DİYARBAKIR

DİYARBAKIR

    Güneydoğu Anadolu’nun ortasında yer alan Diyarbakır, verimli topraklara sahip olmasından kaynaklı tarımda elverişli, çoğu medeniyeti içinde barındıran bir ilimizdir. 

  Şehrin surlarla çevrili olması, Sur içinde de sıcakların etkisiyle evlerini mümkün olduğunca yakın yapmaya çalışmışlardır. Buradaki amaç, binaların sokaklara gölge düşürmesini sağlamaktır. Ayrıca, Diyarbakır sokaklarına estetik bir görünüm kazandıran bir diğer unsur da sokak kapılarıdır. Sade sokak kapılarından girildiğinde karşılaşılan avlu ve görsel iç mekan zenginliği, dış cepheyle tamamen farklıdır. 

20. yüzyıl ortalarına kadar Diyarbakır nüfusunun hemen hepsi sur içindeki bu konutlarda yaşamışlardır. Konaklar genellikle bodrum, zemin kat ve birinci kattan oluşurdu. Bodrum katı depo, kiler olarak kullanılırken mutfak, avluda girişe yakın bir konumda yer almaktadır. Kilerde yiyecekler korunaklı seramik küplerin içinde saklanmıştır. Konutlarda mutfak içinde ocak bulunur ve bu ocağın ısısından kışlık oda da faydalanır, kışın kullanılan odanın konumu bu nedenden dolayı mutfağa yakın konumdadır. Tüm kültürler sur içinde bir arada yaşamışlardır. Tarihi dokusunu günümüze kadar korumayı başaran Diyarbakır, en dikkat çeken özelliklerinden biri olan, Kalkan balığı şeklini andıran, Hevsel bahçeleriyle birlikte Türkiye’nin Dünya mirasında yer alan surları 5700 metredir.

   İslam dünyasında “Beşinci Harem-i Şerif” olarak tanımlanan Ulu Cami Anadolu’nun en eski camilerindendir. Ulu Cami doğu revakının her iki katında bulunan sütunlar, olağanüstü güzellikteki nakışlarla bezeli korint düzeninde başlıklara sahiptir. Sütun başlıkları antik bir tiyatronun cephesinden sökülerek kullanılmıştır.  Sahabe türbelerinin yer aldığı Hz. Süleyman Cami, günümüzde de önemli bir ziyaret yeridir. Silvan Ulu Cami ve Hani Ulu Cami Artuklu; Safa(Parlı) Cami, Nebi (Peygamber) Cami, Lalabey Cami ise Akkoyunlular tarafından yaptırılmıştır. Ali Paşa, İskender Paşa, Bahram Paşa ve Melek Ahmet döneminde yapıldıkları için onun eseri olarak kabul edilmektedir.

  Diyarbakır’daki Artuklu medreseleri Anadolu’da açık avlulu medresenin ilk örneklerindendir. Medreselerde, din eğitiminin yanı sıra felsefe, matematik, geometri, islam hukuku, astronomi ve tıp eğitimi teorik ve uygulamalı olarak verilmiştir. Artuklular ve Danişmentliler tarafından ilk medreseler yapılmıştır.

 Diyarbakır, Sahabe ve Evliya mezarları ile ünlüdür. İslamiyet öncesinde ve sonrasında yer alan pek çok şahsiyetin türbeleri burada yer almaktadır. Diyarbakır, İslam ordularınca fethedilmesi sırasında şehit olan sahabelerin, Hz. Süleyman (Kale) Cami’ne bitişik olan türbede gömülü oldukları öne sürülmüştür.

  2015 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesine giren Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri halkın kullanımına açık tarihi barındırmaktadır. 1145 yılında inşa edilen, Silvan yakınlarındaki, Batman Çayı üzerinde bulunan  doğu ve batıyı birbirine bağlayan Malabadi Köprüsü, 38.8 metrelik kemer açıklığıyla, dünyadaki en uzun taş köprülerden biri olarak kent miras listesine girmiştir.

