OKUMAK KELİMELER İLE BEYİN NAKLİ YAPMAKTIR.

OKUMAK KELİMELER İLE BEYİN NAKLİ YAPMAKTIR.

    Övünüyoruz ya Türkiye’nin % 95’i okur yazar diye, bence % 5’i okuyor % 0,05’i de yazıyor. Geri kalanlar sadece harfleri biliyor. Bilmekle bildiğini uygulamak arasındaki fark okyanuslar kadar büyüktür. Yukarıda sözünü ettiğimiz harfleri bilen çok büyük bir kesimin hiç okuma yazma bilmeyenden hiçbir farkı yoktur. Sokaktaki reklam tabelalarını saymazsak tabii.

Okumanın binlerce faydasını saymaya çalışmayalım onu zaten her gün bir çok kişi yapıyor. Biz okumamanın bizden neler götürdüğünü görmeye çalışalım.

Okumak derken önce okumak nedir onu netleştirelim. Gündemi takip etmek adına okunan gazeteler pek okumak sayılmaz. Köşe yazıları ve düzenli yayınlanan dergiler hariç elbette. Şimdilik bu da konumuzun dışında.

Tahammülsüzüz çünkü okumuyoruz. Düşünün trafiktesiniz önünüzdeki araç bir hata yaptı ve kaza olmadan atlattınız. Kaçımız levyeyi kapıp aşağı inmez, kaçımız ana avrat küfretmez! Keza insan ilişkilerimiz de aynı. İnsan varsa hata kaçınılmazdır. Bu uç bir örnek olabilir ama gerçek.

Karanlıktayız çünkü okumuyoruz. Evlerimizi aydınlattığımızın yarısı kadar beynimizi aydınlatsak bize yetecek. Aklımızın ışığı ise kitaplardır, karanlık bizi mutlu ediyor. Kuduz olmuş gibi ışıktan korkuyoruz.

Öğrenmeye kapalıyız çünkü okumuyoruz. Çevremizdeki birinin yaptığı yenilik bizi yaralıyor. Cehaletimiz içimizdeki haset fırtınasını körüklüyor. Beynimizin darlığı öğrenmemizi engelliyor. Öyle ki rahmetli Barış Manço’nun dediği gibi bir kapı ve dört duvar meselesi. Ne yazık ki bizim duvarlarımız aklımızı kuşatmış. Bunu ancak okuyarak yıkabiliriz. Duvarlarımız ve biz mutluyuz ki yıkmak için gayretimiz yok.

Her şeyi biliyoruz çünkü okumuyoruz. 300 kelime ile dönen hayatımızda bilimden sanata, bedenden ruha kadar her konuda bilgi ve fikir sahibiyiz. Böyle olunca okuyup öğrenmeye gerek kalmıyor. Anlamsızlığın bile anlamını aramaya gerek yok. Biz zaten biliyoruz.

Hesap yapamıyoruz çünkü okumuyoruz. Basit bir hesapla yarım saatini ayırsa en az okuyan günde 20 sayfa okur. Bu da yıllık 7200 sayfa eder. İddia ediyorum bir yıl sonra meydana gelen değişikliğe kendisi bile hayret edecektir. Konuşmasındaki, hayata bakış açısındaki, insan ilişkilerindeki gelişmeler hissedilir derecede olumlu olacaktır. Bu da hatalarını görmesini sağlar.

Tek beynimiz var çünkü okumuyoruz. Bilgi edinilir, kelime dağarcığı genişler gibi klasik şeyleri söylemek istemiyorum. Her okuduğumuz yazar bizi farklı şeylerle donatacağı için kelimelerle onların beyni bize nakledilecektir. Çok işlevli bir düşünme ve yorumlama yetisine sahip oluruz. Aytmatov gibi açık fikirli, Steinbeck gibi insanları seven, Dostoyevski gibi ince ruhlu, Yaşar Kemal kadar tarihine bağlı biri ve daha yüzlercesi olabiliriz.

Okumamak kanserden daha tehlikeli bir hastalıktır. Okuyun demiyorum amma hastalığınızdan kurtulun diyorum.

18-01-2024

Uğur UKUT

 

 

Etiketler:

#okumak

Yorumlar (2)

  1. Yıldız Tek Gamlı
    • 22/01/2024

    Uğur hocam harika bir hiciv yazısı olmuş aba altından sopa göstermişsiniz maşallah 🧿 Kaleminize sağlık okudum büyük bir keyifle

    • 19/01/2024

    Emeğinize sağlık. Okuyaniniz bol olsun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uğur UKUT

Edebiyata ilgisi lise yıllarında şiirlerle başlamıştır. Bazı yerel gazete ve dergilerde şiirleri yayınlanmıştır. 2014 yılında sonra hikâye ve roman yazmaya başlamıştır. İlk kitabi Ölümün Eşiği Ocak 2020 yılında yayımlanmıştır. Nisan 2021 de Ölümün Eşiğinin devamı olan Kıyamet Kızılı ile ilk şiir kitabı olan Benim Sözlerim Kendime yayımlanmıştır. Aynı yıl Aralık ayında Frig vadisinin gizeminde yaşanan bir bilimkurgu olan Tokalı Kaya yayımlanmıştır. 2022 yılı temmuz ayında Gönül Fatihleri Kadınanalar ile ikinci şiir kitabi Rüyadan İbaret okuyucu ile buluşmuştur.