Metroda şekerci çocuk

Metroda şekerci çocuk

Kadın hızla metrodan indi .Hava kararmıştı .Misafirler onu bekliyordu evde .İşten dönerken birden aklına para çekmesi gerektiği geldi .Eve giderken bir şeyler alması lazımdı. Öyle ya evde meyve falan bitmişti . Metronun içindeki bankamatik önünde durdu ve işlemleri tamamlayıp parasını aldı. Sağ tarafta bir çocuk yere oturmuş bir şeyler yiyordu. Birden taşın üzerine oturduğunu fark etti.

Kadın çocuğa seslenerek “Oğlum taşa oturma o yandaki kutuyu altına seriver” dedi.

Çocuk; “Onların içinde şeker var. Annem verdi” dedi.

Çalışıyorum ben ,onları satıyorum diye cevap verdi .

Kadın annesinin nerede olduğunu sorduğunda babasının hasta olduğunu ve annesinin ona baktığını onun da şeker sattığını söyledi. Kadının gözünde bir aile dramı canlandı birden .Bir zamanlar inşaat ustası olan komşusunun inşaattan düşerek  yatalak olduğuna şahit olmuştu. Bu ailenin ve o evin annesinin senelerini nasıl eşine ayırdığını ve o genç kadının yıllar içinde saçlarına nasıl akların düştüğü gözlemlemişti. Çocuklar küçük yaşta çalışmak zorunda kalmışlar hem de okuyup adam olmuşlardı.

İçi yandı bir anda. Yardım etmek istedi çocuğa ve çok parası olmadığı için sadece bir şeker almaya niyet etti .Keşke dedi içinden yanımda daha çok bozuk  param olsaydı. Çocuğu seyretti biraz ve” kaça satıyorsun şekerleri” diye sordu”. Çocuk ne verirsen” dedi .Yanında üç lira bozuk vardı bir tane aldı ve dedi ki; “bence sen bunların tanesini üç liraya satmalısın “. Çocuk cevap vermedi .Elindeki mısırı yemeğe devam etti. Kadın eve geç kaldığını düşünerek hızla oradan uzaklaştı fakat düşünmeden edemedi .Yol boyunca neler geçti aklından neler! Kendince çözümler üretiyordu eve giderken. Mesela diyordu şöyle olamaz mı?

Akşamın bu saatinde metroda her türlü insanın gelip geçtiği bu geçitte her türlü kötülüğe açık bu çocuk sıcacık bir evde temiz bir ortamda çorbasını kaşıklamalı değil miydi bu saatlerde. Ve gözünün önünden kaçırılan çocuklar geçti. Hatta geçen dönem bu konuda çekilen ve dilendirilen çocukları anlatan “Ateş Kuşları” filminden kareler geldi gözlerinin önüne. Bu durumdaki çocuğu sana yemek ısmarlarım diye götürecek adamlara rastlamak çok da zor değildi bu devirde. Polislerin bu çocukları alıp evine teslim etmesi ,devletin sivil polislerinin geleceğimiz olan bu tür çocukları tespit edip evine bırakması gerektiği gibi  ivedilikle ailelere yardım yapılmalıydı. Hatta sokak çocukları suça bulaşmadan önlem alınması ve ailelere bu konuda destek verilmesi  gerekiyordu ,diye düşündü .Bu konuda çok da bilgisi yoktu açıkçası.

 

Böyle düşünerek otobüse bindi.  ve evine geldiğinde elinde top şekere bakarak çocuklar için neler yapabilirim diye onları suça bulaşmadan nasıl sokaktan kurtarabilirim, kimlerle konuşursam çözüm bulurum diyerek yatağa girdi ve ertesi gün için uyuması gerektiğini düşünürken uykunun kollarına kendini teslim etti.

Türkiye’de yapılan istatistikler sonucu 40 bin sokak çocuğu var ve gayri resmi rakamlara göre 80 bin olduğu söyleniyor.

 

 

Yorumlar (3)

  1. Buket
    • 12/10/2023

    Bu hikayenizin devamını bekliyorum ne kadar içten bir yazı olmuş başarınız daim olsun

  2. Melike
    • 12/10/2023

    Emeğinize sağlık başarılarınız daim olsun

  3. Funda
    • 12/10/2023

    Çocuklarımız hem sevgi başta olmak üzere herşeye aç büyüyorlar. Kaleminize sağlık ne güzel bir konuyu ele almışsınız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Semiray Sezgin

Samsun Doğum Hastanesi'nde özlemle beklenen bir bebek olarak dünyaya gelmişim. Tarih 5/10/1960 .Neden böyle derseniz benden önce doğup yaşamayan karındaşlarım arkasından özel dua ve kurbanlar keserek bana kavuştuklarını ifade eder ailem...