Deneyimlerden Sonuç Çıkararak İlerlemek Gerekir

Deneyimlerden Sonuç Çıkararak İlerlemek Gerekir

Deneyimlerden Sonuç Çıkararak İlerlemek Gerekir.

Sevgili okurlar bugünkü yazımda önemine binaen bir kez daha insan formuna çağrımı ve önerimi yinelemek istiyorum.

Amerika’da Donald Trump milyarlarca dolar rüşvet ve hırsızlık suçlamasıyla mahkumiyet alırken bu adamın Amerika’da bir dönem başkanlık yaptığını ve şimdi de yaklaşan seçimlerde yeniden en güçlü aday olduğunu aklınızın bir köşesinde tutunuz lütfen.
Bir hırsızı, rüşvetçiyi ve dolandırıcıyı devletin başına getirme ihtimali yüzde doksan dokuz olan bir sahte demokrasi deneyiminden söz ediyoruz.
Rusya’ da Putin muhaliflerini zehirleyerek ve de öldürterek, ( en son geçen hafta Aleksey Navalny’i cezaevinde öldürtmüştü ) totaliter bir yapı inşa ederek ve aynı zamanda partilerle seçim yarışı yapıyormuş gibi yaparak güya anayasal partili demokrasi ile ülkeyi yönetiyor !

Dünyanın ezici çoğunluğunda partilerin seçim yarışına girmesi şeklinde gerçekleşen sözde demokrasi deneyiminde seçilenler sözde topluma hizmet için toplum tarafından seçilirken seçilenler toplumların başında efendiye dönüşüyor. Toplumu kulları ve köleleri gibi görmeye başlıyor.
Hizmet vaadi ile yetki koparanlar toplumları nefessiz bırakarak birer otoriter kişilik olmaktan geri durmuyorlar.

  Bu nasıl bir demokrasidir ?

Sevgili okurlar Antik Yunan’dan itibaren demokrasi fikir ve düşüncesini üreten insan formu, son iki bin yılı aşkın bir zamandır bu deneyimi uygulamaya çalışırken çok çeşitli biçimlere sokarak ilerliyor.

Şimdi dönüp bu iki bin yıllık fikir ve uygulamaya baktığımızda partili demokrasi modelinin bir deneyim olarak miadını doldurduğunu, deneyimin insan soyuna huzur mutluluk ve ilerleme getirmediğini, insan onuru ve haysiyetiyle uyumlu olmayan hallere ve sonuçlara yol açtığını, kamplaşma ve kutuplaşmalar yaratarak toplumda düşman taraflar ürettiğini yer yer yıkımlar ve iç çatışmalar ürettiğini görmekteyiz.

Partili demokrasi deneyiminin yıkıcılığı bunlarla sınırlı değil elbette. Saymakla bitmez ancak birkaç önemli yıkıcı sonucundan söz etmeden geçmekte olmaz.
Şimdi Ülkemizde bir seçimin arifesindeyiz. Ortadaki curcunaya sağlıklı ve soğukkanlı bakınız bakalım. Nasıl bir fotoğraf görüyorsunuz?

Onlarca parti her türlü yol ile seçimde kazanmak için olmadık entrikalar, pazarlıklar yaparken topluma, ölçüsü belirsiz vaatlerde bulunarak oy toplamaya çalışıyor.

Para gücüyle, yalanlarla, korkutma ve sindirmelerle, hile ve entrikalarla, sandıklarda oy hırsızlığı dahil her tür ayak oyunları ile sonuçtan galip çıkmanın çabası içinde.

Bu böyle olmak zorunda mı ?Ahlaklı bir seçim yapılamaz mı ?

Hayır yapılamaz. Partilere dayalı bir seçim sistemi ile yöneticileri seçme yolunu ve modelini uyguluyorsanız bütün bu densizlikleri yapmadan edemezsiniz.

Partili seçim modelinde her türlü hile kaçınılmazdır bu yapılmak zorundadır.

“Neden ?”

Eşyanın tabiatı bunu gerektiriyor da ondan. Öte yandan partiler yarışacak diye ortaya çıkan kutuplaşmanın yarattığı sosyal psikolojik travmaları, kavgaları, yaralamaları, kin ve nefret söylemini ele aldığımızda bu partili seçim sisteminin sevgisiz bir toplum ürettiği gerçeğini apaçık görürüz.

Nefretin egemen olduğu toplumlar hasta toplumlardır. Sağlıklı toplum için elzem olan zemin sevginin egemen olduğu zemindir. Partili model buna imkan ve fırsat vermez, veremez.

