Kar Hikayeleri
- Yazar: Songül Aykan
- 13 Şubat 2025
- 33 kez okundu

Kar Hikayeleri
Küresel ısınmanın da etkisiyle gayet yumuşak bir kışı neredeyse geride bırakıyoruz. İstanbul’da yaşayan biri olarak maalesef artık eskisi gibi kalın kazaklar, kamuflajlı montlar, kürklü botlar giydiğimiz günler geride kaldı. Daha çok yağmurluk, rüzgarlık tarzı ince kıyafetlerle kışı geçirir olduk.
Yarıyıl tatilinde kar görmek ümidiyle Bosna-Hersek’e gittim. Orada da durum buradakinden farksızdı. Arkadaşlar “Nerede o eski Balkan soğukları!” diye hayıflandılar. “Tüm kışı eksi yirmi otuzlarda kar küreyerek geçirirdik.” diye anlattılar. ” Şimdiyse kış güneşinin tadını çıkarır olduk.” diye anlattılar. Bizse “aman kalın şeyler götürün, oraları çok soğuk, donarsınız.” gibi tavsiyelere uyarak götürdüğümüz eşyaların boşuna hamallığını yapmış olduk.
Kar görme ümidimiz bir kez daha kırılmış olarak ülkemize döndük. Derken bir anda havalar buz kesti. Üşümemize rağmen sevindik, ümitlendik, kar yağışı bekledik çocuklar gibi cam önlerinde. Arada bir atıştıran kar evde bayram havasına sebebiyet verdi. Kızımın yarın sabah bembeyaz kara uyanmak hevesiyle yatağına yatması ve kurduğu hayaller beni yıllar öncesine, çocukluk yıllarıma götürdü.
Tam da küçük kızım kadardım 1987 yılının Mart ayında… Artık cemreler düşmüş, havada bahar kokusu hissedilir olmuştu. Bir anda havalar aşırı derecede soğudu. Sarıgazi Hava Lojmanlarında sıradan bir sabaha uyandığımı sanıyordum. Her gün olduğu gibi “Asker abiler bizi servisle okulumuza götürecek.” diye düşünerek yatağımdan doğrulduğumda bembeyaz bir sürprizle karşılaşmıştım. Mutluluk çığlığını atmak nasip olmadı çünkü üst kattaki komşumuzun çok çalışkan kızının ağlamaklı çığlıkları çoktan bütün apartmanı sarmıştı. Bugün yazılısı varmış, şimdi ne yapacakmış.
Bir an sevinç çığlığından vazgeçtim ve kendimi suçladım, ayıpladım… “Vay be!” dedim. “Millet okula gidemediği için ağlıyor, sen ne kötü bir öğrenci, ne kötü bir kızsın.” Şimdi kızımın hayalleri ve maalesef kar yağışının durmasıyla birlikte hevesinin kursağında kalışı bana şunu dedirtti; “Keşke o gün , o sevinç çığlığını atsaydım. Kimseden utanmadan, çekinmeden, doyasıya o karlara çıkıp yuvarlansaydım.”
Gerçi sonrasında kar çok fazla yağdı, okullar on beş gün boyunca kapalı kaldı. Biz de arkadaşlarımla bol bol oynayıp karın tadını çıkardık ama o ilk anın tepkisi içimde ukde kaldı. Ama söz ilk yağan karda kızımla birlikte sevinç çığlıkları atıp kar tatilinin tadını çıkaracağım. Kimseden utanmadan, saklamadan “Okul tatil oldu, yuppi!” diye karlarda yuvarlanacağım.
Tabi inşallah kar yağar, o eski günlerdeki gibi her yeri bembeyaz örtüsüyle süslerse…
Bu yazının tamamı yazarına aittir.
Songül AYKAN
Bir önceki yazımı okudunuz mu?
Editör: Duygu BALCI
Genel Yayın Yönetmeni: Elif Ünal YILDIZ