Diyarbakır Kültür Evi

Yaklaşık 10 sene önce dernek olarak açılmış, Diyarbakır’ın eski yerlerinden bir yerdir. 250 senelik tarihi içinde bulunduran Diyarbakır Kültür evi, öncesinde hastane, müze ve en başlarda da bir ailenin yaşadığı ev olarak kullanılmıştır. Diyarbakır mimarisine uygun içinde havuzların olduğu ve her Diyarbakır’daki evde olduğu gibi birde kuyunun bulunduğu bir yerdir. Evin avlusu genellikle dişi taşla döşenmiştir ve genellikle yazın o dişi taşlar sulandığında o delikli taşın içinde kalan kısım klima vazifesi görür. Böyle olmasının nedeni yazın Diyarbakır’daki sıcaklık artışının fazla olmasından kaynaklanmaktadır. Hem yemek, hem sohbet ve müzik daima vardır. Diyarbakır’ın bir özelliği de sanatçıların, yazarları, şairlerin ve müzikle uğraşanların çok olmasıdır. 

Kenan Aksu Diyarbakır Kültür Turizm ve Musiki Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ile yapmış olduğumuz söyleyişi de Diyarbakır Kültür evine ilk geldiklerinde 10 sene önce dernek olarak açtıklarını harabe bir ortam olduğunu ve tadilat görerek müzik ile buluşturduklarını belirterek daha öncesinde insanların bu sokaklara giremediklerini uyuşturucu, terör ve kap kaçın olduğunu söylüyor. Diyarbakır Kültür Evi açıldıktan sonra işlev kazanarak daha çok işletmenin açılmasını sağladıklarını, hayat verdiklerini ve 10 senedir Diyarbakır musikisinin yaşatıldığını belirterek sözlerine devam ediyor. Dernek olarak ta çok şey yaptıklarını belirten Kenan Aksu bir eğitimci. Sokaktaki çocukları alarak rehberlik yaptıklarını eğitimine katkı sağladıklarını da sözlerine ilave ediyor. İngilizce öğretmeni olan Kenan Aksu İngilizce dersleri de vererek eğitime destek olmayı sağlıyor. Yazın açık hava sineması ortamı sağlayarak çocuklara sinema keyfini de yaşatmayı ihmal etmiyor. Sivil Toplum örgütü olarak Şair ve yazarlar ile beraber çalışmalar yapan Kenan Aksu Unesco Kültür mirasları listesine girmesi için surların İmza topladıklarını ve onların vesilesi ile UNESCO ya girdiğini belirtiyor.

     Xana Mey & Mahabat Cafe

Şimdi sizlere ambiyansı ve albenisi ile kendini sizlere hayran bırakacak bir yerden bahsetmek istiyorum. XANA MEY cafe diğer adıyla Şarap evi. Diyarbakır’ın bir özelliği de Süryani Şarapları ile meşhur. Bu cafe bütün beklentileri karşılıyor iki ayrı taş evi üst geçit ile birleştirerek bir bölümde cafe hizmeti sunar iken diğer bölümde şarap içimi sağlıyor. İki ayrı cafenin birleşiminden oluşuyor. Alt katta bulunan müzesi ile ayrıca dışardan gelen misafirleri karşılarken bir üst katta şarap şişelerinin süslemiş olduğu dekor ile kendine hayran bırakıyor. Yiyecek menüsünün de zengin olan bu işletmeyi Özgür Bey ve Amine Hanım iki ortak işletiyorlar. Cafe  8  yıldır faaliyettedir. Öncesinde bir ailenin oturduğunu. sonrasında yöresel yemeklerin satışının yapıldığı bir yer olduğunu, kapatıldıktan sonra da tekrar açılarak dil kursu olarak devam ettiğini belirten Özgür Bey, ilk olarak Mahabat ismi ile cafeyi kurduklarını söylüyor. Mahabat cafenin (Kahvaltı evi) önceden Sinema olduğunu belirten Özgür Bey alarak restore ederek birleştirdiklerini de belirtiyor. Süryani Şarabını üreterek ayrıca satışı yapılıyor. Dünya mutfağı da mevcut.

