EN BÜYÜK SİTE: ÜNİVERSİTE

EN BÜYÜK SİTE: ÜNİVERSİTE

EN BÜYÜK SİTE: ÜNİVERSİTE

Haziran ayı geldiğinde, milyonlarca genç için hayatlarının en önemli dönemeçlerinden biri olan üniversite sınavı kapıya dayanır.

Türkiye’de, Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) adı altında gerçekleştirilen bu sınav, gençlerin gelecekteki eğitim ve kariyer yolculuklarının belirleyicisi olarak görülür. Ancak, üniversite sınavının gençler üzerindeki etkilerini ve bu süreçte yaşananları daha derinlemesine ele almak önemlidir.

Üniversite sınavı, gençlerin hayatındaki birçok denklemi yeniden kurar. Bir yandan gelecekteki meslek ve yaşam standartlarını şekillendirecek olan bu sınav, diğer yandan gençlerin üzerinde büyük bir psikolojik baskı yaratır.

Sınav hazırlık süreci, uzun saatler boyunca ders çalışma, test çözme ve deneme sınavları ile geçer. Bu yoğun tempo, gençlerin sosyal hayatlarını, aile ilişkilerini ve hatta sağlıklarını etkileyebilir.

Bu süreçte, gençlerin karşılaştığı en büyük zorluklardan biri, başarı baskısıdır. Aileler, öğretmenler ve toplum, gençlerden yüksek başarı bekler. Ancak bu beklentiler, bazen gençlerin kendi istek ve hayallerini gölgede bırakabilir.

Örneğin, bir öğrenci, ailesinin istediği mesleği seçmek zorunda kalabilir ya da toplumun prestijli gördüğü bölümleri tercih etmeye yönelebilir. Bu durum, gençlerin kendilerini keşfetme ve gerçek potansiyellerini ortaya çıkarma fırsatlarını kısıtlayabilir.

MOTİVASYON

Diğer yandan, üniversite sınavı, gençler için bir motivasyon kaynağı da olabilir. Hayallerindeki üniversiteye ve bölüme girebilmek için çaba gösteren gençler, azim ve kararlılık geliştirirler. Bu süreçte edinilen disiplin ve çalışma alışkanlıkları, hayatlarının ilerleyen dönemlerinde de onlara yardımcı olabilir.

Ancak, bu noktada önemli olan, gençlerin desteklenmesi ve yönlendirilmesidir. Ailelerin, öğretmenlerin ve rehberlik uzmanlarının, gençlerin duygusal ve zihinsel sağlığını gözeterek, onları doğru yönlendirmesi kritik bir rol oynar.

EĞİTİM SİSTEMİ ve TOPLUMSAL DİNAMİKLER

Üniversite sınavları, Türkiye’de gençlerin hayatında uzun yıllardır önemli bir yer tutaktadır. Her ülkenin kendi sistemi vardır. Ülkemizde zaman içinde sınav sistemleri değiştiği gibi, gençlerin beklentileri ve hayalleri de dönüşüm geçirdi. Geçmişten günümüze üniversite sınavlarına ve gençliğin beklentilerine baktığımızda, eğitim sisteminin ve toplumsal dinamiklerin nasıl evrildiğini gözlemlemek mümkün.

80’ler

1980’lerden itibaren Türkiye’de üniversiteye giriş sınavları, gençlerin geleceğini belirleyen en önemli adımlardan biri olarak kabul edildi. O dönemde sınav sistemi, bugünkünden daha az karmaşıktı, ancak rekabet yine de yoğundu.

Üniversiteye girmenin sağladığı toplumsal statü ve iş olanakları, gençler için büyük bir motivasyon kaynağıydı. O yıllarda, genellikle “saygın” meslekler olarak görülen mühendislik, tıp ve hukuk gibi alanlar en çok tercih edilen bölümlerdi. Gençler, ailelerinin ve toplumun beklentilerini karşılamak için bu alanlara yönelirdi.

90’lar

1990’lara gelindiğinde, üniversite sınavı sisteminde bazı değişiklikler yapıldı ve sınav daha da kapsamlı hale getirildi. Gençlerin beklentileri de çeşitlenmeye başladı. Artık sadece belirli meslekler değil, sosyal bilimler, sanat ve iletişim gibi farklı alanlar da popülerlik kazandı. Bu dönemde, küreselleşmenin etkisiyle yabancı dilde eğitim veren üniversitelere olan ilgi arttı. Gençler, uluslararası kariyer fırsatlarını da göz önünde bulundurarak, daha geniş bir perspektife sahip oldular.

