Silifke

Silifke

Silifke

Akdeniz’in incisi Mersin’in şirin bir ilçesidir Silifke. Köklü tarihi M.Ö. 6000’e dayanır. Makedonya’lı Büyük İskender burayı fetheder. Ölümünden sonra komutanlarından Suriye Kralı Selefkos Nikador M.Ö. 300’lerde buraya yerleşir ve  bir şehir kurar. Selefkos Nikador’un kendi adıyla kurduğu ve hala yaşayan tek şehirdir.

Tarih boyunca tam 13 kez kurulup yıkılmıştır. Sonra Roma, Bizans, Selçuklu, Karamanoğlu Beyliği ve Osmanlı İmparatorluğu’na ve Türkiye Cumhuriyeti’ne ev sahipliği yapmıştır. Ermenek’ten üç koldan doğan Göksu Nehri ilçenin tam ortasından geçer.

Bereketli topraklara can suyu olur. 3. Haçlı seferleri sırasında Roma Germen imparatoru Frederik Barbarossa Filistin’e giderken Göksu Nehri’ne düşerek boğulur ve ölür. Göksu Nehri eski adıyla Kalykadnus, üzerine köprü inşa edilirken talihsiz bir olay yaşanır.

Halk arasında anlatılan söylencenin aslı şöyledir:

M.S. 77-78 yıllarında, zamanın Kilikya valisi Kalykadrus üzerine bir taşköprü yaptırmaya karar verir. Ustalar yapar, sabah geldiklerinde köprü yıkılmıştır. Yeniden yaparlar yine yıkılır. Bir karar alırlar, gece nöbet tutulacak, sabah ırmağa ilk gelen kurban edilecektir. Tesadüf bu ya ilk gelen ustanın karısıymış. Kadın, çocuklarıma bakıp geleyim sonra alın canımı dediyse de dinlememişler. Kadını köprünün bir ayağına yerleştirip duvar örmüşler. Bugün bile suyun uğultusuna kadının iniltisinin karıştığı söylenir.

Çeşitli dönemlerden kalan tarihi eserleriyle, yerleşim yerleriyle açık hava müzesidir. Tarihi kalesi, Taşköprüsü, Kızkalesi, Olba antik kenti, Tokmar Kalesi, liman kenti olması sebebiyle Liman Kalesi, Aya Tekla Cennet-Cehennem-Astım Mağarası, Narlıkuyu Üç Güzeller ve sayamadığımız yüzlerce ören yeri gezilip görülmeye değer yerlerdendir.

Taşucu Limanı, yük ve yolcu gemilerine, balıkçılık faaliyetlerine hizmet etmektedir. Seka Kağıt Fabrikası kapanmıştır. Kızılçam Ormanları geniş alanı kaplar. Makilik alanlarda keçiboynuzu, zeytin, piynar, çitlembik, defne, incir, dut va daha birçok bodur ağaç yetişir.

Silifke Akdeniz ikliminde olması nedeniyle bir çok tarım ürünü yetiştirmeye uygundur. Hayvancılık ve göçebe yaşam kısmen de olsa devam etmektedir. Mayıs ta yaylaya göçer yörükler. Buğday, arpa, mercimek, nohut, burçak hasat ederler.

Mis kokulu kekik, adaçayı, acemarpası, altınbaş, sakız bitkisi karamuk, altınotu, bozoğlan çiçeği, ekinlerin içinde mor sarmaşıklı yoncalar, yemlik, yayla gelinciği, sığır kuyruğu  gibi bir çok bitki yetişir. Eylül ayında koç katımından sonra sahile kış yurduna dönerler. Yazdan deriye basılan peynir çökelek obruğa konur. Burada küflenmeye, fermantasyon işlemine tabi tutulur. Kışın katık edilir.

Verimli Silifke ovası, Göksu Nehri ve çalışkan insanlarıyla adeta üretim merkezidir. Dünyanın birçok yerinde yetişen tarım ürünleri burada gerek seracılık yöntemiyle gerekse açık alanda üretilmekte yurt dışına ihraç edilmektedir.

Maki bitki örtüsü, içinde binlerce endemik bitkiyi barındırmaktadır, Anemonlar, salep orkidesi, sarı beyaz kır papatyaları, gelincikler, kardelen, sümbül, sıklamen, nergis ve daha niceleri. Son yıllarda modern tarım, yöresel lezzetler ve dokumalarıyla gezginlerin uğrak yerlerindendir.

Her yıl 20-26 Mayıs tarihleri arasında yapılan ve yarım asırlık geçmişi olan Uluslararası Silifke Müzik ve Folklör Festivali düzenlenmektedir.Yerel halkı yörük Türkmenler’dir. Mübadele ile Kıbrıs ve Yunanistan’a giden Rum nüfusun yerine oralardan gelen Türk muhacirler yerleştirilmiştir.

Sahil kenti olması nedeniyle yoğun göç almıştır. Yaz aylarında nüfusu ikiye katlanır.

Göksu Nehri’nin Akdeniz’e karıştığı yerde delta oluşmuştur. Akgöl, kuş cenneti, kum zambakları, caretta carettaların üreme yerleriyle, birçok balık türüyle, dağlarında koyun keçi sürüleriyle bereketli toprakları, üretken insanlarıyla ziyaretçilerini beklemektedir.

Eğer hala görmediyseniz çıkın yola, sıkma, börek, ayran ve silifke yoğurdu, çileği, batırığı tadıp, gezip görün sabah güzel Silifke’yi.

Elife AKGÜL

Editör : Sonay BİLGİ ARABACI

Genel Yayın Yönetmeni: Elif ÜNAL YILDIZ 

Bir Önceki Yazıma Göz Atmak İster misiniz?

HARMAN YERİ

Yorumlar (1)

    • 23/04/2024

    Kızkalesi ni görmüştüm. Harika bir yer, emeğinize sağlık...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Elife AKGÜL

Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunuyum. 58 yaşındayım ve ev hanımıyım. Yörük kültüründen etkilenerek kendi yaşamım ve ailemin yaşantıları üzerinden hatıralar ile roman ve öyküler yazdım. Aynı konseptte edebi ürünler üretmeye devam ediyorum. Şu ana kadar yazdığım fakat yayınlanmamış bir roman, bir öykü, bir tiyatro senaryosu ve bir şiir bulunmaktadır. Tarzımı Cengiz Aytmatov ve Yaşar Kemal’e yakın görüyorum.