Bayramlık Kırmızı Rugan Ayakkabılar
- Yazar: Havin EZO
- 8 Haziran 2025
- 735 kez okundu

Bayramlık Kırmızı Rugan Ayakkabılar
Ne zaman bayram gelse, içimde bir sızı belirir.
Adını koyamadığım bir eksiklik gibi…
Kalabalıklar arasında bile yalnız hissettiren, renkli vitrinlerin, indirim mesajlarının örtemediği bir boşluk.
Belki de büyümek dediğimiz şey, eski bayramlara veda etmekle başlıyor.
Ama yine de insan, o günleri anmadan duramıyor.
Eskiden bayram sabahları başka uyanırdık biz. Günler öncesinden ütülenmiş bayramlıklarımız, gıcır gıcır rugan ayakkabılarımız olurdu. Ayakkabılar canımızı acıtırdı belki ama gururla giyerdik.
Sadece biz mi?
Annemin saçlarında güller açardı o sabah.
Bayram sabahı, bayramlığımı giyince hemen aynanın karşısına geçerdim.
Ama kendime değil de, sanki o aynanın içinden geçen bir hayale bakardım…
Şeker toplayan halime, dedemle bayramlaştığım o ana, annemin beni uzaktan izlediği eski bir sabaha.”
Ev, sabahın erken saatlerinde bile sıcaktı.
Ocağın üstünde kaynayan tencereden gelen kokular, bayramın habercisiydi.
Mutfağın camı buğulanır, annem.
“Kalkın çocuklar, bayram geldi!” diye seslenirdi.
Mahallede ayrı bir telaş olurdu.
Kim önce kimin kapısını çalacak, kim daha çok harçlık toplayacak….
Ellerde mendiller, ceplerde şekerler, gözlerde sevinç… Komşu teyzelerin balkonlarından sarkan tatlı kokuları, dedemin başını okşayıp cebime para sıkıştırırkenki bakışı…
Küçücük anılar ama öyle derin ki, şimdi düşündükçe içimden bir çocuk el sallıyor: “Unutma bizi.”
Sonra bir sabah her şey değişti.
Bayramlar geldi ama artık sokaklar sessizdi.
Ziller çalmaz oldu, kimse kapı kapı dolaşmadı.
Herkesin elinde telefon, yüzünde ekrana bakan bir boşluk ,ekranlarında beliren o hazır kutlama mesajları Soğuk, sessiz, eksik.
“İyi bayramlar” artık bir mesajla geçiştirildi.
Ne mendil kaldı, ne göz göze gülümsemeler.
O an içimden bir cümle geçti sadece:
“Meğer bayram dediğin şey; sesini duyduğun, gözünü gördüğün, gönlünü hissettiğin insanlarla güzelmiş.”
Ve o gün anladım….
Kırmızı rugan ayakkabılarımı ne kadar özlediğimi.
Ve o sabahları…
Kapı çalındığında heyecanla koşan çocuk halimi…Dedemin avuç içindeki sıcaklığını…
Şimdi her bayram sabahı, içimde o eski mahalle uyanır yeniden.
Kalbimin bir köşesinde hâlâ o çocuk var, ellerinde şeker kutusu, gözlerinde umut.
Ve o bana her bayram şöyle der:
“Biz buradayız. Sen hatırladıkça hiç gitmeyeceğiz.”
Kırmızı Rugan Ayakkabılar
Bayram sabahıydı sanki her şey,
Güneş başka doğardı o gün.
Yastığımın ucunda bir heyecan,
𝑨𝒏𝒏𝒆𝒎𝒊𝒏 𝒔𝒆𝒔𝒔𝒊𝒛 𝒕𝒆𝒍𝒂𝒔̧ı 𝒎𝒖𝒕𝒇𝒂𝒌𝒕𝒂𝒏 𝒕𝒂𝒔̧𝒂𝒓,
𝑶𝒄𝒂𝒈̆ı𝒏 𝒖̈𝒔𝒕𝒖̈𝒏𝒅𝒆 𝒌𝒂𝒚𝒏𝒂𝒚𝒂𝒏 𝒕𝒆𝒏𝒄𝒆𝒓𝒆𝒅𝒆𝒏 𝒈𝒆𝒍𝒆𝒏 𝒌𝒐𝒌𝒖𝒍𝒂𝒓 𝒆𝒗𝒊 𝒔𝒂𝒓𝒂𝒓
𝑩𝒊𝒓 𝒃𝒂𝒚𝒓𝒂𝒎 𝒃𝒂𝒔̧𝒍𝒂𝒓𝒅ı 𝒃𝒐̈𝒚𝒍𝒆𝒄𝒆.