2000’ler

2000’li yıllar, üniversite sınav sisteminde köklü değişikliklerin yapıldığı bir dönem oldu. Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) adı altında gerçekleştirilen yeni sistem, gençlerin hem yeteneklerini hem de bilgi birikimlerini daha geniş bir çerçevede değerlendirmeyi amaçladı. Bu dönemde, teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte bilgiye erişim kolaylaştı ve eğitim materyalleri çeşitlendi.

Gençler, internet ve dijital platformlar aracılığıyla daha fazla kaynak ve destek bulabildi. Ayrıca, bu dönemde girişimcilik ve yenilikçilik gibi kavramlar ön plana çıktı. Gençler, artık sadece iyi bir iş bulmayı değil, aynı zamanda kendi işlerini kurmayı ve yaratıcı projeler geliştirmeyi de hedeflemeye başladılar.

Günümüzde, üniversite sınavları hala büyük bir önem taşıyor, ancak gençlerin beklentileri ve hayalleri geçmişe göre daha çeşitli ve bireysel hale geldi. Eğitim sistemindeki değişiklikler ve globalleşmenin etkisiyle, gençler artık daha özgür ve esnek kariyer yolları arıyor. Sadece prestijli üniversitelere girmek değil, aynı zamanda kişisel ilgi alanlarına ve yeteneklerine uygun bölümleri seçmek istiyorlar. Ayrıca, yurtdışında eğitim görme ve farklı kültürleri deneyimleme isteği de artmış durumda.

Sonuçta; geçmişten günümüze üniversite sınavları ve gençliğin beklentileri büyük bir dönüşüm geçirdi. Eğitim sistemindeki değişiklikler, toplumsal dinamikler ve teknolojinin etkisiyle, gençler artık daha çeşitli ve bireysel hedefler peşinde koşuyor. Ancak, bu süreçte unutmamamız gereken en önemli nokta, gençlerin sadece sınav başarısıyla değil, aynı zamanda kendilerini gerçekleştirme ve mutlu olma yolculuklarında desteklenmesi gerektiğidir.

Eğitim sisteminde, gençlerin potansiyellerini ortaya çıkarmak ve onları hayallerine ulaşmada teşvik etmek önemlidir. Geleceğin dünyasını şekillendirecek olan gençlerin, sadece sınavlarda değil, hayatın her alanında başarılı ve mutlu bireyler olmaları en büyük kazancımız olacaktır.

Evet, üniversite sınavı, gençlerin hayatında önemli bir dönüm noktasıdır. Ancak, bu sürecin sadece bir sınavdan ibaret olmadığını, gençlerin hayallerini, yeteneklerini ve potansiyellerini keşfetmeleri için bir fırsat olduğunu unutmamak gerekir. Gençlerin, sadece sınav sonuçlarına göre değil, hayatın her alanında kendilerini ifade edebilecekleri bir ortamda yetişmeleri büyük önem taşır.

Bu yüzden, sınav odaklı bir eğitim sisteminden ziyade, gençlerin bireysel gelişimlerini ve mutluluklarını ön planda tutan bir yaklaşım üzerinde çalışılmalıdır. Gençlerimizin sayısı ve dolayısıyla üniversite kontenjanları ile işletmelerin lisans mezunu arama düzeyi 17. 18 yaşındaki çiçeği burnunda gençlerimiz için de kaygı oluşturmaktadır. 

Oysa geleceği inşa edecek olan gençler, sadece sınavları başaranlar değil, aynı zamanda hayallerinin peşinden koşan ve kendi isteklerini gerçekleştiren bireyler olacaktır.

Editör: Sonay BİLGİ ARABACI

Genel Yayın Yönetmeni: Elif ÜNAL YILDIZ 

Yazarın Bir Önceki Yazısını Okudunuz mu?

ÖĞRETMENE ŞİDDET VE ZORBALIK

Yorumlar (1)

    • 4/06/2024

    Hocam sıfır çeksende üniversitelisin Eğitimin olmadığı sistemin olmadığı bir eğitim sisteminin neresine bakalım?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Şerif PINAR

1977 Aydın doğumluyum. İzmir`de ikamet etmekteyim. Halen bir devlet okulunda öğretmenlik mesleğini yürütmekteyim. Uzun yıllar edebiyatla hep iç içeydim. 2022 yılında İlk kitabım "Gönül Sevdiğinin Kapısında" adıyla yayınlanan şiir kitabımdır. Akabinde 2023 yılında “İki Adam: Ben ve Babam” adıyla deniz, anekdotlar ve balıkçılık üzerine ikinci kitabım yayımlandı. Üçüncü kitap hazırlığım ise devam etmektedir.