GEÇEN YILLARIN ARDINDAN

GEÇEN YILLARIN ARDINDAN

GEÇEN YILLARIN ARDINDAN

Çok şükür dünya olarak pek iyi hatırlamayacağımız 2024 geride kaldı. Bir kısmımızın umutlu bir kısmımızın umutsuz olarak girdiği 2025 dilerim tüm insanlığa umut olsun. Her yeni yıla girdiğimde kendimce geçmiş yılın bir muhasebesini yapar, geçmiş bir yılın artı eksi tarafını düşünürüm.

Toplum olarak genelde artıları düşünürken eksi taraflarımızı çok düşünmek istemeyiz. Artı taraftan da daha çok maddiyatı anlarız. Servetimizi biraz daha büyüttük mü? vb. dünyevi sorulara karşılık ararız. Acaba şunu da yapabilsek iyi olmaz mı?

Geçmişte kaç kişinin kalbini kırmışım? Kaç kişinin istemeyerek de olsa kul hakkına girmişim? Kaç zulme önleyebilecekken sessiz kalmışım? Kaç kişiden haklı haksız uzaklaşmışım? Kaç kişiye doğruyu haykırmışım? Kaç insana iyiliği emredip kötülükten sakındırmışım.

Ya bak işine dünyayı sen mi kurtaracaksın? Keyfine bak diyenler az değil sanırım. İşte sıkıntımız bu genelde. Hiç kimsenin karınca misali iyiliğe inancının kalmamış olması. Kötülüğe istemeyerek de katkı sunması. Bugün kadından, çocuğa bitkiden hayvana şiddet almış başını gidiyor. Kanunlar, yasalar yetersiz veya güçlülerin kanunları uygulanıyor.

Halk ile devlet kopmuş, baş ile gövde birbiri ile bağlantı ayarları çoktan bozulmuş. Zekat kavramı neredeyse kalkmış artık reklam ile yoksullara yardım yapılıyor. Ahlaki erozyon zirve yapmış Ebu Cehiller kıtalar dolaşıyor. Şeytanın hiçbir şey yapmasına gerek kalmamış. Ahlaksızlık, cehalet alkışlanırken, eğitim atıl kalmış, her şey şekil olarak göstermelik olmuş, ruha öze ulaşılamamış.

Her geçen gün milli servet olan öğrenciler bir bir sisteme feda edilirken her alanda liyakatsiz insanlar önemli mevkilere gelmiş liyakatsiz yönetimlere halk feda edilmiş. Kendi çıkarlarından başka bir şey düşünmeyen insanlar ülkenin çıkarını düşünür mü sanıyorsunuz ?Çok karamsarsın sen de o kadar da değil diyenleri duyuyorum. Görünen köy kılavuz istemiyor. Dünyamız her geçen gün maalesef kötüleşiyor.  Demokrasi, hukuk, ekonomi, tarım, istihdam, sağlık başta olmak üzere aklınıza hangi konu geliyorsa gelsin acaba kaç kişi olumlu düşünüyor?

Dışı yaldızlı her alana bir elinizi atın içinin ne kadar boş olduğunu görüyorsunuz. Uzaktan eğitimde dünya ikincisiymişiz. Çocuklar evinde kırık telefon tablet ile dağın tepesine çıkıp internetin çekmesine çalışıyor. Çocuklar eğitimde eşit olmadığı gibi tüm müfredattan sorumlu. Güler misin ağlar mısın? Eğitimin tam işlemediği ülke gelişir mi?

Üniversite çok iş yok. Gençler işsiz, gelecekten umutsuz. Ülke dışına gitmeye çalışıyor çoğu. Evlilik yaşında olan çoğu genç evlenememiş. Bir de onlara soruyorlar? Niye evlenmiyorsun ? diye. Nasıl evlensin? İşi yok gücü yok. Düğün yapacak parası bile yok. Bir yandan 20, 25 yaşında gençler alın teri bilmeden lüks araçlar ile sosyal medyada boy gösterirken bir tarafta sabah akşam çalışan gençler asgari ücreti de her geçen gün vergi olarak erimiş halde, emekleri boşa gidiyor.

Hukuk devleti miyiz diye sorsanız, hukukun üstünlüğünü savunacağız diye gelen herkes güçlülerin hukukunu savunur halde. Hukukçular bile inanmıyor hukuk olduğuna. Bir ülkede eğitim yoksa, hukuk yoksa eğitim fakülteleri ve hukuk fakülteleri niye vardır? Bu kurumlar ne iş yapar anlamıyorum.

Tarımda her bir yerine ne eksen bire on veren topraklarımızda çiftçiler toprağa küsmüş durumda. Bir yandan korona virüsü dışında bir büyük tehlike de kuraklık. Barajlar en düşük seviyesini görmüş. Yakında su savaşları gündemde belki de. Nereden baksanız gelecek adına umutlu bir bekleyiş yok. Şöyle geliştik böyle geliştik diyenler hâlâ bizi cumhuriyetin ilk yıllarına göre karşılaştırıyor.

Cumhuriyetin 101.yılındayız. Bir aylık maaş bir cumhuriyet altını bile alamıyor. Gelişmişliği şu şekilde ölçen yok. Yirmi yıl önce aynı olduğun durumda olduğun ülkeler ne durumda biz ne durumdayız? Geriye dönüp baktığımızda, öylesine çok sorun birikmiş ki çoğu zaman altında eziliyoruz ve tüm kurumlarda günü kurtarmanın ötesine geçemiyoruz.
Peki gelecek adına umutsuz mu olacağız ? Hayır. Hayallerimiz, umutlarımız bittiği zaman işte o zaman biteriz. Tek yapacağımız emeğin hakkını vereceğiz. Liyakatli insanların yerine liyakatsiz insanlar koymayacağız.

Liyakatsizlerin alkışlandığı toplumlarda bir gelişmişlik beklemeyin. Her şey hayalle başlar, umutla şekillenir, mücadeleyle kazanılır, liyakatle taçlanır. Liyakat olan yerde umut başlar. Aslında gelişmek için çözüm çok basit. Teoride değil uygulamaya geçiremeyişimizdendir tüm sıkıntılar…

Bu yazının tümü yazarın kendisine aittir.

Metin ÖZDEMİR

Bir önceki yazımı okudunuz mu?

HER ŞEY ZIDDIYLA

Instagram

Editör : Duygu BALCI

Genel Yayın Yönetmeni: Elif ÜNAL YILDIZ

 

Yorumlar (2)

  1. […] GEÇEN YILLARIN ARDINDAN […]

  2. U
    • 26/12/2024

    Tüm sıkıntılarımızın uygulamaya geçen ümitvar atılımlarımızla gerçekleşmesini temenni ederim. Yüreğinize sağlık hocam! Üç maymun oyunu bitse artık! Ne güzel olurdu!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Metin ÖZDEMİR

METİN ÖZDEMİR 1979 yılında Bursa'da doğdum. İstanbul Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği bölümünden 2002'de mezun oldum.Evli ve bir çocuk babasıyım. Eğitime ve kitaplara olan aşkım hiç bitmeyecek. Elimden geldiğince topluma örnek olmayı amaçlıyorum.