DENİZLER

DENİZLER

DENİZLER

YER KÜRENİN HIRÇIN ÇOCUKLARI

Dünya üzerinde anakara olarak bildiğimiz kıtalar var. Bir de kalan kısmı dolduran büyük su kütleleri, okyanuslar, iç denizler, büyük göllerden oluşan denizler. Büyük Okyanus, Atlas Okyanusu, Kuzey Buz Denizi, Hint Okyanusu. Akdeniz, Karadeniz, Kızıldeniz, Umman Denizi, Doğu Çin Denizi…

Bu denizleri birbirine bağlayan boğazlar kanallar da vardır. Bering Boğazı, Cebeli Tarık Boğazı, İstanbul ve Çanakkale Boğazı, Süveyş ve Panama kanalı gibi.  İki denizin bir arada aktığı ama sularının birbirine karışmadığı olağan üstü bir örnekte bulunmakta.

Hazar Gölü ve ülkemizde bulunan Van gölü, üzerinde gemi taşımacılığı yapılan büyük su kütleleridir, bu nedenle yerel halk tarafından deniz olarak adlandırılırlar. Anakara üzerinde yaşam döngüsü devam ederken, su altında da başka yaşamlar devam eder.

Karada bitkiler, hayvanlar, insanlar birbiriyle etkileşim içinde hayat döngüsünde yer alırken, su altında da aynı düzen devam eder. Balıklar, yosunlar, mercan resifleri, inciler, denizkestanesi, denizhıyarı, ahtapot, yengeç, denizyıldızı, su kaplumbağası, balinalar, yunuslar, denizatı vb. sayamadığımız milyonlarca tür uçsuz bucaksız denizlerin büyük göllerin sakinleridir.

Su altı dalgıçları bilir, orası ayrı bir dünyadır. Renk renk, desen desen, canlı cansız bir alem. İçinde eti yenen yenmeyen, zehirli olan, tehlikelisi, faydalısıyla güzel bir dünya, su altı dünyası.

Kocaman gemilerin bir ceviz kabuğu kadar gözüktüğü, binlercesinin tonlarca yük taşıdığı, milyonlarca yıldır suyundan bir gram eksilmeyen denizler. Ülkeleri, insanları, birbirine bağlayan deniz yolları, rotalar eskiden beri insanoğlunun ilgisini çekmiştir. Sahilde iyot kokusu almak güneşlenmek isteyenler, yaz geceleri kumsalda ateş yakıp hoş vakit geçirmek isteyenler için de ideal yerlerdir. Boylu boyunca uzanan sahiller konaklamak için tercih edilir. Kıyıya vuran dalgaların çıkardığı sesler, gece ay ışığının suya aksı, şairlere ilham olur, şiir yazdırır.

Dolunay gecelerinde medcezirler, gelgit olayı yaşanır. Mavi Yolculuklar yapılır uzak ülkelere, kuşların yunusların balinaların eşlik ettiği keyifli tekne turları da… Buz tutanı da vardır, oldukça ısınanı da. Tuz oranı fazla ya da az olanı da. Her denizin kendi sakinleri, kendine has tabiatı vardır. Bu hassas denge ile birbirleriyle uyum içinde yaşarlar. Bazen avcı bazen av olmak vardır yaşam döngüsünde.

Haritayı açıp baktığımızda sadece mavi renkli gördüğümüz yerler değildir denizler. Derinliklerinde nice yaşamları sırları barındırır. Belgesellerde izleriz bazen, ya da denize dalar kendimiz şahit oluruz bu yaşamlara. Dünyanın dörtte üçünü kaplayan denizle, büyük okyanuslar.

GÜNÜMÜZDE DENİZLER NE DURUMDA?

Bugüne gelirsek tüm anlatılanların sadece güzel taraflar olduğunu görürüz. Kara ve yaylı taşımacılığa alternatif olan denizler son yıllarda sık sık deniz kazaları, korsan saldırılarıyla gündeme gelmekte. Ayrıca iç denizlerde meydana gelen müsilaj tehlikesi büyük boyutlara vardı. Denizleri elbirliği ile kirletmeyi bırakıp kalıcı çözümler üretmek gerekiyor. Denizleri besleyen akarsuların azalması en büyük etkenlerden biri. Bildiğimiz üzere su dibindeki yosunlar oksijen üretirler. Yosunların yaşam alanları tahrip edildiğinde kendi nefesimizi kesmiş oluyoruz. Besinimiz olan deniz canlılarının toplu ölümlerine neden olanlar yine bizleriz. Bilim insanları ve aynı gezegeni paylaşan insanoğlu hep birlikte bu yaşam döngüsüne sahip çıkmalı, elbirliğiyle kalıcı çözümler üretmeliyiz. Henüz vakit erken. Daha güzel daha ferah bir dünya için haydi hep birlikte el ele…

 

Bu yazının tamamı yazara aittir.

Elife AKGÜL

Facebook

Bir önceki yazımı okudunuz mu?

Editör: Duygu BALCI

Genel Yayın Yönetmeni: Elif Ünal YILDIZ

 

 

Etiketler:

#yaşam

Yorumlar (0)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Elife AKGÜL

Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunuyum. 58 yaşındayım ve ev hanımıyım. Yörük kültüründen etkilenerek kendi yaşamım ve ailemin yaşantıları üzerinden hatıralar ile roman ve öyküler yazdım. Aynı konseptte edebi ürünler üretmeye devam ediyorum. Şu ana kadar yazdığım fakat yayınlanmamış bir roman, bir öykü, bir tiyatro senaryosu ve bir şiir bulunmaktadır. Tarzımı Cengiz Aytmatov ve Yaşar Kemal’e yakın görüyorum.