ON İKİ BEBEK ON İKİ ALEM

ON İKİ BEBEK ON İKİ ALEM

ON İKİ BEBEK ON İKİ ALEM

On iki bebek, yaşam hakkı alınan on iki can… Yıllar önce, bir arkadaşım sağlıkçıları vicdansızlıkla suçlayan bir tarzda benimle konuştu diye çok üzülmüştüm ve hepsinin adına bir savunmaya geçmiştim. Hani kişi herkesi kendi gibi bilirmiş ya, ondan olsa gerek.

Bana, bir yakınının öldüğünü söylerken çok hissizce, sıradan bir haber veriyormuş gibi konuştu dedi ve kabul edememiştim. Her yitirilen can için gözyaşı döken bir sağlıkçıyız çünkü biz. Oysa vicdan ve vicdansızlık herkese ait olabiliyormuş.

Bugün, bir sağlıkçı olarak utandığım, yerin dibine girdiğim bir gün. Oysa biz can kurtarmak için çırpınıyoruz, iyileştirmek için çırpınıyoruz. Oysa biz, hasta sıralarında beklerken adaletsizlik yapanları bile uyarıp, hakka hukuka riayet ederek görev yapmaya çalışıyoruz. Enjeksiyon yaparken canını yaktık diye özür dileyip, “hakkını helal et” diyoruz. Ağlayan çocuklara şeker, balon, oyuncak veriyoruz.

Oysa biz, SMA’lı çocukların sağlığına kavuşması için kurulan kurtuluş zincirine katılıyor ve el birliğiyle o bebeği yaşatmaya çalışıyoruz. O anne babayla ağlayıp, o anne baba gibi herkesten yardım istiyoruz; ilaca kavuştuğunda sevinç gözyaşları döküyoruz.

Dedim ya, bugün çok utanıyorum diye. İnsanlık adına, kendine sağlıkçıyım diyenlerin adına utanıyorum. İnsanlık nereye gidiyor diye hayıflanıp duruyoruz ama insanlığın bir yere gittiği yok bence. Bunlar zaten insan değildi.

Şunu keşfettim ben: Allah bunlardan vicdan hissini bile almış. Belki de bu duyguyu hiç hak etmemişler. Çünkü vicdan insana verilir, zavallı bir yaratığa, zavallı bir ucubeye verilmez. Hatta bir hayvanda bile vicdan varken, kendine insan diyenlerde yok ya, hakikaten çok üzülüyorum.

Üzülmek yetmiyor, kızmak, öfkelenmek, ağlamak yetmiyor. Bu insanlık kendini yerden yere vursun, perişan olsun, ahlasın, vahlasın. Vah ki ne vah. Eyvahlar olsun, yok olan bu insanlığa. Evet, birileri ölmüş ama ölen insanlık olmuş. Çok klişe ama evet, insanlık ölmüş de elini uzatıp defneden bile yok.

Evet, on iki âlem dedim ya. On iki bebeği öldürme amacını düşünüyorum. Mesela bir insanın psikolojisi bozulur, cinayet işler. Borcu olur, para için kiralanır adam öldürür. Ya da kendi canını kurtarmak için can aldığını duyuyoruz (ki öldürmeye bahane olamaz) ama bir çilingir sofrası kurmak için para alıp gece âlem yapmak için can almak nedir ya, nedir anlamadım.

Para için mi, eğlence için mi gerçekten? Bu aile, bu halk, bu insanlık; sonra nasıl güvenecek sağlık sistemine, nasıl güvenecek doktora, nasıl güvenecek hukuka? Biz nasıl güveneceğiz emanetçiye? Nasıl güveneceğiz bu sisteme?

Hiçbir amaç yok; sadece amaç, felekten bir gece çalıp eğlenmek. Eğlenmek için insanları ağlatmak hiçbir tarihte yok; olamaz. Dünya miadını doldurmuş da kötülükler yeniden doğuyor. Ne bu dünya bu kötülüğe tahammül eder, ne bu insanlık (gerçek insanlık) tahammül eder.

Ve en kötü yanı da ne biliyor musunuz? İnsanların aklında hep şüphe olacak, hep güvensizlik olacak. Bundan sonra kime nasıl güveneceğiz? Bir değil, iki değil; kaç hastane, kaç doktor karışmış bu işe, karışmış bu skandala.

Bu kadar bağlarını koparıp, bu kadar duyarsız kalmanın sebebini de anlamıyorum. Diyorlar ki toplumsal olarak yozlaştık, zombileştik. İyi de aynı ülkede yaşıyoruz. Aynı ürünleri yiyoruz, aynı telefonla yaşıyoruz. Peki, bir tarafta insanı, hayvanı, doğayı yaşatmak için çırpınırken, bir taraf nasıl ölümle alay ediyor?

