Arslan Hatice Hatun

Arslan Hatice Hatun

Arslan Hatice Hatun;

Bugün erkenden, güneşli bir Ankara sabahına uyandım. Azra ile öğleden sonra kahve sohbetimiz var ve yeni bir tarih sayfasına dalıp kendimizi yine farklı atmosferde bulacağız.

Nasıl meraklı gözlerle izliyor beni. Ağzımdan çıkacak kelimelere bağlı, zaman zaman sorular soruyor ya bayılıyorum. Terken Hatun için biraz iktidar sevdalısı olduğundan, çok sıcak karşılamadı anlattıklarımı.  

O yüzden Hatice Arslan Sultan’dan bahsedeceğim. Hani Alparslan’ın kız kardeşi olan. İlk defa Abbasi halifelerinden birinin eşi oluyor ve ülkesi için oldukça faydalı işlere imza atıyor. 

Bakalım neler var tarihin eskimiş sayfaları arasında? diyoruz ve anlatmaya geçiyoruz. Amaç: hem öğrenmek hem örnek almak hem de ders çıkarmak. Olur ki; birilerini de şahit edebilirsek tarihimize, en azından okuyarak destek olurlarsa ne mutlu bize o zaman!

Azra gelmiş, salona oturmuş bile, kahveler pişti, gözüme bakıyor “hadi” der gibi… “Başladım prensesim,” deyip kanepeye oturdum. 

Selçuklular henüz devlet kurmadan önce Abbasiler ile ilişkilerini sıcak tutmaya dikkat etmişler. Bunun sebebi hem sunni düşünceyi desteklediklerini göstermek hem de halife ile devlet işlerinde arayı sıcak tutmaktı.

Abbasilerle evlilik işine de sıcak bakmışlar. Amaçları Peygamber ailesine yakın olmaktı elbette. 

Devlet işlerinde Batı’da da böyle olmuştur. Genellikle kızlar bir saraydan diğerine gelin gider. Yarın bir gün devletler arası ilişkiler iyi gitsin, savaş durumunda birlikte hareket edilsin ya da çıkar birliği yapılsın diye. Eskiden Çin sarayından gelen kızlar Türk devletini ele geçirmek için geldikleri sarayın çıkarlarını güdermiş. O da ayrı bir olay sonra gireriz o konulara…

Selçuklular devlet kurunca Çağrı Bey’in kızı Hatice Arslan Hatun, bu sıcak devlet ilişkileri ışığında Abbasi sarayına ilk gelin giden Selçuklu hanedanının genç kızıdır. İlk önce kızımızı Halife Kavin bin Emrullah, oğluna ister. Hatice o sırada 16 yaşındadır ve halifenin oğlu da o yaştadır. Fakat oğlu aniden vefat eder ve kızı çok beğenmiş olacak ki kendisine ister. (1056) 

Selçuklu sarayından Abbasi sarayına gelin giderken arkasında bir sürü çeyiz, mücevher, kaftanlar, binek hayvanları ve cariyeler götürür. Eşi olacak halife de kızımıza çiftlik arazileri ve mal bağışlar. Yine sultanımıza bu evlilikte mehir olarak binlerce dinar verilir. Kızımızın anne ve babasına da hediyeler gönderilir. Aynı zamanda kıyafetler, taç ikram edilir. 

Bu nikahta her iki tarafın önemli şahsiyetleri olan vezirler, Türk beyleri ve önemli ilim adamları hazır bulunurlar. 

Bir süre sonra amcası Tuğrul Bey halifenin kızı Seyyide Hatun’la evlenmek ister ve halife buna karşı koyar. Hatice amcasını destekler ama bu sefer de halife ile arası açılır ve amcasının yanına Rey şehrine gelir. Halife’nin kendisini ihmal etmesinden dolayı Bağdat’ı terk eder. Amca hastalanmıştır ve onun yanındadır.

Tuğrul Bey, Seyyide Sultan’la evlendikten kısa süre sonra da vefat eder. Hatice bir süre kardeşi Sultan Alparslan’ın yanında kalır. Daha sonra tekrar Bağdat’a döner ve dört yıl daha eşiyle kalır.(24 kasım 1072) Kardeşi Sultan Alparslan ölür ve halife, üç günden fazla sarayda yas tutmasına izin vermez. 

Bu yas süreci, Türk gelenekleri ile uyuşmayan bazı İslami özellikleri konusunda eşi ile gerginlikler yaşamasına sebep olur. Üstelik eşi yas sürecini uzatmasından hoşnut değildir. 21 bir yıllık evliliğinde Bağdat’la Rey arasında zaman zaman gidiş geliş yapar. Hiç çocukları olmaz. Eşinin ölümünün üstünden iki yıl geçer. Kakuyi hanedanından Emir Ali ile evlenir ve iki çocuğu olur. (1076) 

“Ne hayatlar var.” der Azra.

“Sultan olmak, halife eşi olmak çok mutlu sıkıntısız bir hayatın şartı değil. Düşünsene bu çağda Diana bile mutlu olmadı. Kraliyete gelin oldu diye her şey mükemmel olmuyor öyle değil mi? Genelde kendi içlerinde bir sürü problemle uğraşmak zorunda kalıyor.”

“Büyükler boşuna demiyor; dağların doruklarından kar eksik olmaz diye kuzum.”

Evet, bugün yine dersimizi yaptık, hadi yeni bir sultanda buluşmak üzere deyip ayrılalım. 

 

Semiray SEZGİN Ankara 2024 Şubat 21

Kaynakça : Yedi Kıta Tarih ve Doğa Dergisi

Sağlık doğası.com

Editör: Sonay BİLGİ ARABACI

Baş Editör: Elif ÜNAL YILDIRIM

Diğer Yazılarımı Okudunuz mu?

https://fisildayankalemler.org/selcuklu-sultanlarindan-terken-hatun/

https://fisildayankalemler.org/somuncu-baba/

Yorumlar (2)

  1. Yıldız TEK GAMLI
    • 22/02/2024

    Hüznünü dinlemek isterdim bu genç bey kızının, bir arkadaşına yazdığı mektubu okumak isterdim nedense... Çok genç yaşta bu kadar yük, umarım çocukları olduğunda mutlu bir hayatı olmuştur...

  2. Bekir SEVİK
    • 22/02/2024

    Çin saraylarında yetişerek, Türk illerine gönderilen dünyalar güzeli hatunlara 'Konçuy' denirdi. Bu hatunların amacı, sizin de belirttiğiniz gibi sadece casusluk yapmaktı. Bu konuyu işleyeceğiniz günü sabırsızlıkla bekliyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Semiray Sezgin

Samsun Doğum Hastanesi'nde özlemle beklenen bir bebek olarak dünyaya gelmişim. Tarih 5/10/1960 .Neden böyle derseniz benden önce doğup yaşamayan karındaşlarım arkasından özel dua ve kurbanlar keserek bana kavuştuklarını ifade eder ailem...