MASİYET VE TAAT

MASİYET VE TAAT

MASİYET VE TAAT

Masiyet; “İtaatten ayrılmak, söz dinlememek, günah işlemek, bir davranıştan imtina etmek, ona karşı direnmek” manasındaki “İsyan” kökünden türeyen bir isim olup, “İtaat” kelimesinin karşıtıdır.

İnsan için iki hal vardır. Biri Allah’a itaat hali, diğeri ise isyan halidir. İnsan ya Allah’a itaat üzeredir ya da itaatten uzak haldedir. Allah’a itaat sadece namazla, oruçla değildir. İnsan vaktini boşa harcıyorsa, faydasız sözlerle ve işlerle meşgul oluyorsa, yine isyanda demektir.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.); “Kişinin kendisini ilgilendirmeyen şeyleri terk etmesi, müslümanlığının güzelliğindendir.” demiştir.

Masiyetin anlamı, Kur’an’da isyan edenleri, haddi aşanları, sınırları çiğneyenleri işaret eder. Masiyet kelimesi, Kur’an’da iki ayette geçer. Her iki ayette de masiyet, Resule karşı gelmeyi ifade eder;

“Görmedin mi şu adamları ki, gizli gizli konuşmaktan alıkonuldukları halde, yine o menedildikleri işe dönüyorlar; günah, düşmanlık, Resule isyan (Masiyetür-Resul) hususunda gizli gizli konuşuyorlar. Sana geldikleri zaman seni, Allah’ın selâmlamadığı bir tarzda selâmlıyorlar ve kendi içlerinden de, ‘Bu dediğimizden ötürü Allah bize azap etse ya!’ diyorlar. Cehennem onlara yeter. Oraya gireceklerdir, ne kötü gidilecek yerdir orası!” 

“Ey iman edenler, aranızda gizli konuştuğunuz zaman günah, düşmanlık ve Resul’e karşı gelme (Masiyetür-Resul) üzerinde konuşmayın; iyilik ve takva üzerinde konuşun ve huzuruna toplanacağınız Allah’tan korkun!” (Mücadele 8-9)

İtaat ise; “Boyun eğmek, özellikle İlahî emirlere uymak, takva, ibadet, zühd” anlamına gelir. Bir kimse, Rab’bi için yaptığını bilerek taat yaparsa, buna “Kurbet” denir. Kurbet; “Yaklaşmak, yakın olmak, taati Allah için yapmak.” demektir. Kurban ve akrabalık kelimeleri de “Kurbet” kelimesinden türemiştir.

Cahiliye devrinde bile, kişi dini bir ritüel veya başka bir özel durum için hazırlık yaptığında, bağa bahçeye ve eve kapısından girmezdi. Şehirli ise, çatıdan bir delik açar, oradan girer çıkardı. Bedevi ise, çadırın kapısından girmez, çadırı arkasından yırtar, oradan girerdi. Bu davranışları iyilik ve taat olarak kabul ederlerdi.

Bunun üzerine Yüce Allah, Bakara Suresi’nin 189. ayetini inzâl buyurdu ve evlere arkalarından girmenin iyilik ve taat olmadığını bildirdi; “Evlere arkalarından girmeniz iyilik değildir. Asıl iyilik, Allah’a karşı gelmekten sakınan kimsenin iyiliğidir. Evlere kapılarından girin ve Allah’a karşı gelmekten sakının ki, kurtuluşa eresiniz.” (Bakara 189)

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) hadisinde, “Allah’a isyanda tâat yoktur.” buyurmuştur. Burada, masiyet olan şeyin emredildiği zaman (Ör; adam öldürmek, hırsızlık yapmak) emir sahiplerine itâat edilmemesi kastedilmektedir.

“Masiyet ve Taat”e dair hadis ve diğer tanımlamalar;

-Masiyet, insanı küfre sürükler. (Hadis)

-Nefse sükûnet ve kalbe ferahlık veren iş, iyi iştir. Nefsi azdıran, kalbe heyecan veren iş masiyettir. (Hadis)

-İyiler de, kötüler de, iyilik yapar. Fakat yalnız sıddıklar (iyiler), masiyetten sakınır. (İmâm-ı Rabbânî)

-Masiyet yapınca, hemen tövbe etmelidir. Gizli işlenen günahın tövbesi gizli, açık işlenen günahın tövbesi de açık olur. Tövbeyi geciktirmemelidir. (Ma’sûm-i Fârûkî)

-Masiyete tövbe etmemek, bu günahı yapmaktan daha kötüdür. (Ca’fer bin Sinân)

-Her izzet ve her nimet, Allahü Teâlâ’ya itaat ve ibadet etmekten; her kötülük ve sıkıntı da, masiyetten hasıl olur. Herkese dert ve bela, günah yolundan gelir. Rahat ve huzur da, itaat yolundan gelmektedir. (Ahmed bin Yahyâ Münîrî)

-İnsanın günahından korkması, taat; korkmaması ise, masiyettir. En büyük günah, bir masiyetin masiyet olduğunu bilmemektir. Bundan daha kötüsü, masiyet olan bir şeyi taat, Allahü Teâlânın beğendiği şey olarak bilmektir. Onun için dini bilgileri lazım olduğu kadar mutlaka öğrenmelidir. (Ahmed bin Âsım Antâkî)

Yasemin Özdemir

Kaynakça

1. TDV İslam Ansiklopedisi, “Mâsiyet” Maddesi.
2. Filozof.net, “Masiyet Nedir, Ne Demek, İslamda Anlamı, Hakkında Bilgi”.
3. Sorularla İslamiyet, “Mâsiyet”.

Genel Yayın Yönetmeni: Elif Ünal Yıldız 

Bir Önceki Yazımı Okudunuz mu?

ŞÜKÜR 

Yorumlar (2)

  1. Yıldız Tek Gamlı
    • 31/07/2024

    Yine çok güzel bir açıklama olmuş ❤️ Kalemine yüreğine sağlık 🥰

  2. Mevlüde Orhan
    • 31/07/2024

    Çok anlamlı ve bu çağ için çok gerekli bir yazı olmuş okuyup ders çıkabiliriz inşallah🤲

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yasemin ÖZDEMİR

Yasemin Özdemir, 1985 yılında Konya’da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Konya’da tamamladı. Selçuk Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Anadolu Üniversitesi Radyo Televizyon ve İktisat bölümlerinden mezun oldu. Çeşitli yerel televizyonlarda spikerlik, sunuculuk, muhabirlik ve seslendirme yaptı. 2013 yılında evlenen yazar, 2014’te kızı Serra’yı, 2017’de ise kızı Ceyda’yı kucağına aldı. Anne olduktan sonra kızlarından ve eşinden aldığı ilhamla, “Baba, Beni Annemle Büyütür Müsün?” kitabı ile yazarlığa adım atan Özdemir, “Ebeveyn-Çocuk” ve "Kadın" alanlarında kitap çalışmalarına devam etmektedir. Bir Tasavvuf aşığı olan Yasemin Özdemir, Hz. Mevlâna, Yûnus Emre, Niyazi Mısrî, Hacı Bayram-ı Velî ve daha birçok Tasavvuf ehlinin Dîvan eserlerini seslendirmektedir.