MAVİYE SÜRGÜN
- Yazar: Umut Meriç BERBEROĞLU
- 1 Haziran 2025
- 25 kez okundu

Maviye Sürgün
Varşova’da hava soğuktu. Gökyüzü gri, caddeler sessizdi. Nazım, eski apartman dairesinin penceresinden dışarıyı izliyordu. Camın buğusuna eliyle bir daire çizdi, dışarıda ağır ağır yağan karı daha net görebilmek için.
Uzakta, birkaç insan telaşsızca yürüyordu. Her şey yavaştı bu şehirde. Her şey soğuk ve uzak. Masasının üzerinde bir daktilo, birkaç kitaptan kopmuş notlar ve boş bir fincan vardı.
Odayı zayıf bir ışık aydınlatıyordu. Sobanın içindeki odunlar sönmek üzereydi ama Nazım kıpırdamadı. Gözleri boşluğa dalmıştı. Zihninden geçenler, binlerce kilometre ötede kalan bir şehrin sokaklarına, seslerine, yüzlerine aitti. O sabah, kapının altından bırakılmış bir zarf buldu.
Zarfın üzerindeki el yazısı tanıdıktı. Çoktan unuttuğunu sandığı bir elin izi gibiydi. Odaya geçip zarfı açtı. Okuduğu birkaç satır, yıllar öncesine götürdü onu. Birden yüzüne hafif bir tebessüm yerleşti, sonra hemen silindi.
Yutkundu. Ellerini cebine soktu, bir süre pencereye döndü. Odada ses yoktu. Sadece içinin sesi vardı şimdi: Yalnızlık. Mektubu çekmecesine yerleştirdi. Sonra daktilonun başına geçti. Ama bu kez yazmak için değil. Sadece orada oturmak, o metal tuşların arasında geçmişi düşünmek için. Gözlerini kapattı. İstanbul’u düşündü. Bir vapur iskelesini, martıların sesini, bir kadının yüzünü. Bir şiir yazmadı o gün. Sadece sustu.
Umut Meriç BERBEROĞLU
Genel yayın yönetmeni: Elif ÜNAL YILDIZ
Bir önceki yazımı okudunuz mu?
Ustaya saygıyla ❤️