Peki üç – beş yılda, bazen de yıldan yıla, yapılmak zorunda kalınan bu sahtelik kokan seçimlerde toplumun ortak emeğinin ürünü olan mali kayıplara ne demeli ?

Her seçimde yapılan harcamaların çapını bir düşünün! Bu harcamaların çetelesini gerçek anlamda tutan var mı ? Bu parayla yatırımlar yapılsa zaten toplumun sıkıntısı diye bir şey kalmaz.
Seçim yarışlarında kaybedilen zaman, sarf edilen emek ve enerji, harcanan para, insan ve toplum ahlakında yaratılan erezyon vb. tümünü hesapladığımızda gerçek fotoğraf ortaya çıkar.

Peki bütün bu yıkıcılıkları içeren partili seçim modeli sonucunda ne elde ediyoruz? Toplumun yarar ve fayda hanesine ne yazılıyor ? Bir de bunu düşünelim. Ne elde ediyor toplum ?

Gerçekte sonuçta, “kendisini efendi, seçmenleri kul gören yöneticiler yaratma dışında bu partili model topluma hiçbir şey vermiyor. Getirisi kendini seçtiklerine ezdirmek olan bu modeli insan formu artık terk etmelidir.”

Yeni bir deneyime ihtiyaç olduğu açıktır. İnsan türünün gelişim yolculuğunda bir makas değişikliğine ihtiyaç vardır. Partili demokrasi modelinin terk edilmesi bir makas değişimi olacak ve insanlık demokrasi deneyiminde yeni bir aşamaya geçmiş olacaktır.

Son iki bin yıldan beri düşünüş ve uygulaması olan, özellikle son iki asırdır yoğun uygulanması gerçekleşen “partilere dayalı seçimlerle demokrasicilik oyunu” insan soyunun yararına değildir.

Tüm insan soyunu bu konuda düşünmeye, bu sakat demokrasi modelinin terki konusunda bir kavrayış ve anlayışa ulaşmaya çağırıyorum.

Çözüm mü ?

Partilerin olmadığı, ” Partisiz anayasal demokrasi modelini” öneriyorum.
İnsan Doğası Ve Büyük Ütopya adlı kitabımda izahını yaptığım “Partisiz anayasal demokrasi modeli” önerimi sevgili okurların dikkatine sunmak isterim.
Bir dahaki yazıda buluşmak üzere…

Doğan Karaağaç
26 Şubat 2024

Editör: Nigar KAYA

Baş Editör: Elif ÜNAL YILDIZ 

Bir Önceki Yazımı Okudunuz mu?

MÜTEVAZI OLMAK KOLAY DEĞİLDİR 

 

Yorumlar (3)

  1. Yıldız TEK GAMLI
    • 28/02/2024

    Doğan hocam "milli manevi servet" olarak korunmaya alınmalısınız ... Muhteşem bir yazı

  2. Zeynep
    • 26/02/2024

    Çok güzel bir yazı olmuş kalemine sağlık

  3. Bekir SEVİK
    • 26/02/2024

    Kaleminize sağlık

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Doğan KARAAĞAÇ

1963 yılında Diyarbakır'a bağlı Çermik İlçesinin Ekrek (Köksal) köyünde çiftçi bir ailenin onuncu çocuğu olarak yaşama gözlerini açtı. İlk ve ortaokulu Çermik'te, sağlık kolejini Van'da okudu. Toplumcu- gerçekçi çizgide yazan yazarın; O Dağ Yürekli (2011 yılında) Sewat (2012 yılında) adlı şiir kitapları yayınlandı. Cendere adlı ilk romanı Ağustos 2020'de Cendere 2 adlı romanı 2021'de Alan yayıncılıktan çıktı. Cendere 3 adlı roman yazımını sürdüren yazarın Nisan 2023'te sağlıklı topluma giden yolu ve yeni bir yaşam modelinin önerisini ve insan doğasına dair yeni tezlerini de içeren İNSAN DOĞASI VE BÜYÜK ÜTOPYA adlı kitabı Alan yayıncılık tarafından yayınlandı. İNSAN DOĞASI VE KAOSTAN ÇIKIŞ adlı yeni bir çalışmayı sürdüren yazar, DİLSİZ DÜNYA adlı bu çalışması ile insanlık ailesinde doğru bir hayvan sevgisini yaratmayı amaçlamış ve doğru yaklaşımı tanımlamaya çalışmıştır. Türkiye PEN üyesi olan yazar iki çocuk babasıdır.