Nureddin Zengi Kimdir?

Nureddin Zengi Kimdir?

Nureddin Zengi Kimdir?

 Çocukluğumdan beri tarihe ve tarihi şahsiyetlere meylederim. Onları hep kendime örnek model seçmişimdir. Neticede ben bir tarihçi değilim, tarih üzerine üniversite de bitirmiş değilim. Ancak kendimi iyi bir tarih okuru, tarih hayranı ve tarihi örnek alan biri olarak tarif edebilirim.

Tekerrür eden tarihten ders çıkarılması gereki diye düşünüyorum. Müspet veya menfi olayları da olduğu gibi aktarmakta yarar vardır. Tarih, objektifliği öne çıkarır.

 Gelelim konumuza… Yani Nureddîn Zengi’ye… Dediğim gibi hep tarihi şahsiyetleri örnek aldım. Bunlardan birisi de Nureddîn Zengi’dir.

Önce hakkında kısaca tarihi bilgiler verelim:

Kaynaklar, onun 11 Şubat 1118 tarihinde Halep’te doğduğunu bildiriyor. Siz bakmayın Nureddîn Zengi dendiğine. Asıl adı Mahmud, unvanı Nureddîn… Nureddîn Mahmud ismiyle biliniyor. Babası İmâdeddîn Zengi… Kıpçaklar’ın Sabyu boyundandır. Nureddîn’in babası Zengi, Büyük Selçuklular’ın bir emiri idi. O, Selçuklular’ın Musul ve Halep Valisi idi.

Zengi,aynı zamanda Halep ve Musul civarındaki tüm toprakların da hâkimiydi. Selçuklular’a bağlı idi. Onun 1146 yılında ölümü ile hâkimiyet bölgesi oğulları arasında ikiye ayrıldı. Büyük oğlu Seyfeddîn Gâzî Musul’da, ikinci oğlu Nureddîn Mahmud ise Halep’te hüküm sürmeye başladılar.

Nureddîn, kısa süre içerisinde aklı ve dirayeti ile bölgenin en güçlü emirleri arasına girdi. Haçlılar’a karşı mücadelesi ile tanındı. Haçlı orduları ile birçok mücadeleye girdi.

Bu savaşlarda çoğu kez zafer kazandı. 1174 yılında vefat ettiğinde Suriye, Filistin, Mısır, Yemen, Hicaz, Kuzey Irak ve Anadolu’nun güneyi onun hükmü altındaydı.

 Burada bahsetmek istediğim Nureddîn Mahmud’un karakteri ve güzel ahlâkıdır. Onun en önemli hususiyetlerinden birisi adalete verdiği önemdir. Bu yüzdendir ki unvanlarından birisi de Melikü’l-Âdil’dir; Adaletli Melik. .

Halep ve Şam’da haftanın iki günü halkın dertlerini dinler, bunlara çözüm bulurdu.

Bazen bu insanlar arasındaki davalara bizzat kendisi bakardı. Kendisiyle ilgili bir davada o, kadının karşısına bir sultan gibi değil halktan biri gibi çıkmış ve kendisine ayrıcalık tanınmasını reddetmiştir.

Hatta bir gün emirleriyle saray bahçesinde çevgan (polo) oynarken kadının görevlendirdiği bir kişi gelip;

“Ey Nureddîn Mahmud, adalet konağında bugün mahkemen vardır!” diyerek onu uyarmış ve o da bu çağrıya kulak vererek oyunu bırakıp adalet konağına gitmiştir.

 Nureddîn Mahmud’un bir diğer özelliği cesur olmasıydı. Haçlılar’a karşı savaştan ve gazâdan asla geri durmamıştır. Bir gün ordusu Haçlılar’ın pususuna düşmüş ve askerlerinin büyük çoğunluğunu kaybetmişti.

O, yanında bulunan az sayıda maiyeti ile cenge devam etmiş, okuyla düşmana saldırmıştı. Komutanlarının geri çekilme teklifini geri çevirmişti. Nureddîn’in bu şekilde direnişi, Haçlılar’ı korkutmuş, bunun Nureddîn’in bir hilesi olabileceğini düşünerek hemen geri çekilmişlerdir.

 Sultan Nureddîn Mahmud’un diğer bir hususiyeti ise merhameti idi. Kardeşi Nusredüddîn Emir-i Miran, birkaç defa ona isyan etse de o, her zaman onu bağışlamıştı. Komutanlarına ve halkına karşı da çok merhametli idi. Zulmü sevmezdi. Kolay kolay ölüm cezası vermezdi.