 İşletme sahiplerinin sıcak karşılaması karşısında kendinizi evinizde hissedeceğiniz bu yeri de mutlaka görmelisiniz. Saat 08.00-23.00 saatleri arasında hizmet vermektedir.

 

 

Tarihi İnciraltı Konağı & Kahvaltı

  Tarihi taş konakta üst katta kapalı terası bulunan alt katta bahçesi bulunan harika bir yer. Diyarbakır’a gittiğinizde kahvaltı yapmak için uğrayabileceğiniz, sevdikleriniz ile güzel vakit geçirebileceğiniz bir ortam. Ermeniler zamanından kalmış bu yapıda daha önce bir aile yaşamış ve sonrasında tadilat görerek 6 sene önce bu işletme hizmet vermeye başlamıştır. 

 

 

 

Ulaşımda Güney Ekspresi

Kara yolu, hava yolu ve tren yolu  ile ulaşım mümkün. En güzeli hangisi olur diye soracak olursanız ve uzun yoldan sıkılmıyorsanız kesinlikle tren yolculuğunu tercih etmenizi öneririm. Nostalji yaşayarak zamanın nasıl geçtiğinin farkına bile varamıyorsunuz. Bunun içinde Güney ekspresi beklentilerinizi fazlası ile karşılayacaktır. Kondüktör olarak da Medet Beştepe’ye denk geldiyseniz yolculuğunuz eminim ki harika olacaktır. Devlet demir yollarına 1999 yılında girmiş olan Medet Bey, Atatürk’ün kurmuş olduğu Devlet Demir yollarında çalışmış olmanın mutluluğunu yaşıyor. Bu kuruma hizmet etmekten gurur duyuyor. Yolculara karşı yardımcı, saygılı, memnun etmeye çalışan kişiliği ile de ön plana çıkıyor.

 

 

Yorumlar (5)

  1. Yıldız Tek Gamlı
    • 18/01/2024

    Gitmek nasip olmadı ama sayende gezmiş oldum. Teşekkürler kaleminize sağlık

  2. Mehmet Ünal
    • 14/01/2024

    Mutlaka bir gün gideceğim kalemine sağlık

  3. Mehmet Ünal
    • 14/01/2024

    Mutlaka bir gün gideceğim kalemine sağlık

  4. Gizem
    • 13/01/2024

    O kadar gidip görmek istediğim bir yer ki Diyarbakır.... Buram buram tarih adeta okuduğum, fotoğraflarına baktığım kadarıyla... Oraya gitmek, hissetmek çok isterim bu güzel ve açıklayıcı yazınız içinde ayriyeten çok teşekkür ederim... Sayenizde Diyarbakır merakım kat ve kat arttı.

    • 9/11/2023

    Kalemine sağlık yazınızı okununca oraları görmüş gibi oldum mutlaka gidip gezeceğim

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Elif Ünal Yıldız

fisildayankalemler.org online gazetesinin Kurucusu ve Genel Yayın Yönetmenidir.Aynı zamanda Fısıldayan Kalemler Yazarlık Atölyesi Kapsamında Yazarlık Eğitimi vermektedir. Makale ve köşe yazarlığı yapmaktadır ve Alaska yayınlarında Yayın koordinatörüdür. 1986 yılında İstanbul'da dünyaya gelmiştir. Ankara'da ikamet etmektedir.. Kamu Yönetimi mezunudur.. UMUDA YOLCULUK adında 2. Baskı yayında olan bir roman kitabı vardır. Şuanda ikinci romanına hazırlanmaktadır.