Yeni alınmış rugan ayakkabılar gıcırdar,
Ayaklarım biraz vurur ama gururlu yürürdüm,
Bir şeker kutusu,
Bir de mendil cebimde.
Zilin sesi yarışırdı yüreğimle,
“İlk biz geldik!” diye bağıran çocuklarla dolardı sokak.
𝑩𝒂𝒍𝒌𝒐𝒏𝒅𝒂 𝒅𝒊𝒛𝒊𝒍𝒊 𝒕𝒆𝒚𝒛𝒆𝒍𝒆𝒓,
𝑬𝒍 𝒐̈𝒑𝒖̈𝒑 𝒉𝒂𝒓𝒄̧𝒍ı𝒌 𝒕𝒐𝒑𝒍𝒂𝒚𝒂𝒏 𝒔𝒂𝒃ı𝒓𝒔ı𝒛 𝒆𝒍𝒍𝒆𝒓…
𝑩𝒊𝒓𝒂𝒛 𝒎𝒂𝒉𝒄̧𝒖𝒑,
𝑩𝒊𝒓𝒂𝒛 𝒖𝒚𝒂𝒏ı𝒌,
𝑯𝒆𝒓𝒌𝒆𝒔 𝒄̧𝒐𝒄𝒖𝒌𝒕𝒖 𝒂𝒔𝒍ı𝒏𝒅𝒂 𝒐 𝒛𝒂𝒎𝒂𝒏𝒍𝒂𝒓.
Ziller çalmıyor,
Kapılar açılmıyor kolay kolay.
Bir mesaj geliyor belki telefona,
Ama kimse sarılmıyor gerçeğe.
𝑲ı𝒓𝒎ı𝒛ı 𝒓𝒖𝒈𝒂𝒏 𝒂𝒚𝒂𝒌𝒌𝒂𝒃ı𝒍𝒂𝒓ı𝒎 𝒏𝒆𝒓𝒆𝒅𝒆 𝒃𝒊𝒍𝒎𝒊𝒚𝒐𝒓𝒖𝒎,
𝑨𝒎𝒂 𝒊𝒄̧𝒊𝒎𝒅𝒆 𝒉𝒂̂𝒍𝒂̂ 𝒃𝒊𝒓 𝒄̧𝒐𝒄𝒖𝒌 𝒗𝒂𝒓.
𝑶 𝒄̧𝒐𝒄𝒖𝒌, 𝒉𝒆𝒓 𝒃𝒂𝒚𝒓𝒂𝒎 𝒔𝒂𝒃𝒂𝒉ı 𝒖𝒚𝒂𝒏ı𝒚𝒐𝒓 𝒖𝒔𝒖𝒍𝒄𝒂
𝑽𝒆 𝒇ı𝒔ı𝒍𝒅ı𝒚𝒐𝒓 𝒌𝒖𝒍𝒂𝒈̆ı𝒎𝒂:
“𝑩𝒂𝒚𝒓𝒂𝒎 𝒅𝒆𝒅𝒊𝒈̆𝒊𝒏; 𝒌𝒂𝒍𝒑𝒕𝒆𝒏 𝒌𝒖𝒕𝒍𝒂𝒏ı𝒓, 𝒆𝒗𝒍𝒂𝒕…”
—Havin Ezo’dan
Destekleyici yorumlarınız için teşekkür ederim 🧚🏻♀️🌹
Çocukluğuma döndüm okurken hocam. Gözlerim doldu. Emeğinize sağlık.
Benim ne bayramlığım ne gıcır gıcır rugan ayakkabılarım oldu hocam 🥰 yine de basma elbiseler Dallas ayakkabı dediğimiz plastik ayakkabılarla aynı duyguları yaşadığımız bayramlar vardı. Duyguları yaşatmak elimizde bunu içindeki çocuğun söylemesi güzel 🥰