GERÇEKLERLE YÜZLEŞME

GERÇEKLERLE YÜZLEŞME

GERÇEKLERLE YÜZLEŞME

Nergis kokuları sarmış mahallemize, öğle vakti yeni taşınan komşuma ziyarete gidecektim. Yan evime taşınalı iki hafta olmuştu. Gelişine çok mutlu olmuştum. Sahi kendimi tanıtmadım değil mi?

Benim adım Mine, sekiz yaşındaki kızım Zeynep ile birlikte yaşıyorum eşimi (rahmetli) iki sene önce trafik kazasında kaybettim. Ankara’ya taşınalı beş yıl olmuştu ve eşimin ölümünden sonra annemle birlikte yaşamaya başlamıştık. Annemin emekli maaşı ve benim kazandığım ile geçinip gidiyorduk.

Eşimi hala çok özlüyorum ve onun yokluğu çok zor. Kızım Zeynep babasına çok düşkündü ama onun vefat etmesi hepimizi derinden sarsmıştı. Kızım için güçlü durmaya çalışıyordum, Allah’tan kızım akıllı bir çocuktu.

Komşum Pınar için poğaça ve üzümlü kek yaptım. Zeynep, Pınar’ın kızıyla tanışmış arkadaş olmuşlardı. Gayet güzel anlaşıyorlardı. Pınar Hanım öğretmendi. Kızı Ayça, babasının ve annesinin ayrıldıklarını Zeynep’e söylemiş ben de öyle öğrenmiştim. Boşanmalarına çok üzülmüştüm. Evet her şey hazırdı, Zeynep ile evden çıktık, Pınarların zilini çaldım. Pınar Hanım kapıyı güler yüzle açtı.

“Merhaba Pınar Hanım sizi ziyarete geldik. Hoş geldiniz lütfen buyurun.”

Kızımla içeri girdik, elimdekileri mutfağa götürüp tezgaha koyduğum sırada, kızlar Ayça’nın odasına çekildi.

“Niye zahmet ettiniz lütfen salona geçelim ayakta kalmayın.”

“Zevkle yaptım sonuçta yeni geldiniz nasılsın yerleşebildiniz mi?”

“Evet yerleştim çok şükür, her şey yolunda sağ olun. Bu arada resmiyete kaldıralım olur mu? Lütfen sadece isimle hitap edelim.”

“Tamam Pınar öyle olsun.”

Biraz oturduktan sonra Pınar’la mutfağa geçtik hemen, çocuklara kek, poğaça ve meyve suyu götürdük. Ben de evi inceledim zaten ev 3+12di ikimizde dördüncü katta oturuyorduk. Pembe koltuk takımları, halısı sehpaları uyum içindeydi Pınar çayları getirdi.

” Daha önce Ankara’ya geldin mi Pınar?”

“Üniversiteyi burada okudum sonra tayinim Manisa’ya çıktı ben aslen İzmirliyim, ailem oranın yerlisi sen nerelisin?”

“Ben Bursalıyım, babam esnaf, annem terzi; bir abim var doktor Amerika’da yaşıyor.”

“Eşinle nasıl tanıştın?”

“Tarık ve ailesi Mersinli babası Yücel Bey öğretmen annesi hemşireydi. Ben 15 yaşında iken Bursa’ya çıkmış tayinleri. Bizim karşı apartmana taşındılar. Tarık on yedi yaşındaydı, erkek kardeşi Deniz vardı 10 yaşında çok iyi insanlardı. Tarık’la arkadaş olduk sonra aşka dönüştü.”

“Çok güzel lütfen devam et.”

Mine gülümsedi, eski anıları gözünün önüne geldi gençken her şey ne kadar da güzeldi.

“Bizimkiler de anladı Tarık’la birbirimizi sevdiğimizi Yücel babam, babama “senin kızı benim oğluma alacağım ama Tarık ekmeğini elime alınca” demiş babam da sizinle dünür olmayı çok isterim demiş. Tuğçe annem de beni gelin olarak benimsedi. Tarık da öğretmen olmak istiyordu ben de. Öyle arkadaşlığımız devam etti herkes mutluydu. Babam birden felç geçirdi, ben liseyi bitirdim ama anneme yardımcı olmak için üniversite sınavına girmedim.”

“Ah canım çok üzüldüm kader işte.”

“Ne yaparsın annemi tek başına bırakamazdım. Tarık istediği bölümü kazandı İstanbul’a okumaya gitti . Orada tanıştığı kızlar beni unutturur dedim ama öyle olmadı bana çok aşıktı. Dört yıl bekledik okul bitti geldi, zaman geçmeden beni istediler. Nişan yaptık bu sefer de Tarık askere gitti. Onu da yaptı sonra KPSS sınavlarına girdi ben sabırla bekledim. O sırada çeyiz hazırlığı yaptım Tarık kazandı tabii ilk tayin yeri Van oldu.”

“O sırada düğün yaptık Van’dan ev tuttuk yetecek kadar eşya aldık. Artık sevdiğim adamla birlikte olduğun için mutluydum. Bir sene sonra kızım Zeynep doğdu. Dört sene Van’da kaldık sonra Ankara’ya taşındık. O sırada babam vefat etti evi satıp annem Ankara’ya geldi aynı apartmandan ev aldı. Eşim beni hiçbir zaman üzmedi. Kırmadı biz çok mutlu olduk. Tarık iki sene önce trafik kazasında hayatını kaybetti, benim içim çok zordu ama Zeynep için güçlü durdum. Annem evi kiraya verdi benim yanım taşındı. Geçinip gidiyoruz ama eşimin yokluğu çok zor hala yokluğuna alışamadım.”

“Allah herkese güç ve sabır verir seni seven birini kaybetmişsin üstelik sana değer vermiş. Hiç üzmemiş hayatta böyle erkekler var demek ki.”

“Ben şanslı biriydim, Allah karşıma Tarık’ı  çıkardı onun gözlerinde kendimi gördüm. Başka kadınlara asla bakmazdı peki sen severek mi evlendin?”

Pınar’ın gözleri doldu ama sonra toparlanıp gülümseye çalıştı ama gözlerindeki hüzün acı beni çok üzdü.

Sevtap Eken

Editör: Nigar Kaya

Genel Yayın Yönetmeni:Elif Ünal Yıldız

Bu yazının bütünü yazarına aittir.

Bir önceki yazımı okudunuz mu?

BENCİLLİK NEDİR?

Instagram

Yorumlar (2)

  1. E ama devamı???

  2. Nermin Kaşçı
    • 5/11/2024

    Çok akıcı bir şekilde yazmışsınız Sevtap Hanım kaleminize sağlık 🤍

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sevtap EKEN

1979 yılında Kahramaraş'ta doğdum. Lise mezunuyum. Kitap okumayı, öykü yazmayı çok seviyorum. Watsapp kitap grubum var. Okur ve yazarlar grubu ilk öyküm Antoloji'de yayınlandı. On bir öyküm var. Truva hemdem beşinci sanat yayınlandı. Hala yazmaya devam ediyorum.