İKİLEM

İKİLEM

İKİLEM

Gitmek ile kalmak arasındaki ince çizgi gibiydi… 

Senin ile olmak ve olmamak. Oysa ben her gitmek isteyip de gidememiş olmak konusunda adeta senden çok kendim ile yarışırcasına o ince çizgi üzerinde dengede kalmaya çalışarak veya dengede kaldığımı düşünerek o çizgide inatla yürüdüm, yürümeye çalıştım. Ama olmadı…

Gücüm dengemi ayakta tutmaya yetmedi. Yaptıklarım ve yapabileceklerimin sınırının farkına varıp daha fazla direnemedim ve o çizgiden yere çakılarak başardıklarımdan çok başaramamış olduklarımın arasına bir yenisini daha ekledim.

Sadece benim gücümle yürütmeye çalıştığım o dengenin seninle olmayacağını kabul edip yola öyle devam etmeliydim.

Daha fazla kendime bu kötülüğü yapıp dibe çekerek senin bana hissettirdiklerinden çok hissettirememiş olduğun, her duygusuzluk ile aynı yolda yürümeye çalışamazdım. Her defasında kendimi gerçek olduğuna inandırdığım sahte gülüşlerine kanarak hak etmediğin halde fedakarlık üstüne durmadan fedakarlık yaparak vicdanını da kulakları gibi sağır eden birisine kendimi duyurmaya çalışamazdım.

Ağlayan bir çocuğun neden ağladığını dahi bilmeden eline şeker verilip susturulup kandırılan bir çocuk misali kendimi kandırarak bu yolda daha fazla tek başıma yürüyemezdim… 

Önünden sayısını dahi bilmediğim ve saymadığım kaç durak geçtim bilmiyorum ve son durak olduğuna inandığım yerde durdum. Çünkü yoruldum… 

Görmek istemediğin ben de bir insanım her şeyden önce bir “KADINIM” görmezden geldiğin ama benim için değerli olan her güzel duyguya ben de sahibim. Keşke bunu biraz görüp farkına varabilmiş olsaydın. Dürüstlük gibi ağır olan bir yükün altına girip dürüstsüzlüğün ile pişmanlıklarımın arasında yer almamış olsaydın.

Sadece düşmekten izleri kalmış olan dizlerimde bir izde sen açmak için bu kadar çabalayıp kendini bu yolda yormasaydın. Pişmanlıklarım içerinde yer almak için gösterdiğin çabayı iyikilerim arasında yer almaya çalışarak güzel anılar içerisinde yanımda olsaydın.

Henüz yolun başında iken başladığını düşündüğüm hikayenin asıl kahramanı yaralarımı bildiğin halde sen olsaydın…

 

Günay POLAT

Genel Yayın Yönetmeni: Elif ÜNAL YILDIZ 

Bir Önceki Yazımı Okudunuz mu?

BENİM HİÇ BABAM OLMADI Kİ!

Etiketler:

#ikilem #yaşam

Yorumlar (2)

  1. zoritoler imol
    • 24/06/2024

    I am glad that I observed this blog, precisely the right information that I was searching for! .

  2. En zoru da arada kalmaktır. Gitsen de bir yanın hep orada kalır. duygulu bir yazı olmuş. Emeğine sağlık

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Günay POLAT

20.03.1990 yılında ailenin tek çocuğu olarak Gaziantep'te dünyaya geldim. İlkokul ve Ortaokulu Gaziantep'te okudum. Daha sonrasında meslek lisesi çocuk gelişimi bölümünü de yine Gaziantep'te okuyup mezun oldum. Lise yıllarımda, okulda düzenlenen kompozisyon yarışmasında 2.oldum. Bir süre yazmaya ara verdim o dönem içerisinde Sütçü İmam Üniversitesi Dış Ticaret bölümünün ardından Anadolu üniversitesi AÖF'de Adalet bölümünü bitirdim. Özel Anaokullarında yardımcı öğretmen olarak çalıştım ve son olarak da reklam ürünleri satışı yapan firmada muhasebecilik yaptım. 2 ila 3 yıldır yazma hayatına yeniden döndüm. Duygularımı, düşüncelerimi en iyi ifade ettiğim yer kalem ve kağıdımla baş başa kaldığım yerdir. Çeşitli dergilerde yazılarım yayımlandı. Yazı yazmanın yanında kitap okumayı, müzik dinlemeyi severim. Şu anda da halen Gaziantep'te annem ile birlikte yaşamımı sürdürmekteyim.