Hepimiz gerçek bir tepki veriyor muyuz? Bence hayır… Bütün tepkiler, medyanın duyurabildiği kadar etkili. Bir pirenin haberi deve yapılıyorsa olay büyüyor ama bir devenin haberine pire kadar yer verilince olay önemsenmiyor. Manşetteki etki kadar olmuş insanların tepkisi.

Gücümüz kalmamış, insanlığımız kalmamış. Kendi başımıza tepki verecek kadar irademiz bile kalmamış. En büyük etkiyi kim gösteriyorsa, insanlar onun peşinden gidiyor.

Ben bir sağlıkçı olarak bu konuya değinmek istedim. Kim ne kadar tepki verir bilmem ama ben bu olay karşısında üzüldüm, hayıflandım, utandım. Peki, biz bundan sonra kime güveneceğiz? Ya da üzülerek sormak istiyorum: “Ben bir hemşireyim ve benim hastalarım bana güvenebilir mi?” Ne kadar acı, bundan artık ben bile emin değilim…

Nigar KAYA

Editör: Murat Çatal

Genel Yayın Yönetmeni: Elif ÜNAL YILDIZ

Yazarın Diğer Yazılarını Okudunuz mu?

Benim Annem Bir Âlem

Yazının tüm sorumluluğu yazarına aittir.

Yorumlar (9)

  1. Kardeşlerimiz ışıklar içinde uyusun.

  2. Nida
    • 20/10/2024

    Tam tanımıyla ifade etmişsin gerçekten korkunç bir olay o kadar güzel ozetlemissin ki eline yüreğine sağlık Nigar teyzem💕

  3. Yıldız Tek Gamlı
    • 20/10/2024

    Vicdanın ve merhametin olmadığı bir dünya cehennemdir... Kötü bir insan için elbette bu mesleği canla başla yapan gerçek insanlar suçlanmamalıdır.

  4. Güneş
    • 19/10/2024

    Çok üzücü korkunç bir şey bunu yapanlar gerçekten insan değil bunların yüzünden bizim gibi canla başla çalışan merhamet ve vicdan sahibi insanların utanmasına gerek yok Allah doğru yoldan ayırmasın kaleminize sağlık yüreğinize sağlık 🌹

  5. Gizem
    • 19/10/2024

    O kadar güzel özetlemişsiniz ki... Evet sağlık sistemine güven maalesef kalmadı o skandal olayı duyunca 2 çocuk annesi olarak çocuklarım adına empati kurmaya çalıştım kendimce ve daha da öfkelendim, tek başına öfke elbette yeterli değil artık insan canının hiçe sayıldı bu alemde birilerinin en başta yöneticilerin dur demesi gerekiyor.. insanlığımızı sorguluyor kimseye güvenmiyor herkesten korkuyor olduk... Yazık çok yazık..

  6. Candaş
    • 19/10/2024

    Evet hocam sağlık olunca insan hayatının diğer mesleklere göre daha önemi artıyor; ama vicdan ikinci sırada demek ki kalplere Allah korkusunu ve sevgisini yerleştirememişler... İnsanlar melekleri kıskandıracak ulvi bir yüceliği varken, diğer taraftan hayvanların en alağısına kadar İnebiliyor...

  7. Family
    • 19/10/2024

    Umarım sizin gibi hakkıyla çalışanlar artar ve bu gibi durumlarda sessiz kalmaz. Ülkemizde bu denli kötülükler yaşamayız inşallah bu saatten sonra

  8. Bekir SEVİK
    • 19/10/2024

    Kaleminize sağlık Nigar Hanım. Siz hiç meraklanmayın, her ne kadar insanlık öldü denilse de vicdan sahibi insanlar kendini ilk anda belli ediyor. Henüz sizinle yüzyüze hiç görüşmemiş olmamıza rağmen, ben sizin ne kadar vicdan sahibi olduğunuzu hissedebiliyorum. Eminim ki karşılaştığınız insanlar da bunu hissediyordur, bu yüzden kendinizden şüphe etmenize hiç gerek yok. Ben inanıyorum ki günün birinde insanlık (İyilik) kazanacak ve bu zalim düzeni yıkacak.

  9. Uğur Tokuş
    • 19/10/2024

    Bu değerli yazınız için tebrik ediyorum degerli hocam kaleminiz daim olsun.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Nigar KAYA

Doğma büyüme Çankırılı olan Kaya, İlk Orta Lise eğitimini Çankırı'da gördü. Anadolu Üniversitesi Laborant ve Veterinerlik bölümünü bitirdikten sonra Atatürk Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Acil Afet Yönetimi Lisans bölümünü tamamladı. Halen Yeni Medya ve Gazetecilik bölümünde okumaktadır. Hemşire, hemşirelik mesleği yanında Yazar-Şair ve Editörlük yapıyor. Bir çocuk annesi olan Kaya'nın bir oğlu var ve Hukuk Fakültesi mezunu.