YAZAR OLMAK

YAZAR OLMAK

YAZAR OLMAK

Yazar olmak nedir, nasıldır?

Her yazan, yazar mıdır, belli bir kriteri var mıdır? Bir meslek midir, yoksa hobi olarak yapılan bir meziyet midir yazarlık? Ne dersiniz?

Birikimlerini ortaya koyarak kelimeleri dans ettiren kişi iletişim uzmanıdır. Yüreği herkese, her kesime açıktır. Hoşgörülü ve mütevazidir. Geniş bir yelpazede yaşar hayatını. Asıl olan paylaşım budur.

Pekâlâ, kendilerine verilen değer nedir?

Herkesin beş dakika da olsa meşhur olduğu bu çağda, bir çok iletişim kanalı tanınmak, tanıtmak için elbet avantaj olarak görülse de; popülerlik kıstaslarını belirleyen etmenler açık açık önümüze çıkmaktadır. Televizyon, internet dünyası içinde kendini bulan bir kişi ne yazarsa yazsın, bilinirlik sıfatı sayesinde merak uyandırırken; aslında emek ve bilgisini ortaya koymuş nice yazar, sadece belli bir çerçeve içinde kendisini sıkışmış hissetmektedir.

Hangisi edebi yönden daha meşhurdur?

Yazarlığın ticari bir unsur haline getirilmesi gerçeği ne kadar acıdır. Oysa ilk emir “oku” değil midir? Okuyucu ile yazar, görüşlerini paylaştığı platformlarda buluşur. Bazen yazarın sadece bir cümlesi bile o kadar büyük bir iz bırakabilir ki, bu durum okurun hayatını sıfırdan etkiler.

Yazar okuyucusunu nasıl bulur?

Yazarın çevresi elbet ilk önem teşkil eder. Ailesi, akrabaları, arkadaşları…. Peki kitlelere ulaşması, büyümesi… Günümüzde nedense yazarın dostu sadece yazar olarak önümüze çıkıyor. Komiktir ama bazen ailesi bile geçici bir heves olarak görüyor yaptığı uğraşı.

Oysa inanmak ve sahiplenmek o kadar önemlidir ki; ailesinin ve akrabalarının inanmadığı, sadece diğer yazarlar ve okur çevresi ile ayakta duran yazar, tüm bunlar hakkında ne düşünüyor olabilir?

Bu zamana kadar şunu gördüm ve gözlemledim: Yazarlık alt ve üst yazarlık olarak ikiye ayrılıyor ki, tasvip etmediğim bir şey. Bu ayırım neden kaynaklanıyor? Elbet yayınevlerinden. Yani her şey ticari! Kalemi güçlü nice kişi en alt seviyeden başlıyor ki, belki küçük bir dergide, belki de kitap kulüplerinde, derneklerde; ya da parasıyla bastırdığı bir kitapta…

Sonuçta hepsi ilk adım için güzel şeyler, ancak yapılan işin kıymet kazanması için devamlılık adına çok önem arz etmektedir. Bu da platformlara katılım, üyelik, fuarlar vb. etkinliklerle mümkündür. Bu da uzun ve meşakkatli bir yol.

Ya üst yazarlık?

İsim yapmış bir yayınevinin satış sorumlusu ile sohbetimde, bilerek; “Nasıl isim yaparız? (Meşhur oluruz yazarlık adına?)” sorumun üzerine “Kaç bin sattığına bağlı” yanıtını aldım. “Nasıl yani?” dedim. “Tanınmış olanlarla çalışıyoruz,” yanıtını aldığımda anladım. Aslında kimse riske girmek istemiyor. Meşhurları daha da meşhur mu yapmak yani amaç?

Peki ya, benim gözümde en gerçek yazar; neden tek başına hem bilgi, hem de parasal birikimleri ile bir kitap çıkarıp o riske giriyor? Yayınevleri neden o kişinin elinden tutup, üste çıkarmak için fırsat tanımıyor? Meşhuru daha meşhur yapmak, daha mı kolay geliyor?

İmtiyaz sahibi yazar işin mutfağında olan yazardır.

Titanik filmini bilirsiniz. Filmde aynı gemide iki farklı sınıf vardı. Üst tabaka ve alt tabaka insanları aynı gemide yol alıyordu. Farklı platformlarda ama aynı yerde yer alan bu iki kesim aslında bize farklı bir öğreti de sunuyordu.

Bugüne kadar bir çok fuara katıldım. Özellikle derneklerin mensubu yazarlara daha çok destek verilmesi kanaatindeyim. Etkinlik ve fuarlarda ön saflarda onlar olmalıdır. Tüm yayınevleri stantlarıyla iç içe. Birliktelik ve dayanışma bunu gerektirir, el ele…

Varılan sonuç: Tanıtım yakından başlar, yakın çevreden. Eşten, arkadaştan, dosttan, komşudan, akrabadan…

Okumanın güzelliği ve okutmanın gayreti ile, tüm yazarlara selam olsun.

Şerif PINAR

Editör: Sonay BİLGİ ARABACI

Genel Yayın Yönetmeni: Elif ÜNAL YILDIZ 

Bir Önceki Yazımı Okudunuz mu?

GENCÎNE-İ ALEM

 

Yorumlar (2)

  1. Yıldız Tek Gamlı
    • 23/04/2024

    Sevgili yazarım her dediğinize yüzde yüz katılıyorum ve bizi alt üst diye sınıflara ayıran yayınevlerini kabul etmiyorum. Sanata ve sanatçıya değer verilmedikçe Kültür Bakanlığı nın sadece sıfat olarak kalmasıyla bu işin olacağıni düşünmüyorum. STK ların stantlara ücret vermiyor diye ötelenmesine de kesinlikle karşıyım.

    • 22/04/2024

    Selam olsun.. Keşke dediğiniz gibi yazar yazarın dostu olsa! Varsa bile azınlıkta 😔 oysa birlikten kuvvet doğar dense neyse bu konuda çok üzgünüm ama acı bir gerçek bu 😔 AzeM C..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şerif PINAR

1977 Aydın doğumluyum. İzmir`de ikamet etmekteyim. Halen bir devlet okulunda öğretmenlik mesleğini yürütmekteyim. Uzun yıllar edebiyatla hep iç içeydim. 2022 yılında İlk kitabım "Gönül Sevdiğinin Kapısında" adıyla yayınlanan şiir kitabımdır. Akabinde 2023 yılında “İki Adam: Ben ve Babam” adıyla deniz, anekdotlar ve balıkçılık üzerine ikinci kitabım yayımlandı. Üçüncü kitap hazırlığım ise devam etmektedir.