SUZAN SUZİ

SUZAN SUZİ

SUZAN SUZİ

Her yazının bir hikayesi vardır ve hepsi bir yaşanmışlıktır. Mesela bir şiir düşünün ya da bir şarkı, türkü ki şarkılar ve türküler de bir şiirdir.
Ara ara aklıma gelen ve anne annemin ismini barındıran Suzan Suzi türküsünün hikayesini kısaca gelirsek:

Diyarbakır ilinde gerçekleşmiştir. Fakat olayın gerçekliği tartışılır. Birçok efsane vardır. Çoğu türkülerle ilgili bir çoğunluğu milat öncesine dayanır o sebepten çoğunun yazanı bilinmez. Hikaye anlatılanlara göre şöyle:

Osmanlı zamanında Diyarbakır’a taşınan varlıklı bir Süryani ailesinin çocuğu olmamaktadır. Adaklar adanır, şifalar aranır ve sonunda dünya güzeli bir kızları olur. Suzi yani Suzan adını verdikleri bu kız, çok güzel bir kızdır.

El üstünde tutulan Suzan ile annesi bir gün kurban kesmek için Kırklar Dağı’na giderler. Burada ilk kez karşılaşan Suzan ile Adil birbirlerine aşık olur. Bu işin oluru yoktur zaten. Suzan Hristiyan Adil ise Müslüman ailenin çocuğudur. Bu sebepten birlikteliklerini gizli gizli yaşarlar. 

Sene dönmüş ve yine kurban kesmek için hazırlıklar başlamış. Bu sefer Suzan annesinin rahatsız olması sebebiyle hizmetçiler ile gitmiş. Adil’i de oraya geleceğini bilen Suzan hizmetçilerin telaşlı bir anından faydalanıp Adil ile dağın kuytu bir kısmında buluşur. Zamanın geç olduğunu fark eden Suzan kendisini arayan hizmetçilerin yanına gider. 

Ertesi sabah Suzan ile Adil  köprüde gizlice buluşur. Buluşmadan bir süre sonra sonra Suzan bilinmeyen bir sebepten kendini köprüden  atar. Adil de kendini olaydan sonra dayanamayıp aynı köprüden atmıştır. İki aşığın hazin sonu, kavuşamayan sevenler ve annelerin yüreği sızlayarak dilden dile aktarılmıştır. Bölgenin ozanları tarafından yazılıp bestelenmiştir.

Bazı söylentilere göre ise Adilin tüm Diyarbakır’ı dolaşarak Suzan için yaktığı ağıt da denmektedir. Birkaç dize koyacak olursam türküden:

Köprü altı kap kara
Suzan gel beni ara.
Saçlarıma kumlar doldu.
Tarak getir sen tara.

Bazı kaynaklarda ‘Anne gel beni ara.’ diye de geçmektedir ikinci dize. Ayrıca şiirlerin daha az okunan bir tür olması bence ilginç.

Siz ne düşünüyorsunuz?

Beğenmeniz dileğimle Saygılarımla…

KAYNAKÇA:

https://www.sabah.com.tr/yasam/suzan-suzi-hikayesi-nedir

 https://www.aydinlik.com.tr/haber/suzan-suzi-turkusunun-hikayesi-376676

https://www.hayrendis.com/suzan-suzi-turkusunun-hikayesi

https://www.youtube.com/watch?v=4b6p9HbBbYE&ab_channel=AlperenKekilli

https://rojawelat.me/yasam/masumbirask:suzansuziturkusununhikayesi

Yazar: Gürkan DAŞKIRAN

Genel Yayın Yönetmeni: Elif Ünal YILDIZ
Editör: Hakan DİNÇAY

Yorumlar (3)

    • 23/04/2024

    Teşekkür ederim... Emeklerinize sağlık...

    • 23/04/2024

    Şiir ruha dokunursa okunur hocam 😔 Şu son dönemlerde o kadar kötü şiir kitaplarına rast geldim ki şiir okumaya ara verdim...

    • 22/04/2024

    İlginç bir hikaye

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gürkan DAŞKIRAN

16.09.1997 Zonguldak doğumluyum. İkizim olmak üzere iki kardeşim var. İlk okulu Kozlu ilköğretimde, Liseyi Kozlu Lisesi’nde eşit ağırlık olarak okudum. Üniversite B.E.Ü Harita Kadastro bölümünden mezunum. Kitap okumayı seviyorum fakat şiire olan ilgim Muzaffer Tayyip'in öldükten sonra şiirini okuyunca araştırma ve okuma isteği daha bir içten gelmeye ve sıradan aktivitelerden daha rahatlatıcı gelmeye başlamıştır Yazma isteği ise duygu yoğunluğu ve okumaktan gelen ilham, nelere yatkın olup olmadığının araştırması sonucu çıkan bir hobimdir. ilk eserim "Söyleyemedim Yazdım" adlı şiir kitabıdır.