ATAMI DÜŞÜNÜYORUM GÖZLERİM KAPALI

ATAMI DÜŞÜNÜYORUM GÖZLERİM KAPALI

ATAMI DÜŞÜNÜYORUM GÖZLERİM KAPALI

Yer savaş meydanı, Atamızın emrindeki birlik başka bir yere nakletmek üzere toparlanmaya çalışmaktadırlar. Atamıza ait eşyalar toparlanırken, Atamız sürekli gelip gider ve durumu kontrol eder. Birkaç kez gelip gittikten sonra askere şu soruyu sorar,

Neden şu kitapları sandığa koymadınız? Asker, komutanım yer kalmadı onlara der. Bunun üzerine Atamız düşünür ve şunu söyler. O zaman şu sandığı boşalt ve kitaplarımı o sandığa yerleştirin der. Gözlerim kapalı düşünüyorum nasıl yani diye? Cevabını yine gönlümün derinliklerinde buluyorum. Savaştan daha önemli bir şey vardır, oda insan kalabilmek, insan özünü koruyabilmek, akıl ve gönlü birlikte harekete geçirebilmektir.

ATAMI DÜŞÜNÜYORUM GÖZLERİM KAPALI

Yer Çanakkale. Savaş tüm hızıyla devam etmekte, Dr. Tarık Nusret yaralı askerler ile ilgilenmekte, sadece ihtiyacı olan kişilere morfin uygulamakta, yaralılar teker teker sıhhıye çadırına getirilmektedir. Gelen askerler arasında birisi vardır, yüzü gözü tanınmayacak bir haldedir.

Dr. Tarık Nusret yaralı askere bakar ve “Kaldırın” der. Bunun üzerine askerden bir ses yükselir. “Babaaa, babaa beni tanımadın mı” bu söz hekimin kulağında defalarca çınlar. Hekim oğluna son olarak bakar ve askerlerine “Bunu gölge bir yere kaldırın der” Savaş bu koşullarda, fedakarlıklarla biter, bitmesine ancak birisi vardır ki halen aklı Çanakkale’de kalır. Çanakkale savaşı sonrası Atamız şu sözü söyler. “Truva’nın intikamını aldık” diyebilmiştir.

ATAMI DÜŞÜNÜYORUM GÖZLERİM KAPALI

Yer Meksika. Atamız konsolos Tahsin Bey’i Mu kıtası ve Türk bağlantısını araştırması adına görevlendirir. Tahsin Bey tam 14 raporu Türk Dil Kurultayında yer alan alanlarında uzman kişilere sunmuş, çıkan sonuçlar herkesi hayrete düşürmüştür.

Raporların içeriğinde Meksika Mayatepe bulgularında,  mevcut alfabenin kökeninin Türk olduğunu, bulanan sembollerin, halı ve kilim parçaların Türk geleneklerine uygun olduğu ve tarihimizin sandığımızdan daha eskilere gittiğini bilimsel yöntemle ispat etmeyi başarmıştır. Atamız, Tahsin Bey’e yaptırdığı araştırmalar sayesinde bir kez daha Türk halkının ne kadar eski ve kıymetli olduğunu herkese göstermiştir.

ATAMI DÜŞÜNÜYORUM GÖZLERİM KAPALI

Atamızın evlat edindiği çocukları düşünüyorum ve hüzünleniyorum. Bir kişiye dokunmak, onu yetiştirmek kadar güzel bir eser olabilir mi şu dünyada. Atamız, evlat olarak aldığı çocukları alanlarında gerek yurt dışında gerekse de yurt içinde birer eğitici ve öğretici olmayı başarmışlardır.

ATAMI DÜŞÜNÜYORUM GÖZLERİM KAPALI

Atam öldüğünde cenaze arabası trenle götürülürken havada uçuşan düğmeler aklıma geliyor. Nedir bunlar diyorum kendi kendime. Anlıyorum ki yabancıların sevdiği insana karşı kendilerince saygı göstergesiymiş.

O an anlıyorum işte General Trikopis’i. Anlıyorum işte çünkü General esirlik yılları bittikten sonra yurduna döndüğünde her ölüm yıl dönümünde atamızın Türk konsolosluğunun önüne gelip, Türk bayrağı ve atamızın karşısında saygı duruşunda bulunmasını.

ATAMI DÜŞÜNÜYORUM GÖZLERİM KAPALI

Kalabalık coşku dolu bayramların geleceği günü düşlüyorum rüyamda. Düşlüyorum işte. Ama artık düşlemek yetmiyor bana. Ben atamızın yolundan gitmek, onun biz gençlere sunduğu meşale ateşini elden ele taşımak istiyorum. Hepimizin Atamızı Anma Gençlik ve Spor bayramı kutlu olsun.

ATAMI DÜŞÜNÜYORUM GÖZLERİM KAPALI

Yer savaş meydanı, Atamızın emrindeki birlik başka bir yere nakletmek üzere toparlanmaya çalışmaktadırlar. Atamıza ait eşyalar toparlanırken, Atamız sürekli gelip gider ve durumu kontrol eder.

