Serkan
- Yazar: Soner IRMAK
- 5 Mart 2024
- 97 kez okundu
Serkan
1.Bölüm
“O gün mesai var” dedi amir. Ben de “tamam” dedim yapacak bir şey yoktu. “Sabahtan beri çalışmışım bir de bu mesai çıktı.” diye söyleniyordum kendi kendime.
O gün zor da olsa bitmiş ama çok yorulmuştum. Servise binerken arkadaşlarla konuşuyorum ama gözümden uyku akıyordu.
Eve ulaşmam on beş dakika sürüyordu. Servise biner binmez gözümü kapattığım anda uyuyakalmışım. Yanımdaki Hakan seslendi:
“Senin durağa geldik” dedi.
“Ne uykucu adamsın” diye benimle alay bile etmişlerdi.
Şoför kapıyı açarken herkese iyi geceler dedikten sonra indim servisten ve telefonumu aldım elime. Saate bakmak için bir tuşuna bastım.
Saat 00.34’tü. Telefonu tekrardan cebime attım yürümeye devam ettim. Eve yakın bir yerde bir gölge gördüm sanki. Sonra yok canım dedim daha neler? Kendi kendime halüsinasyon gördüm sanmıştım.
Bir an için gözümü kapattım 10 saniye falan etrafa göz gezdirdim. Tekrar açıp baktım evet gerçekten bir karartı vardı. Evin duvarının yanına yaklaştım biraz daha baktım hareket ediyordu.
Aman Allah’ım bu ne? Bu bir çocuktu. Hemen sağa sola baktım kimsecikler yoktu. Çocuk üşümüş, ağlamaktan gözleri kıpkırmızı olmuştu ve ne yapacağımı bilemiyordum.
Polisi aramak aklıma bile gelmiyordu. Çocuğa sordum ismin ne diye. O titreyen dudaklardan “Serkan” döküldü. Karşımda duran çocuk üşümüş suratı morarmaya başlamıştı.
“Gel” dedim önce. Benden çok korktuğu ve tereddüt ettiği için ısrar ettim .
“Hadi gel” dedim “benden sana zarar gelmez durulmaz bu soğukta” dedim.
Kim bilir kaç saattir bu soğukta duruyordu? O anda anlamıştım, fazla mesaiye neden kaldığımı. Çok şükür dedim çok şükür… Çocuğa açtım iki kolumu yanlara “gel” dedim o da sarıldı bana. Sırtımdaki montu çıkarttım sardım bu çocuğu.
Eve giderken kucağımda uyuyakalmıştı. Evde hanım vardı ve uyumamış beni bekliyordu. Çocuğu benim kucağında görünce çok şaşırdı. Sus işareti yaparak kucağımda uyuyan çocuğu yatırdım yatağa. Hanım:
” Bu çocuk da nereden çıktı?” diye sorunca
“Sokakta buldum üşümüş zavallı ” dedim.
“Ne olacak şimdi? diye sordu.
O anda hiçbir şey düşünmedim. “Hele bir sabah olsun da bakarız hanım, sabah ola hayrola!” dedim.
O sırada çocuk, sayıklamaya başladı.
“Yapma baba vurma artık ne olur!” diyordu.
Ben hemen gittim çocuğun yattığı yatağın yanına. Başını okşayıp;” yok bir şey. Hadi uyan. Sadece kötü bir rüya görüyorsun” diyordum.
Çocuk sıçrayarak uyandı.
“Korkma geçti… Artık ben varım, kimse sana hiçbir şey yapamaz canım benim.”
Gözlerini açtığında içimde kocaman bir şefkat duygusu oluşmuştu. Bizim de çocuğumuz yoktu. Bir türlü olmuyordu ve bu çocuk içime ebeveyn hissi doldurmuştu.
Çocuk altı yada yedi yaşlarında vardı. Ama çok net konuşamıyordu. Korkudan olsa gerek, kelimeler yuvarlak ve kesik kesikti.
Kendi kendime;” Allah’ım, çocuk aşkıyla yanıp tutuşana vermez, kıymet bilmeyene ise çocuk verir!” derken hanım duydu bu söylediğim lafları.
“Öyle deme bey!” deyince ben de: “Tamam hanım” deyip sonra “tövbe tövbe” dedim.
Çocuk çoktan uykuya teslim olmuştu bile. İş yerinden birkaç günlüğüne izin almam gerekti. Gecenin yarısında aradım amiri, yatmamıştı anlattım başımdan geçenleri.
O da anlayışla karşıladı ve; “peki Erkan işlerini hallet gelirsin” deyince teşekkür ederim dedikten sonra kapattım telefonu.
“Yarın ilk iş polise gitmek hanım… Bilgi verelim bakalım ne olacak?” derken çocuğu izliyorduk.
O gece hiç uyumadık. Sabaha kadar çocuğu uyurken izledik.
“Polise gitmesek mi ?Biz baksak nasıl olur?” hanımın ağzından bu kelimeler döküldü.
Ben de aynı şeyi düşünüyordum ama “olmaz dedim, hanım olmaz…”
Soner IRMAK
Editör: Nigar KAYA
Baş Editör: Elif ÜNAL YILDIZ
Diğer Yazılarımı Okudunuz mu?
https://fisildayankalemler.org/bekle-beni-sevgilim-geliyorum/
Devam ....
Kaleminize sağlık