Smyrna Agorası
- Yazar: Elif Ünal Yıldız
- 26 Eylül 2023
- 144 kez okundu
SMYRNA
Körfezin doğusunda Bornova ilçesinde yer alan Yeşilova Höyük’te yapılan kazı çalışmaları sonucu günümüzden 8500 yıl önceye giden geçmişe sahip olduğu ortaya çıkan İzmir’de “Smyrna” adını alan ilk kent, Bayraklı ilçesindeki Eski İzmir(Bayraklı Höyüğü) olarak bilinen yerleşim yeridir.
Antik kentin akropol tepesi Kadifekale ile bir zamanlar antik kentin limanı olan Kemeraltı arasındaki yamaçta, eğimin en az olduğu yerde inşa edilmiştir. Şehir kapılarına ve mahallelerine en uygun mesafede bulunan agora ızgara plana göre inşa edilen kentin merkezinde bulunmaktadır. Dört tarafı insanların güneşli, soğuk, sıcak ve yağmurlu havalarda korunması ve sığınması için kullanılan stoa/portiko adı ile bilinen sundurmalarla çevrili geniş bir avlu idi.
Agora; anıtları, oturma basamakları, sunak ve heykelleri ile kentin idari işlerinin yürütüldüğü kültürel, siyasal ve ticari her türlü aktivitelerin gerçekleştiği toplanma yeri idi. Agoranın batısında Roma Dönemi’ne ait Kent meclisi ve Mozaikli salon ile Roma Hamam yapısı tespit edilmiştir. Ören yerinde Osmanlı Dönemi’ni temsilen seramik ve atölyelerine, sarnıçlı çeşmelere, konutlara ait kalıntılar yer almaktadır.
Kent, Büyük İskender ile anılan bir kuruluş efsanesine sahiptir. Makedonya Kralı İskender’in Asya seferi sırasında Sardis(Sart, Salihli) ile Ephesus(Efes) kentleri arasında yolculuk ederken Smyrna’ya uğradığına dair bilgiler sınırlıdır. Ancak MS. 2. yüzyılda yaşamış coğrafyacı ve gezgin Pausanias, İskender’in avlanmak üzere geldiği Pagos (Kadifekale) Tepesi eteklerinde, Nemesisler Tapınağı önündeki bir pınarın başında, çınar ağacının gölgesinde uykuya daldığını, rüyasında gördüğü Nemesis’in (tanrısal öç ve adalet tanrıçaları)ondan burada bir kent kurmasını ve halkın buraya göç etmesini istediğini anlatmaktadır. Bu efsane pek çok Roma Dönemi Smyrna sikkesi(parası) üzerinde canlandırılmıştır.
Smyrna, özellikle Roma döneminde Ephesos ve Pergamon ile yarışabilecek nitelikte gelişmiş bir kenttir. “İmparator adına Tapınak yapma hakkı Smyrna’ya üç kez verilmiştir. Bu durum hem sikkeler hem de Agora’da bulunan bazı yazıtlar üzerinde görülmektedir. Birçok kent antik çağın sonunda terk edilmesine rağmen Smyrna, körfeze hakim konumu ve limanı sayesinde günümüze değin yerleşim görmüştür. Bugün kentte iç kale (Kadifekale), agora, bouleuterion, stadion, tiyatro ile surların küçük bir kısmı ve kente su ulaştıran su kemerleri modern kent içinde ve modern yapılaşmaların altında halen görülebilmektedir.
SU KANALLARI
Modern kentin altında, agoranın içinde ve güneyinde bir insanın rahatlıkla ilerleyebileceği su kanalları tespit edilmiştir. Bugün kaynağı belli olmayan ve hala içinden su akan bu kanalların Roma döneminden başlayarak Osmanlı dönemine kadar kullanıldığı anlaşılmıştır. Su antik çağda sarnıçlarda depolanıyor ve agorada bulunan atölyelerde kullanılıyordu.
Bodrum katı ile birlikte üç katlı olan Smyrna Agorasını görülmesi gereken yerler listesine ekleyebilirsiniz.
Sevgiler…
Tarih hep ilgimi çekmiştir ve sizin tarzınız kelimelerinizin gücü bir çırpıda okumamı sağladı
Çok güzel kaleme almışsın yazılarınızı merakla bekliyorum
O kadar özenli ve güzel yazılarınız var ki hepsini bir solukta okudum . Yeni yazılarınızı merakla bekliyorum
Sayfanızı Instagram da görüp keşfettim ve çok beğendim başarılarınız daim olsun
Tarihi yerleri ne kadar güzel anlatmissiniz yazılarınızı severek takip ediyorum