Hadi Eyvallah..
- Yazar: Oğuz KARABULUT
- 26 Haziran 2025
- 43 kez okundu

Yine aynı ona çekmiş bir sabah kandırdı gözlerimi.
Şöyle baktım,
Sanki bugün farklıymış gibi kalk diyor,
Sen varya sen.. Deyip kalktım.
Yıkadım inanmış gözlerle bakan yüzümü.
Birkaç birşey yedim,
Sanki yaşasam ne olacak der gibi.
İnsan doyar mı lan hiç dedim,
Ben kendimi yerim yeter,
Bana müstahak zaten..
Neyse,
Çektim fiyasko aynasını önüme,
Hazırlanıyorum insanlığa bir şiir yazacakmışçasına.
Giydim muamma siyahı çoraplarımı,
Ayıp düşmez pantolonumu.
Bağladım çekmesinler kemerimi.
Biraz inandığım bir sen kaldın dediğim dualar ettim.
Ama nasıl mermi ağzında bir silah gibi,
İntikama kurmuşum kendimi, hiç sorma.
Son kez baktım arkama.
Sakın benimle gelmeyin deyip,
Çarptım tüm şerefsizlere kapıyı, çıktım.
Yaktım bir sigara..
Yalancı grisi, umut mavisi dumanlı.
Çektikçe üflüyorum yüzsüzlüğe.
Duman olduk gidiyoruz bir muammaya.
Başladım Dünya’nın bilmem neresine yürümeye.
Dedim,
Kim arkamdan gelirse gelsin artık.
Birde başladım bilmem kimin bilmem kimine sövmeye.
Kimin kulağı çınlarsa çınlasın artık.
Artık uyandım, artık kanmam.
Hadi Eyvallah..
Oğuz KARABULUT
Genel Yayın Yönetmeni: Elif Ünal YILDIZ
Editör/Redaktör: Hakan DİNÇAY
Bu yazının bütünü yazarına aittir.
Bir önceki yazımı okudunuz mu?
İlgili
Etiketler:
#edebiyat #fisildayankalemler eyvallah flextepoint hadi hadieyvallah Karabulut oğuz Oğuz Karabulut sabah ŞiirYorumlar (0)

Oğuz KARABULUT
1995 Yılından bu yana Bursa'da doğdum ve yaşıyorum. Mesleğimi Bilişim sektöründe icra ediyorum. Birşeyler yazmaya İlkokul'da 9 yaşımda eğlence amaçlı akrostiş şiirler yazarak başladım. Çocukluk psikoljisiyle yeteneğim arkadaşlarım ve öğretmenlerim tarafından ilgi gördükçe yazmaya daha da yoğunlaşarak akrostiş yerine standart şiirler yazmaya çalıştım. Sanırım 4. Sınıfta sınıf öğretmenimiz birşeyler yazmamızı istemişti o an ki düşüncemle duygusal anlamda daha etkileyici olacağını düşünerek Anne şiiri ve bu şiiri annesini özlemiş bir çocuk duygusuyla yazmıştım. Tahtaya çıkıp okuduğum da okudukça öğretmenimizin ağlamaya başladığını mendille gözlerini sildiğini fark etmiştim okumam bittiğinde kalkıp bana sarılıp öpmüştü. Dedim ya o an ki çocuk psikolojisiyle bu durumdan mutlu olmuştum çünkü amacım buydu ve yazdığım şiir dinleyenleri etkilemişti hemde istediğim şekilde. Ancak tenefüste yanına gidip annemin yaşadığını şiirin etkileyici olması için bu şekilde yazdığımı söylemiştim. Bu hiç unutmadığım bir anıdır şiirin birer satırdan ibaret değil belirlenen hislerin sanatsal bir ifadeyle aktarılması olduğunu o zamanlar fark etmiştim. 5. Sınıfta Türkçe öğretmenimiz ders esnasında Şiir, kompozisyon, hikaye benzeri etkinlikler yapmamızı isterdi bu konuda hırslıydım ne yalan söyleyeyim ilgi çekmeyi de severdim hangi çocuk sevmez ki bu beni gaza getirirdi açıkçası. Bize verdiği konularda en uzun yazıyı en kısa sürede ben yazardım ve 42 kişilik sınıfta tek yıldız alan bendim bu durum yazma hevesimi körüklüyordu aslında yazmayı seviyordum ancak çocukluk psikolojisiyle bir nevi motivasyon aracım olmuştu. Hali hazırda 5-6 yaşlarımda dinlemeye başladığım Rap müzikleri ezberleyip okulda, mahallede ve öğretmenlerimin neredeyse her gün defalarca kez beni tahtaya çıkartmasıyla okurdum. 11 yaşımda Rap sözleri de yazmaya başladım kendi çapımda birşeyler karalıyordum ve adımın Oğuz olduğunu kimse bilmezdi henüz okula bile gitmediğim yaşlarda adım Rapçi'ye çıkmıştı. Uzun lafın kısası hâlâ daha hobi olarak Şiir, Rap lirikleri ve farkındalığa sebep olmak istediği psikoloji yazıları ve deneme yazıları yazıyorum. Aslında yazmakta ki en temel amacım içimi dökmek ve deşarj olmak. Anlatamadıklarımı veya insanlarla konuşmak istemediklerimi, suskunluklarımı, üzüntülerimi doğrusu anlaşılmadığımı düşündüğüm veya duygusal olarak içimde ki tüm birikmişliği yazarak rahatlamak. Silinmesi, yok olması umrumda bile değildi. Sadece yazmayı seviyorum ve yazmayı seni en iyi tanıyan ve anlayan bir başka sen olarak tanımlıyorum. Yani yazmak bir nevi seni anlayan bir sen demek benim için kısaca. Bunu bir başka benle kısıtlamanın bencillik olduğunu birçok bir başka benlerin yazdıklarımda kendinden bir başkasını görmesinin, okumasının, içinde sessiz kalan birşeyleri satırlarımda bulduğunda tebessüm etmesinin daha değerli ve anlamlı olacağını düşünüyorum ve o tebessümlere ait yüreklere fısıldayan bir kalem olmayı temenni ediyorum. Oğuz KARABULUT
Benzer Yazılar
- Oğuz KARABULUT
- 26 Haziran 2025
- Soner IRMAK
- 26 Haziran 2025
- Yaşar GELER
- 16 Haziran 2025
- Emin Yiğit
- 15 Haziran 2025
- Elife AKGÜL
- 1 Haziran 2025
- Aybüke Hasaltun
- 29 Mayıs 2025
- Elife AKGÜL
- 21 Mayıs 2025
- Metin ÖZDEMİR
- 15 Mayıs 2025
- Hakan DİNÇAY
- 15 Mayıs 2025