Biliyor musun Anne

Biliyor musun  Anne

Biliyor musun Anne

Üstüme üstüme geliyor her şey,

Kaldıramadığım anlar oluyor,

Omuzumda yük hissediyorum.

Kimin kucağına bırakacağım? Bilmiyorum.

Sığınacak liman aramıyor değilim hani!

Büyümek bu muydu? Bilemedim..

Ömrümün baharını çoktan geçtim,

Güz demindeyim biliyorum,

Yaş ilerliyor ilerlemesine de,

Dizinin dibinde bir çocuk gülüşüyüm,

Benliğimi, yaşımı, olgunluğumu

Bir kenara bıraktığım.

Avuçları’nın arasında gençliğim.

Kırağı düşmüş saçıma, sakalıma,

Haylazlığımdan eser kalmamış.

İki arada, bir derede geldim sana,

Geldim de!

Çok şey değişmiş anne,

Sığmıyorum kucağına bak,

“Oğlum” diyorsun, ne güzel

Diyorsun,

Özlemini duyduğum tek kelime

Bu olsa gerek.

Eteğine dökecek o kadar çok şey

Biriktirmişim ki,

Sırtımda taşıyorum,

Heybem dolmuş.

Ne vardı ki hep bir heves,

Bir boy ölçüşmek.

Ne merakmış ayna karşısında,

Pürüzsüz suratımızda sakal istemek.

Sigara kokusunun, iğrenç iğrenç

Tüttüğü kahve köşelerinde,

Masaya oturup kağıt dağıtmak,

Istakada taş çevirmek.

Mektup yazmak,

Karşı mahallede bir kıza.

Yolunu gözlemek, eline tutuşturmak,

“Seni bekliyorum gel.. ” demek.

Ne kadar acele etmişim,

Merak ettiğim her şeye.

Ne çok şey tüketmişim…

Gençliğin verdiği o ipe sapa gelmez

Enerji.

Bir an önce kendim olma isteğim,

Söz dinlemekten çok,

“Benim doğrularım var” demek.

Kendim olmak isteği,

Ömür hep o günden ibaret olacakmış

Gibiydi.

Ama değilmiş anne…

Yaşadıkça anlıyor insan

Ve bak geriye dönemiyorum,

Şimdi bir çocuk gibi izliyorum

Uzaktan seni.

Büyümüşüm anne

Ve öyle büyümüşüm ki!

Şimdi seni severken,

Kendimi sever oldum..

Büyüdüm anne, öyle büyüdüm ki

Ruhum artık bedenim içinde sıkışıyor.

Biliyor musun anne?

Hani dik duruyorum ya!

Uzaktayım, dokunamıyorsun

Yaşadığımı biliyorsun

Kokuma hasret , kokuna muhtaç

Kabullendim..

Bu yalnızlık benim..

Öyle ya çok istedim bunu,

Kaçmayı,

Kaçıp kaybolmayı,

Şimdi kendi içimde kayboldum anne.

Aynada baktığım ben, gülümsemiyorum

Öyle her şeye,

Gömüldüm kimsesizliğin gölgesine,

Seyrediyorum uzaktan varlığını,

Kokuna hasret,

Sesine muhtaç,

Biliyor musun anne? Bir haber yaşıyorum,

Yaşamsa bu…

Benzemiyorum kimsenin

oğluna,

Benzemiyorsun kimsenin

annesine,

Seviyorum seni çok…

Doğurduğun taş değilim,

Biliyor musun ANNE?

27Ekim22

@bensanasustum

Hüseyin Erdinç

Genel Yayın Yönetmeni : Elif Ünal Yıldız

Bir Önceki Yazımı Okudunuz mu?

BEN SANA SUSTUM 2

Etiketler:

#edebiyat #şiir

Yorumlar (0)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hüseyin ERDİNÇ

1976 Sivas doğumluyum. 1977 senesinde İstanbul'a göç eden ailemin 2. çocuğuyum. Ele avuca sığmayan bir çocuktum. Bu enerji beni dik başlı yapmış olacak ki çok küçük yaşlarda sokaklarla ve dolayısı ile insanlarla tanıştım ve gözlemledim. O günlerin bende bıraktığı en güzel hatıralardan biri tren istasyonlarıdır, trenleri izlemek hep iyi gelmiştir bana, arkadaşlarla giden treni yakalamak trenin soğuk demirlerine tutunarak kendini rüzgara bırakmak özgürlüğün ta kendisiydi. Gençlik yıllarımda heybemde biriktirdiklerimle şiir yazmaya başladım. Yolda yürüyen teyzeye, trene binen amcaya, şekerini düşüren çocuğa.. Kalem benim dile getiremediklerimi kağıda döken en yakın arkadaşım olmuştu. 2004 senesinde her şeyi geride bırakıp arınmak için tek bir sırt çantasıyla Fethiye'ye yerleştim. Canım Fethiye beni bağrına bastı, yaralarımı sardı o da beni kabul etti. 2023'te çok kısa aralıklarla 2 şiir kitabım çıktı "BEN SANA SUSTUM" ve "BEN SANA SUSTUM 2". Okuyucuları ile buluştu .