Günümüzde İnsanlar Neden Kötü Kokuyor?

Günümüzde İnsanlar Neden Kötü Kokuyor?

Günümüzde İnsanlar Neden Kötü Kokuyor?

İlber Ortaylı Hocamızın bir sohbetinde, eskiden tramvaylarda kötü kokan insanları fark etmediğini ancak bugün her evde su olmasına rağmen insanların neden kötü koktuğunu sorgulaması oldukça anlamlı ve düşündürücü bir noktaya işaret ediyor.
Bu durumun sebebini gıda rejiminin değişmesine mi yoksa başka bir etkene mi bağlamak gerekir ?
Son yüzyılda gıda üretimi ve tüketim alışkanlıklarımız kökten bir değişim geçirdi. Organik gıdaların yerini işlenmiş, koruyucu ve katkı maddeleriyle dolu ürünler aldı.
Bu durum yalnızca beden sağlığımızı değil, bedenimizin salgıladığı kokuyu da etkileyebilir. Özellikle fazla tüketilen hazır gıdalar, yüksek şeker ve trans yağ içerikleri, metabolizmanın doğal işleyişini bozabilir ve ter yoluyla kötü kokuların dışarı atılmasına neden olabilir.
Modern hayatın sunduğu kolaylıklar, hareketsiz yaşam biçimini beraberinde getirdi. Fiziksel aktivitenin azalması, vücuttaki toksinlerin doğal yollarla atılamamasına yol açar. Bu toksinler de terlemeyle birlikte cilt yüzeyine çıkarak kötü kokulara sebep olabilir.
Her evde suyun olması, kişisel hijyenin her zaman öncelikli olduğu anlamına gelmez. Günümüzde, insanlar yoğun iş temposu ve günlük koşuşturmalar nedeniyle temizlik konusunu ihmal edebiliyor.
Ayrıca, bazı bireylerin genetik yatkınlıkları da kötü kokuya sebep olabilir ancak bu durum düzenli temizlikle kontrol altına alınabilir.
Geçmişte bireyler, toplumsal ahlak ve görgü kurallarına daha fazla önem verirdi. O dönemin insanları, kalabalık ortamlarda başkalarına rahatsızlık vermemek için kişisel hijyenlerine dikkat ederdi. Bugün ise bireyselliğin ön planda olduğu bir çağda, bu tür hassasiyetler yitirilmiş olabilir.
Kalabalık bir ortamda koku algısı çok daha belirgin hale gelir. Bugünün şehirlerinde, nüfus yoğunluğu artmış, toplu taşıma araçları daha fazla insanı bir araya getirmiştir. İnsan yoğunluğunun olduğu her alanda koku problemi yaşanması doğaldır.
İlber Ortaylı Hocamızın bu gözlemi, hem modern yaşamın hem de bireysel alışkanlıkların eleştirel bir değerlendirmesidir.
Sebepler arasında sadece gıda rejimindeki değişim değil, yaşam tarzımız, alışkanlıklarımız ve toplumsal duyarlılıklarımızdaki azalma da yer alır.
Belki de bu sorunun çözümü, hem sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemekte hem de kişisel hijyen ve toplumsal saygıyı tekrar öncelikli hale getirmekte yatıyor.
Sonuç olarak, modern insanın kötü koku problemine karşı hem bireysel hem de toplumsal düzeyde bir farkındalık oluşturulması gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki, kişisel hijyen sadece bireyi değil, çevresindeki insanları da etkileyen bir sorumluluktur.
Yamaç ERDOĞAN
Editör: Nigar KAYA
Genel Yayın Yönetmeni: Elif ÜNAL YILDIZ
Diğer Yazılarımı Okudnuzu mu?

Yorumlar (2)

  1. Yıldız Tek Gamlı
    • 21/12/2024

    Hocam çok önemli bir konuya değinmişsiniz. Ben vakitsizlik konusuna katılmıyorum olay şu ve sabun. Ne yazık ki saatlerce makyajını ya da saçının köpüğünü düşünen gençler on dakikalık duşa vakit ayırmıyor. Günde beş vakit namaz kılan insanlarımız koltuk altlarını yıkamıyor, dişlerini fırçalamıyor. Kişisel temizlik işin aslı çok vakit almıyor...

  2. Uğur Tokuş
    • 20/12/2024

    Farkındalık oluşturan güzel bir yazıydı. Yüreğinize sağlık 👏

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yamaç ERDOĞAN

1993 yılında Konya’nın Yunak ilçesi, Yığar Köyü’nde doğdu. İlk, orta ve lise öğretimini Konya ve Eskişehir’de tamamladı. Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Kooperatifçilik bölümünü bitirdi. Halen tarih, sosyoloji ve sosyal hizmetler eğitimine devam etmektedir. Jandarma teşkilatında çalışmakta olan Yamaç Erdoğan, Fezmonot romanıyla jandarma teşkilatının ilk ve tek bilim kurgu yazarıdır. Paranormal Ofis eserinde ise poliseye romanlardan farklı bir bakış açısı ile paranormal bir roman modeli ortaya çıkarmıştır. Felsefe yönünde yaşadığı toplumun kültürüne katkı sunarak, bunları geleceğe aktarmak için çaba sarf etmektedir. Kendini, özgürlükçü ve hür iradeyi savunan biri olarak tanımlamaktadır. İnsanı maddi bedenden öte sonsuz manevi ruh olarak gören bir düşünceye sahip olup, sadece yaratıcıya biat ettiğini yazılarında sık sık vurgular. Düşüncelerini Bilgelik Aforizmaları ve Kıyamet Aforizmaları isimli iki kitapta toplamıştır.