Birkaç kez gelip gittikten sonra askere şu soruyu sorar, Neden şu kitapları sandığa koymadınız? Asker, komutanım yer kalmadı onlara der. Bunun üzerine Atamız düşünür ve şunu söyler. O zaman şu sandığı boşalt ve kitaplarımı o sandığa yerleştirin der. Gözlerim kapalı düşünüyorum nasıl yani diye? Cevabını yine gönlümün derinliklerinde buluyorum. Savaştan daha önemli bir şey vardır, oda insan kalabilmek, insan özünü koruyabilmek, akıl ve gönlü birlikte harekete geçirebilmektir.

ATAMI DÜŞÜNÜYORUM GÖZLERİM KAPALI

Yer Çanakkale. Savaş tüm hızıyla devam etmekte, Dr. Tarık Nusret yaralı askerler ile ilgilenmekte, sadece ihtiyacı olan kişilere morfin uygulamakta, yaralılar teker teker sıhhıye çadırına getirilmektedir. Gelen askerler arasında birisi vardır, yüzü gözü tanınmayacak bir haldedir.

Dr. Tarık Nusret yaralı askere bakar ve “Kaldırın” der. Bunun üzerine askerden bir ses yükselir. “Babaaa, babaa beni tanımadın mı” bu söz hekimin kulağında defalarca çınlar. Hekim oğluna son olarak bakar ve askerlerine “Bunu gölge bir yere kaldırın der” Savaş bu koşullarda, fedakarlıklarla biter, bitmesine ancak birisi vardır ki halen aklı Çanakkale’de kalır. Çanakkale savaşı sonrası Atamız şu sözü söyler. “Truva’nın intikamını aldık” diyebilmiştir.

ATAMI DÜŞÜNÜYORUM GÖZLERİM KAPALI

Yer Meksika. Atamız konsolos Tahsin Bey’i Mu kıtası ve Türk bağlantısını araştırması adına görevlendirir. Tahsin Bey tam 14 raporu Türk Dil Kurultayında yer alan alanlarında uzman kişilere sunmuş, çıkan sonuçlar herkesi hayrete düşürmüştür.

Raporların içeriğinde Meksika Mayatepe bulgularında,  mevcut alfabenin kökeninin Türk olduğunu, bulanan sembollerin, halı ve kilim parçaların Türk geleneklerine uygun olduğu ve tarihimizin sandığımızdan daha eskilere gittiğini bilimsel yöntemle ispat etmeyi başarmıştır. Atamız, Tahsin Bey’e yaptırdığı araştırmalar sayesinde bir kez daha Türk halkının ne kadar eski ve kıymetli olduğunu herkese göstermiştir.

ATAMI DÜŞÜNÜYORUM GÖZLERİM KAPALI

Atamızın evlat edindiği çocukları düşünüyorum ve hüzünleniyorum. Bir kişiye dokunmak, onu yetiştirmek kadar güzel bir eser olabilir mi şu dünyada. Atamız, evlat olarak aldığı çocukları alanlarında gerek yurt dışında gerekse de yurt içinde birer eğitici ve öğretici olmayı başarmışlardır.

ATAMI DÜŞÜNÜYORUM GÖZLERİM KAPALI

Atam öldüğünde cenaze arabası trenle götürülürken havada uçuşan düğmeler aklıma geliyor. Nedir bunlar diyorum kendi kendime. Anlıyorum ki yabancıların sevdiği insana karşı kendilerince saygı göstergesiymiş.

O an anlıyorum işte General Trikopis’i. Anlıyorum işte çünkü General esirlik yılları bittikten sonra yurduna döndüğünde her ölüm yıl dönümünde atamızın Türk konsolosluğunun önüne gelip, Türk bayrağı ve atamızın karşısında saygı duruşunda bulunmasını.

ATAMI DÜŞÜNÜYORUM GÖZLERİM KAPALI

Kalabalık coşku dolu bayramların geleceği günü düşlüyorum rüyamda. Düşlüyorum işte. Ama artık düşlemek yetmiyor bana. Ben atamızın yolundan gitmek, onun biz gençlere sunduğu meşale ateşini elden ele taşımak istiyorum. Hepimizin Atamızı Anma Gençlik ve Spor bayramı kutlu olsun.

İsmet Serhat KAHYA 

Genel Yayın Yönetmeni: Elif ÜNAL YILDIZ 

Bir Önceki Yazımı Okudunuz mu?

HEZARFEN AHMED ÇELEBİ

Yorumlar (1)

  1. Ali YURTSEVEN
    • 19/05/2024

    İsmet bey tebrik ederim ali yurtseven

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İsmet Serhat KAHYA

7 Temmuz 1993’de Ankara’da dünyaya geldi. Mimar Sinan Anadolu Teknik liseyi 2011’de, Enerji Yönetimi Önlisans eğitimini 2013’de, Eskişehir Anadolu Üniversitesi İşletme(ingilizce) Lisansını 2018’de, Sağlık Kurumları İşletmeciliği Yüksek Lisansını 2023(iki yıl)’de bitirdi. 2015 yılında kazandığı Kam Personeli Seçme Sınavı(KPSS) ile sağlık bakanlığı personeli olarak görevine başlamıştır. 9 yılık kamu hizmeti süresince birçok projede, bilimsel çalışmada yer aldı ve almaya devam etmektedir. Bilimsel çalışma anlamında ilk makalesi, 2022 yılında yayımlandı. Bilimsel makalenin yanı sıra, şiir üzerine bir adet kitabı bulunmakta olup, şiir kitabı 2023 yılında basılarak birçok kitap satış sitelerinde yerini almayı başardı.