Raziye Devlet Sultan

Raziye Devlet Sultan

Raziye Devlet Sultan

Bugün epeydir görüşemediğimiz Azram’a mesaj attım. Saat dört gibi buluşmak için bir cafede sözleştik. Her zaman buluşmalar evde olmasın bazen de değişiklik iyi olur diye düşündük. 

Buluşma yerine geldiğimde Azra sessiz bir köşeyi seçmişti. Hemen selamlaşıp karşısına geçtim. Günlük olaylara şöyle bir değindik. Bizi en çok üzen ekonominin zayıflığından çok dünyada mazlumların, kadınların ve de çocukların katledilmesidir.

Zulüm hiç bitmiyor ne Filistin’de ne Doğu Türkistan’da ne de Hindistan’da… Bize demokrasi havariliği yapanların en çoğu kendileri zulme izin verenler. Neyse duadan başka elimizden çok da bir şey gelmiyor. 

Bugünkü konumuz hangi hatun diye sormadan ben konuya giriverdim. 

Selçuklu Sultanlarından İzzettin Keykavus’un hanımı namı diyar Devlet Raziye hatun. Kendisi bir bey kızı Danişmetoğullarından Mahmut beyin kızıdır.

Bedrettin Bromoni’ninde kız kardeşi olur. Malatya’da Kahta kazasına bağlı bir köy olan bu yer bir dönem Danişment oğullarının başkenti idi. Bütün kayıtlar sultanın bu soya ait olduğunu kanıtlar. 

Sultanın dönemi kervansarayların çok olduğu dönemdir. Seyrek Viranda Sultan da bir kervan saray yaptırır ve kitabesinde isminin Raziye olduğu yazılan bir dua vardır.

İpek yolu üzerinde olan kervansaray tam tüccarların uğrak yeri olan bir yol üstündedir. Şu anda adını bu handan alan eski adı Saideli olan Kadın hanı ilçesindedir. Konya iline bağlıdır ve Orta Asyadan yoğun olarak gelen Türklerin yaşadığı bir ilçedir. 

Ayrıca bir çok mal varlığını vakfettiğini de kaynaklardan öğreniyoruz. 

Azram:”Dikkatimi çeken şu oldu”. dedi

 Tarihe ismi geçmiş kadınlar, ya devlet idaresinde yer almış ya hayır kurumları, camiiler, kervansaraylar, dükkanlar bırakarak halkın yararına çalışmış.. Bu toplum olarak kalkınmamıza da faydalı olmuş diye düşünüyorum. 

Elbette kazandığını sadece kendine değil toplumun yararına sunan insanlar toplumsal kalkınmayı sağladıkları gibi insanlar içinde sosyal huzurun temininde olmuşlar. 

Kaynaklarda bir köşk, yaptırdığı bir camii, dükkan ve çiftlikten söz ediliyor. Hatta kardeşi ölünce bıraktığı Hatuniye camisinin bahçesine gömdürür. 

Ne güzel diyor sözüm bitince. İnsanın arkasında adının anıldığı eserler bırakması. Hem güzel bir hayır yapıyorsun hem de dünya döndükçe eserlerinden faydalanınca iyilik defterin doluyor. Ben de arkasından güzel şeyler söylenen bir hanım efendi olmak isterim. 

Canım benim ne güzel sözler bunlar her kadın ama özellikle her Türk kadını ve genç kızı senin gibi düşünmeli bir eser hatta bir çok eser bırakarak bu dünyadan göçmeli diye düşünüyorum.

Zira insan iyilikleri ve eserleri ile anıldığında ölümü hakettiği söylenir. Bu konuda Hasan Ali Yücel ;”ölüm yatağında iyi şeyler yapmış ise bir insan ölümü haketti “der. Yoksa bir ömür boşa geçmiş demektir, diye cevap verdim.

Bunu söyleyen üniversiteli bir genç kız ve benim torunum. Anneanne kimliğimden önce öğretmen kimliğim ile nasıl mutlu ettin deyip boynuna sarıldım. Saçları ve başı okşanmaya layık kızçeler yetiştirmek Türk analarının boynunun borcu olmalı diye sözü bağlıyorum bugün. 

Semiray SEZGİN

Editör: Sonay BİLGİ ARABACI

Baş Editör: Elif ÜNAL YILDIZ 

Bir Önceki Yazımı Okudunuz mu?

ÇOCUK

 

Yorumlar (2)

    • 28/03/2024

    Kaleminize sağlık Semiray hocam.

  1. Mustafa kemal Yaman
    • 25/03/2024

    Güzel bir yazı olmuş sıkıcı değil. Tebrik ederim. Hem tarihsel bilgiler var hemde hayata dair kadınlara dair hoş sözler...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Semiray Sezgin

Samsun Doğum Hastanesi'nde özlemle beklenen bir bebek olarak dünyaya gelmişim. Tarih 5/10/1960 .Neden böyle derseniz benden önce doğup yaşamayan karındaşlarım arkasından özel dua ve kurbanlar keserek bana kavuştuklarını ifade eder ailem...