İç Çekişme

İç Çekişme

İç Çekişme

Issızlığın ortasında var olmak ya da yok olmak arasında gidip geliyorum, nedenlerimi sıralarken kendimi yiyip bitiriyorum…

Sonsuz sandığımız kainatın ortasında sahibi olduğumuzu zannettiğimiz dünya topraklarında, uzaklardan kendime bakıyorum. Koskocaman evrende kendimi bulunmaz Hint kumaşı zannederken, bu sonsuz evrende yıldızları, galaksileri fark edip kafamı kaldırıp gökyüzüne
baktığımda kendimi kainatta bir toz zerresi bile görmüyorum.

Her birimizin bir yıldız tozu olduğunu düşünsem de var oluş nedenimde yapamadıklarımı düşünüp kendimi aciz hissediyorum. Ayağımın ucunda incitmekten korktuğum karıncayı görüp onun yolundaki azmini görüp, varacağı yola en kısa yoldan elime alıp götüreceğimi bilsem de birinin beni alıp tepeye koyduğunda, yolda öğreneceklerimi fark edip, vardığı yerde o karınca olmayacağını bildiğim için çekilip, sadece izliyorum…

Genç, ne kadar güçlü, her şeyi başarabileceğini düşünen hoyrat zamanlarım geliyor aklıma, coşkun bir sel gibi dağın tepelerinden taşıp, deli gibi baharlarda aktığım, ne var ne yoksa yıkıp geçtiğim, yanımda ne varsa sürüklediğim asla arkama bakmadığım gençlik yıllarım…

Sonra bir dalın yaprağı vakitsiz düştüğünde, koza kelebeğe dönüşmediğinde, bir çocuk dizini incittiğinde akıttığım gözyaşlarım geliyor aklıma. Ne zaman bu hoyrat alemden dünyanın haline vardın, pişmek şöyle dursun yandın, yandın, diyorum…

Yaşın “susmak” halini kullanıyorum şimdi. Dinlenmiyorsam, anlatamıyorsam, söylediklerim bir anlam ifade etmiyorsa susma hali özgürlüğümü kullanıyorum. Ne tartışmak zorunda kalıyorum ne kimsenin kalbini kırıyorum ne de karşıya bir anlam ifade etmeyen sözcüklerimi kullanıyorum.

Biliyorum ki zaman en değerli kavram, biliyorum ki zamanım çok az kaldı ve göçmeden yapacak çok işlerim var. Bedenim genç olmasa da beynimin zindeliğine olgunluğumu katıyorum yavaş yavaş…

Doğan her günde nefes almaya devam ediyorsam şükür vakti… Daha çocuklar var; geleceğe hazırlanacak ilmek ilmek özenle yetiştireceğim … Hayvanlar var dünyayı ellerinden aldığımız, yaşama alanı bırakmadığımız, dilsiz, masum, bize muhtaç artık bizsiz yaşayamayacak ama
bizimle var olan sevgi dolu canlılar…

Doğa var, her bir parçası bizim yaşamamıza destek olan belki de biz olmadan daha rahat yaşayan… Dünyamız var, tek bir tane, yeni bir dünya bulana kadar, tek başına bizsiz var olabilen, onsuz var olamadığımız….

Görevlerim bitmedi. Issızlığın ortasında var olmak ya da yok olmak arasında gidip geliyorum, nedenlerimi sıralarken kendimi yiyip bitiriyorum…

Hayatının anlamını bulanlara saygıyla,
Yıldız Tek Gamlı
30/03/2024

Editör: Nigar KAYA

Baş Editör: Elif ÜNAL YILDIZ

Diğer Yazılarımı Okudunuz mu?

https://fisildayankalemler.org/masal-anlatimi-ve-onemi/

Yorumlar (5)

  1. Ayşe
    • 31/07/2024

    Yaşın "susmak" hali... kalbimi bıraktım buraya ❤️🙏

    • 9/04/2024

    Selamlar.

  2. […] https://fisildayankalemler.org/ic-cekisme/ […]

  3. Yıldız Tek Gamlı
    • 30/03/2024

    Okuyan herkese teşekkür ederim ❤️

    • 30/03/2024

    Çok güzel bir iç muhasebe olmuş . Kaleminize sağlık. Tebrik ederim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yıldız TEK GAMLI

1976 yılında Ankara’nın Altındağ ilçesinin bir semti olan Doğantepe’de büyüdüm. Aslen Nevşehirliyim. Tipik bir Anadolu ailesinin altı çocuğundan biriyim. Konya Selçuk Üniversitesi Akşehir M.Y.O. Muhasebe bölümünü bitirmek dışında Ankara’dan ayrılmadım. Ankara Hacettepe Üniversitesi Sağlık İşletmeciliğini tamamladım. Amerikan Kültür Derneği’nde İngilizce öğrendim. Bu arada Ankara Tabipler Odası’ndan Hastane Yönetimi eğitimini bitirdim. Tüm bu eğitimleri tamamlarken Ankara Özel Güven Hastanesi’nde 7 yıl çalıştım. Evlenince kendi sağlık işletmemize geçip 4 yıl Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nü yürüttüm. AÇEV (Anne-Çocuk Eğitim Vakfı)’le tanışıp, gönüllü annelik yaptım. Çocuklarla daha mutlu olduğumu fark edince Çocuk Gelişimi ve Eğitimi’ni bitirip, 2 yıl devlet okullarında sözleşmeli, 2 yıl özel kurumlarda İngilizce ve İngilizce Drama öğretmenliği yaptım. Meme ve lenf kanseri nedeniyle çocuklarım olan öğrencilerimden ayrıldım. Tedavim devam ederken TEMA Vakfı ile tanışıp, çocuklara doğayı anlatmanın yanında, ara ara yine onlarla birlikte vakit geçirmenin yolunu buldum. 2019 yılında Bursa Nilüfer’e taşındım. Kızlarım üniversiteye başlayınca, “eğitimin yaşı yok” deyip, hayalim olan Uludağ Üniversitesi Arkeoloji Bölümü (Almanca) okudum. Minik Saka Kuşu, Sabun Kokulu Masal, Lunaparkta Keyifli Bir Gün, Cemilhan'ın Maceraları, Büyüklere Küçüklerden Masallar, Kayıp Balerin, Yüzyılın Masalları, Yavru Kedi, Gökçe Özgür Olmak İstiyor, Bir Pazar Günü, Paylaşmak Çok Güzel kitaplarının yazarı.