Öfke Duygusunu Sağlıklı Yönetmek

Öfke Duygusunu Sağlıklı Yönetmek

Öfke Duygusunu Sağlıklı Yönetmek

Öfkemizin ne kadarını muhatabına yöneltebilen bireyleriz?

Bence büyük bir kısmı muhatabına değil, başkalarına yansıtılıyor. Hiç ilgisi olmayan, olaydan habersiz insanların kişisel öfkelere maruz kaldığını gözlemliyorum. Öfkeyi içine atmak, hırslanmak, susmak ve beklemek insana daha büyük bir yük oluşturur, bu kesin bilgidir. Kızgınlık, son derece doğal bir duygudur ve doğru şekilde ifade edilmesi, tam da muhatabına yöneltilmesi, ilişkileri doğru yönetmek adına göz ardı edilmemesi gereken bir durumdur.

Unutulmaması gereken en önemli nokta, öfke duygusunun altında birçok farklı duyguyu barındırdığıdır. Öfke ve kızgınlık genellikle ikincil duygulardır. Kırgınlık, üzüntü, suçluluk, hayal kırıklığı ve korku gibi duygular aslında öfkenin altında yatan olay veya kişiyle ilişkili ilk duygulardır. Doğru yönetilmeyen öfke, hepimizin bildiği öfke patlamalarına yol açar; korkulan olur, kalpler hatta bedenler kırılır, insanlar kaybedilir. Öfkenin sağlıklı bir şekilde dışa vurulması, öğrenilebilen bir iletişim şeklidir.

Birine kızıp o öfkeyi bir başkasına yöneltmek, ikinci bir problemi daha yaratır. Eşine kızıp öfkeyi çocuğuna yöneltmek, patronuna kızıp sinirini eşinden çıkarmak; çocuğuna kızıp komşuya öfkeli kapı açmak, işini iyi yapmayan birine kızıp herkese aynı öfkeyle bakmak, bir şiddeti başka bir şiddetle kapatmaya çalışmak bütün bu dengesizlikler toplumsal bir sorun teşkil eder.

Muhatabına ulaşamayan öfke, üzüntü ve kırgınlık hiç gitmemesi gereken bir yere ya da birine yönelir ve istenmeyen olayların ortaya çıkmasına neden olur. Çünkü; dile getirmediğiniz her duyguyu, birilerinin anlamasını beklerseniz, çok uzun süre bekleyebilirsiniz. Beklerken de o zamanın içinde kaybolur, öfkeniz perçinlenir, üzüntünüz artar, kırgınlığınız derinleşir ve hiç ilgisi olmayan insanlarla tartışma yaşamış olursunuz.

“Ben sana şimdi çok kızgınım.” demekten, “Ben sana şimdi gerçekten çok kırıldım” demekten, “Şu an söylediklerin beni çok üzdü.” demekten o an çekinirseniz, ilerisi tam bir karadeliğe dönüşür. Bu nedenle her duygu zamanında, yerinde ve uygun bir üslup ile dile getirilmelidir. Öfke anında bile sağlıklı bir iletişime geçmeye çalışırsak, ne kendimizi ne de karşımızdaki insanı onarılması güç durumların içine sokmayız.

Ayrıca öfke anlarınızda, konunun muhatabı olmayan kişiler; sizin günah keçiniz, stres topunuz veya terapi odağınız değildir. Herkesin kendine göre bir hayatı, işi, gücü ve derdi vardır.

Öfkenizi muhatabına yöneltmenizi rica ediyorum.

#yaşarokuryazarçizer

Elif AY

Editör: Seda Özlem BAŞPINAR

Genel Yayın Yönetmeni: Elif ÜNAL YILDIZ

Diğer Yazılarımı Okudunuz mu?

https://fisildayankalemler.org/ozel-egitimde-kurum-secerken-nelere-dikkat-edilmeli/

 

Yorumlar (0)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Elif AY

1991 İstanbul Üsküdar doğumluyum , İstanbul Üniversitesi Sosyal Hizmetler mezunuyum, evliyim biri özel gereksinimli iki oğlum var , uzun süredir özel gereksinimli çocukların ve ailelerinin yaşadıklarını yazıyorum. Makale ve köşe yazarlığı yapıyorum.