’i evlat edinmiş ve birlikte bir hayat kurmuşlar başka bir şehirde. Aman tanrım, bu o muydu yani…

David, beni anlatarak büyütmüş Emily’i. Onlar bir gün tamamlanacağımızı biliyorlardı. On iki yıl önce yarım kalan hayatlarımızı tamamlamaya karar verdik. Hayat mucizelerle doluydu ve aldığını bir gün mutlaka geri veriyordu insana.

Leyla Bacaksız

Editör: Murat Çatal

Genel Yayın Yönetmeni: Elif Ünal Yıldız

Bu yazının bütünü yazarına aittir.

Bir önceki yazımı okudunuz mu?

Hayatıma Atılan Çöp Poşeti

 

Yorumlar (0)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Leyla BACAKSIZ

03.08.1989 yılında Mersin’de dünyaya geldim. Yaklaşık 18 yıldır Antalya’nın Manavgat ilçesinde yaşamaktayım. Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü mezunuyum. Bir kurumun muhasebe bölümünde çalışmaktayım. Okumak ve yazmak hayatımın en önemli iki parçası. Belli başlı bazı spiritüel alanlarla da ilgilenmekteyim. Okuma ve yazmanın verdiği bilgi ile ve spiritüel alanın verdiği ışık ile toplumun yolunu aydınlatmayı hedeflemekteyim.