 Nureddîn dindar bir sultandı. Namazlarını hiç kaçırmazdı. Dini vecibelerine sıkı sıkıya bağlı kalmıştır. Gece namazlarını kaçırmamaya özen gösterir, bol bol sadaka dağıtır, hayır hizmetlerine önem verirdi. Sarayının bulunduğu avluda bir mescit yaptırmış, burada ülke işlerinden kalan zamanını ibadetle geçirmiştir.

 Nureddîn Mahmud, sade bir hayat sürmeyi severdi. İsraftan kaçınır, hazineden para almazdı. O, şehit olmayı çok arzulardı. Lakin hasta yatağında vefat etmiştir. Bundan dolayı onun unvanlarından birisi de “eş-Şehid” idi.

 Ortaçağın ünlü İslâm tarihçilerinden İbnü’l-Esîr onun için şöyle demiştir:

“Ben daha önceki hükümdarların da ahlâk ve yaşayışlarını inceledim. Dört halife ve Ömer b. Abbülaziz’den başka ondan daha güzel ahlâklı birini veya adalet için ondan daha fazla araştırıp tetkik eden birini görmedim.”

 Bu söz sanırım Nureddîn Mahmud hakkında fazla bir söze gerek bırakmıyor. Sorarım size böyle bir hükümdar hiç örnek alınmaz mı?

          Muhabbetle…

Kaynakça:

Ebû’l Farac, Gregory, Abû’l Farac TarihiI-II. Çev.: Ömer Rıza Doğrul, TTK, Ankara, 1987.

Eğilmez, Mustafa, Haleb ve Musul Atabeyi Nureddîn Mahmud, Türkler-Cilt 5, Yeni Türkiye Yay., Ankara, 2002.

İbn Kesîr, El Bidaye Ve’n-Nihaye, Çağrı Yayınları, İstanbul 2000, c. XII.

İbnü’l Esir, El Kamil Fi’t-Tarih, c. XI Çev.: Ahmet Ağırakça-Abdülkerim Özaydın, Bahar Yayınları, İstanbul 2008.

İnce, Fatma, Nureddîn Mahmud Zengi ve Haçlılarla Mücadelesi, Serender Yayınları, Trabzon, 2020.

Kök, Bahattin, Nureddin Zengi, TDV İslam Ensiklopedisi.

Turan, Abdulkadir, Nureddîn Mahmud Zengi, Ketebe Yayınları, İstanbul, 2020.

Haçlılar’ın Kabusu: Nureddîn Zengi, Erdem Yayınları, İstanbul, 2021.

https://islamansiklopedisi.org.tr/muellif/gulay-ogun-bezer

Mustafa CANKURT

Editör: Mesude Bozkurt

Baş Editör: Elif ÜNAL YILDIZ

Diğer Yazılarımı Okudunuz mu?

https://fisildayankalemler.org/author/mustafacankurt/

 

Yorumlar (5)

    • 5/03/2024

    Kaleminize sağlık

  1. Mustafa CANKURT
    • 2/03/2024

    Teşekkür ederim Bekir Hocam.

  2. Bekir SEVİK
    • 1/03/2024

    Kalemine sağlık Mustafa bey. Benim için tarih deyince akan sular durulur, aramıza katılmanıza şüphesiz en çok sevinen benim 😊😊

  3. İbrahim
    • 1/03/2024

    Mustafa Cankurt Hoca'mın kalemine sağlık. TRT 1'deki diziden dolayı güncel bir konu olduğu için istifade ettiğimiz bir yazı. Teşekkür ediyorum.

  4. […] https://fisildayankalemler.org/nureddin-zengi/ […]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Mustafa CANKURT

1978 yılında Aksaray'da doğdum. Anadolu Üniversitesi İşletme bölümü ve Atatürk Üniversitesi Sosyal Hizmet Lisans bölümlerinden mezun oldum. Tokat Zile Devlet Hastanesinde Sosyal Hizmet Uzmanı olarak görev yapmaktayım. Evliyim; Halil Furkan, Ömer Faruk ve Ayşe Naz isimlerinde üç çocuğum var. Okumaya düşkünüm, ortaokul yıllarından beri iyi bir okuyucuyum, özellikle tarih okuyucusuyum. 2020 yılı eylül ayında “Siyah Sancağın Gölgesinde-Celaleddîn Harzemşah” isimli “tarihi roman” formatında ilk kitabın çıktı.