İNSANLAŞMA YOLCULUĞUNUN HENÜZ BAŞLARINDAYIZ
- Yazar: Doğan KARAAĞAÇ
- 19 Mayıs 2024
- 50 kez okundu
İNSANLAŞMA YOLCULUĞUNUN HENÜZ BAŞLARINDAYIZ
Bir grup sırtlanın bir geyik gurubuna saldırıp yiyip yutması arasında özde bir fark yoktur.
Hammurabi kanunlarından önce de adalet yoktu. Orman yasaları vardı. Güçlü olan haklıydı. Güçlüye her şey revaydı. Halen de dünyada geçerli olan ana yasa orman yasasıdır.
Adalet nasıl bir şey !
Hammurabi kanunları ilk yazılı kanunlardır. Ve bu kanunlar orman yasalarını yazıya dökmekten öte bir anlam taşımazlar. Güçlünün borusu daim ötsün diye yazılmışlardır.
O günden bu yana dünyada yapılmış bütün kanunlar ve yasalar ezenin, güçlünün ve varlıklı sınıfların çıkarlarını korumayı amaçlamıştır.
Zenginleri fakirlerden korumayı, güçlü olanın gücüne güç katmayı amaçlayan yasa ve anayasalar ile yönetilen bir Dünya gerçeği ile karşı karşıyayız.
Dünya’da yoksulların, güçsüzlerin, mülksüzlerin çıkarlarını gözeten bir anayasa ve yasalar ile yönetilen bir toplum- ülke yoktur.
Peki Adalet kavramı çok kullanılıyor öyleyse bu neyin nesidir?
Sahte bir sözcük, sakız gibi çiğnenen bir yalan, kandırmak için cilalı bir kavramdır adalet. Dünyada adalet yoktur.
Gerçek bir adaletin yasaları yapılamaz mı?
Yapılabilir ve yazılabilir ama (insanlaşma yolculuğunun bu günkü aşamasında) henüz süreklilik kazanamaz ve daimi uygulanamaz ! Gerçek bir adalet hiç bir toplumda egemen kılınamaz.
Neden?
Çünkü Adaleti egemen kılmak insanın kendi özünden dolayı imkansızdır. İnsanın doğasında bir sorun, bir kördüğüm vardır. İnsanın doğasında iyi yan ile kötü yan, insani yan ile hayvani yan mevcuttur.
Bu iki yan bir biri ile her daim kavgalıdır. Bu kavgada iyi yan geçici galibiyetler alabilir ama daimi üstünlük sağlayamaz.
Kötü yan her daim üstün gelir. İyi yan iktidar olduğunda bile kötüye evrilir, kötüye dönüşür. Kötüye evrilmekten kendini alıkoyamaz.
Neden?
Biyolojik kodlanma kendini yaşatma ve kendini esas alma üzerinedir de ondan.
Kötü yanımız bencildir, yıkıcıdır, despottur, saldırgandır, kendine sevdalıdır. Ezcümle hayvandır. 300 bin yıldır süren insan olma hikayesi henüz sonuç alabilmiş değildir. İnsan olma yolculuğu ve süreci devam etmektedir.
Henüz başladığımız yerdeyiz. Çok fazla yol alabilmiş değiliz. Yakın ve uzak tarih binlerce örnek ile doludur.
Nazi ölüm kamplarında olup bitenler, her metrekaresine iki buçuk ton bomba atılan Vietnam, kimyasal ile Cehenneme çevrilen Halepçe, atom ile ot bile bitmez kılınan Hiroşima ve Nagazaki ve daha pek çok pratik orman yasalarının açık örnekleri ve kanıtlanmasıdır.
İnsan olma yolculuğu sürecek elbet. Adaletin egemen olması sanıldığı kadar kolay değildir. Genetik kodlarımızda bir büyük mutasyona ihtiyaç vardır.
Kötücül olan bencil kodlarımızın değişime uğraması gerekiyor tam insanlaşabilmemiz için. Ve bu kolay bir iş değildir. Daha uzun bir zamana ihtiyaç olduğu açıktır.
İnsanlaşmaya giden yolun taşları BİLGİ ile döşenir ancak. Daha çok bilgiye ihtiyaç vardır.
Bilişsel beceri, tarım devrimi, bilimsel bilginin gelişimi insanlaşma yolculuğunda birer aşama ve sıçrama olsa da bunlar orman yasalarından kesin bir kopuşa yol açamadı.
Orman yasalarını sözde eleştirsek te özde onları yaşamaktan ve uygulamaktan haz alıyoruz. Potansiyel olarak yıkıcı, saldırgan ve üstün olma isteğimiz bizi orman yasalarına gizil bir hayranlık duymaya ve fırsat buldukça da uygulamaya yöneltiyor.
Bunlar acı gerçeğimiz.
Hoş karşılamasak da bunlar İNSAN’IN gerçeği.
Güzel bir dünya düşlemeye elbette devam edeceğiz.
ORMAN yasası yerine İNSAN yasasının geçeceği bir dünya umuduyla.
Doğan Karaağaç
19 Mayıs 2024
Editör: Sonay BİLGİ ARABACI
Genel Yayın Yönetmeni: Elif ÜNAL YILDIZ
Yazarın Diğer Yazılarını Okudunuz mu?
Geçmişinden Arınamayan Türümüz