ÜSTÜN DÖKMEN’İN İNCİ KÜPELİ KIZI

ÜSTÜN DÖKMEN’İN İNCİ KÜPELİ KIZI

ÜSTÜN DÖKMEN’İN İNCİ KÜPELİ KIZI

  Hafta sonu Ankara’da Üstün Dökmen söyleşisine gittim. Arkadaş Kitabevi’nde düzenlenen söyleşide en ön sıraya oturma alışkanlığımı yine bozmadım. Üstün Hoca salonda bulunan kadınların Dünya Kadınlar Günü’nü kutlayarak başladığı konuşmasında sıklıkla kadın haklarından ve kadınların toplumsal statüsünden dem vurdu. Değerli hocamızın kravatı ise tam da söyleşinin içeriğine uygundu. Bu ilginç kravatı telefonumla görüntülerken;

“Kravatın üzerindeki fotoğrafın hikayesini de anlatmalıyım.” diye düşündüm.

Hollandalı ressam Johannes Vermeer’in baş yapıtlarından biri olan ve “Kuzeyin Mona Lisa’sı “olarak adlandırılan İnci Küpeli Kız Tablosunun ilginç bir hikayesi var. Tablonun ilk ortaya çıktığı yıllarda resimdeki kızın Vermeer’in kızı olduğu sanılmış. Ancak kızın yaşı ve tablonun yapılış zamanı birbirini tutmayınca ortada farklı hikayeler ve dedikodular dolaşmaya başlamış. Sonunda bu hikayelerden biri hepsinden baskın çıkıp romanlara ve filmlere konu olmuş.

    Şimdi sizlere aktaracağım bu hikâyenin iki farklı yüzü bulunuyor. Madalyonun birinci yüzü, Hollanda’nın 1600’lü yılların ortasındaki sosyal ilişkilerine ışık tutuyor. Vermeer bu tabloda bir kadını resmederek kadınların sosyal hayatın içinde yer almasına da öncülük etmiş. Bunun yanı sıra, ülkesindeki kadınların sosyal haklarına kavuşmasında bu tablonun payı olduğunu düşünenler de az değil…

Bir de madalyonun ikinci bir yüzü var ki, bu yüzü sayesinde inci küpeli kızın niçin bu kadar büyük bir yankı uyandırdığını öğreniyoruz. İşte, aşk, ihanet ve kıskançlık üçgeni içindeki inci küpeli kızın yüz yıllardır dillerden düşmeyen öyküsü…

   İnci küpeli kızın babası bir iş kazası sonucunda kör olunca genç kız ailesinin geçimini sağlamak zorunda kalır ve Hollandalı ressam Jhonnes Vermeer’in evinde hizmetçi olarak işe başlar.

Kızın resme ve renklere olan merakı Vermeer’in ilgisini çeker. Ünlü ressam, atölyeye sadece temizlik için giren kıza zamanla renkleri karıştırmayı öğretir. Bu durum karısının ve babasından sevgi görmemiş büyük kızının kıskançlık ve düşmanlık duygularına kapılmasına yol açar. Hizmetçi kız her geçen gün atölyede daha fazla kalmaya başlayınca karısı: “Hizmetçi diye aldığın kız atölyeden çıkmıyor. Oysa benim atölyeye girmeme bir kez bile izin vermedin!” diyerek kocasına isyan eder.

Ailede bu gerilim yaşanırken, varlıklı yakınlarından biri Vermeer’e bir tablo sipariş eder. Vermeer bu tablo için hizmetçi kızı model olarak kullanır. Fakat bu durumdan karısına söz etmez. Aradan epey süre geçmesine rağmen tablo bir türlü bitmek bilmez. Çünkü Vermeer tabloda bir eksiklik olduğunu düşünmektedir. Nihayet bir gün tablodaki eksikliğin inci küpeler olduğuna karar verir. Karısının takı kutusundan gizlice aldığı küpeleri hizmetçi kıza takıp tabloyu tamamlar.

Siparişi sahibine teslim ederken odaya karısı girer. İnci küpelerini hizmetçi kızın kulağında gören kadın büyük bir kavga çıkarır. Ardından hizmetçi odasına gidip kızı evden kovar. O olaydan sonra hizmetçi kızı bir daha da gören olmaz.

İri gözleri, anlaşılması zor yarım gülüşü ile masum mu yoksa baştan çıkartıcı mı olduğu belli olmayan inci küpeli kızın adı bilinmese de, içinde barındırdığı gizem ve yasak aşkla örülü öyküsü hala kitaplara ve filmlere konu olmaya devam ediyor.

Üstün Hoca söyleşi sırasında bir ara: “Sanat sanat için mi? Yoksa toplum için midir? “diye sormuş, kısa bir süre bekledikten sonra ;“İkisi de değil sanat para içindir.” diyerek kendi sorusunu yine kendisi cevaplamıştı. Hocanın bu yanıtı, yüzyıllar önce “İnci Küpeli Kız” tablosunu yapan usta ressam Vermeer’in bu tabloyu para için yapmış olabileceğini aklıma getirdi. Zira; halen Hollanda’nın Lahey kentindeki Mauritshuis Müzesi’nde özel olarak inşa edilmiş bir cam odada tutulan efsanevi tabloya paha biçilemiyor. İşte size inci küpeli kızla ilgili yeni bir polemik konusu daha…

Murat ÇOKÜRETEN 

Editör: Mesude BOZKURT

Baş Editör: Elif ÜNAL YILDIZ 

 

Önceki çalışmamı da inceleyebilirsiniz:

http://Ölümsüz Tapınak Ağacı

 

Yorumlar (2)

  1. Gerçek nedir? İnci küpeli kız a göre mı, wermeer e göre, karısına göre... Durum karmaşık hocam ve tarihin gizemi budur.

  2. Bekir SEVİK
    • 13/03/2024

    Kaleminize sağlık Hocam. Aramıza hoş geldiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Murat ÇOKÜRETEN

1963 Diyarbakır doğumluyum. İlk orta ve lise öğrenimimi Ankara’da tamamladıktan sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksekokulu Radyo Televizyon Sinema Bölümü’nden mezun oldum. Mezuniyetimi takiben TRT GAP Diyarbakır Radyosu’nda Yayın Şefi ve Program Yapımcısı olarak çalışmaya başladım. 2017 yılında TRT İzmir Radyosu’na tayin oldum. 2018 yılının ağustos ayında TRT’den emekli oldum. “Sürekli Basın Kartı” taşıyorum. “Küba Günlerim” adlı gezi, “Efsaneler Hikayeler” adında inceleme araştırma ve “Tapınak Ağacı” adıyla öykü türünde yayınlanmış üç kitabım var. Yaşamımı İzmir’de sürdürüyorum.