İlişkilerde İhtiyaç ve Güven

İlişkilerde İhtiyaç ve Güven

                                              İlişkilerde İhtiyaç ve Güven

İnsanlar arasında gelişen ilişkilerin diyalektiğine baktığımızda, iki ana olgu öne çıkar: ihtiyaç ve güven. İnsanlar, sosyal ya da siyasal gruplar, toplumlar ve uluslar arasında ilişkiler oluşur, gelişir, büyür ve zamanla ya sönümlenip ölür ya da daha da güçlenerek devam eder. İlişkiler, yaşamı şekillendirir.

Her ilişkinin bir tarihçesi vardır ve her ilişki bir ihtiyacın üzerine kuruludur. İhtiyaç olmaksızın bir ilişkinin var olması düşünülemez. Tüm ilişkiler (arkadaşlık, dostluk, komşuluk, ticari, sınıfsal, ulusal, devletler, cinsler arasındaki ilişkiler) belli bir ihtiyaca binaen ve belli bir emek sonucunda oluşur; güvenle pekişerek gerçeklik kazanır.

Her ilişkinin merkezi üssü, esas çekirdeği GÜVEN’dir. Güvenin oluşması, ilişkinin başlangıcından itibaren sarf edilen emek, özveri, fedakârlık, doğruluk, dürüstlük, özgecilik, cesaret ve çaba sayesinde gerçekleşir. Demek ki bir ilişkinin güven dediğimiz ana sütuna kavuşması, öyle birdenbire ve kendiliğinden olabilen bir şey değildir. Kadın-erkek ilişkileri de dahil olmak üzere bütün ilişkiler, güven dediğimiz ana sütun sağlam durduğu sürece var olabilir.

Bütün duygular ve algılar (inanmak, sevmek, saygı, ilgi, aşk, heyecan, umut vb. pozitif duygular ve düşünceler) güven çekirdeği etrafında vücut bulur ve onun varlığı sayesinde güçlenir, insan ya da toplulukların yaşamını güzelleştirip anlam katar. Bütün ilişkiler, güven sarsıldığında deprem yaşar. Güvenin sarsılması, bütün duygu, algı ve düşüncelerin ağır ve ölümcül yara almasına yol açar. İlişkilerde çekirdek ve ana merkez olan güvenin etrafında oluşmuş algı ve duygular, yerini karşıtlarına bırakır. Güvenin yerini şüphecilik almaya başlar ve bu, sanrılara, vesveselere, kuşkulara götürür. Artık ne ilgi ne de saygı kalır. İlişkideki tüm pozitif duygular değişime uğrar ve zıtlarına dönüşür. Sevginin yerini nefret, kin ve öfke alır. Bu, intikam alma arzularının gelişmesine ve düşmanca hislerin ortaya çıkmasına neden olur.

Bu durum, artık ilişkinin ölüm sürecine girdiği ve öleceği anlamına gelir. Bütün ilgi ve algılar, duygular, sevgiler, saygılar, güvende yaşanan depremin dibinde kalır ve birer enkaza dönüşürler. Enkaz haline gelmiş bir ilişkinin verdiği acıyı tarif etmek güçtür; hiçbir acıya benzemez. Ancak ne var ki, ilişkinin diyalektiği böyledir. Cinsler arasında bitmez gibi görünen aşkları bitiren, ticari ortaklıkları iflasa götüren ve toplumlar ile uluslar arasında nefrete hatta savaşlara yol açan da ilişkide oluşan güven yitimidir. Çünkü ilişkinin ana sütunu yıkılmıştır ve bu sütuna dayanarak oluşan her bir duygu ve algı, yıkılan enkazın altında kalmış ve can çekişme sürecine girmiştir.

İlişkilerimizde güveni ve güvenirliğimizi sağlam kılmak ve pekiştirmek hayati önemdedir.

Yeni yazılarda buluşmak üzere.

Doğan Karaağaç

Doğan Karaağaç 30 Haziran 2024

Editör: Murat Çatal

Genel Yayın Yönetmeni: Elif Ünal Yıldız

Bu yazının bütünü yazarına aittir.

Bir önceki yazımı okudunuz mu?

Fuse ( Fouche) Tipolojisi

 

Yorumlar (0)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Doğan KARAAĞAÇ

1963 yılında Diyarbakır'a bağlı Çermik İlçesinin Ekrek (Köksal) köyünde çiftçi bir ailenin onuncu çocuğu olarak yaşama gözlerini açtı. İlk ve ortaokulu Çermik'te, sağlık kolejini Van'da okudu. Toplumcu- gerçekçi çizgide yazan yazarın; O Dağ Yürekli (2011 yılında) Sewat (2012 yılında) adlı şiir kitapları yayınlandı. Cendere adlı ilk romanı Ağustos 2020'de Cendere 2 adlı romanı 2021'de Alan yayıncılıktan çıktı. Cendere 3 adlı roman yazımını sürdüren yazarın Nisan 2023'te sağlıklı topluma giden yolu ve yeni bir yaşam modelinin önerisini ve insan doğasına dair yeni tezlerini de içeren İNSAN DOĞASI VE BÜYÜK ÜTOPYA adlı kitabı Alan yayıncılık tarafından yayınlandı. İNSAN DOĞASI VE KAOSTAN ÇIKIŞ adlı yeni bir çalışmayı sürdüren yazar, DİLSİZ DÜNYA adlı bu çalışması ile insanlık ailesinde doğru bir hayvan sevgisini yaratmayı amaçlamış ve doğru yaklaşımı tanımlamaya çalışmıştır. Türkiye PEN üyesi olan yazar iki çocuk babasıdır.