BAŞARI İÇİN KÜÇÜK İŞLERİN BÜYÜKLÜĞÜ

BAŞARI İÇİN KÜÇÜK İŞLERİN BÜYÜKLÜĞÜ

BAŞARI İÇİN KÜÇÜK İŞLERİN BÜYÜKLÜĞÜ

Hiç bir adımı küçümsemeyin; eylem ve söylem, insana her zaman fayda getirir. Boş durmak yerine, bir çöp parçası ile yeri eşelemek bile bir insana çok şeyler kazandırır.

Günde 8₺ biriktirseniz, yılda 3000₺ eder;
günde 20 sayfa kitap olursanız, yılda 30 kitap eder;
günde 10 bin adım atarsanız, yılda 70 (Bir maraton mesafesi uzunluğu 42 km) maraton koşulan yeri yürümüş gibi olursunuz.

Önce kendimize şu soruları soralım:
Ben kimim?
Ben tam olarak ne yapmak istiyorum?
Ben nereye ulaşmak istiyorum?
Ben bunları nasıl yapabilirim?
Küçük gördüğümüz hedefler, çabalar, azim ve inat, hayattaki başarılı olmamızı sağlayan temel kişilik taşlarımızı oluşturur. Unutmayın büyük başarılar küçük adımlarla başlar.

Aşağıdaki hikayeden çıkaracağımız çok dersler var:

Adamın biri hayvanat bahçesini gezmeye gider. Fillerin olduğu bölüme geldiğinde ilginç bir manzara ile karşılaşır: Fillerin hiç biri kafeste değildir, onları sabit bir yere bağlayan zincirlerde yoktur. Kafesin içinde olmadıkları  ve zincire bağlı olmadıkları halde, onları o dar alandan kaçmaktan alıkoyan tek bir şey vardır. Fillerin bacaklarından birine bağlı olan zayıf bir “ip” parçası. Evet yanlış okumadınız filin bacaklarına bağlı zayıf bir ip parçası. Koca filleri durduruyor.

Adam fillere bakıyor ve düşünüyordu. Fillerin ayaklarının bağlı olduğu ipi çok rahat bir şekilde  koparacak güce sahip oldukları halde neden ipi koparmak için mücadele etmiyorlardı.  Adamın kafası tamamen karışmıştı. Oysa filler bunu kolayca yapabilirlerdi ama onların bu eylemi hiç denemediklerini gördü.

Adam bu sorunun cevabını öğrenmek için oradaki fil eğitmenin yanına gitti merak ettiği sorusunu sordu. “Fillerin ayakları ince bir iple bağlı ipi neden koparmak için uğraşmıyorlar” diye  sordu. sorusuna devam etti.“İp çok zayıf isteseler kolay bir şekilde ipi kopartır ve rahatça kaçabilirler “ dedi.

Fil eğitmeni şöyle cevap verdi: “Onlar çok küçükken onları bağlamak için aynı boyda ve aynı güçte ip kullanırız. O ip o yaşta onları tutmak için yeterlidir. Büyüdükçe, ayrılamayacaklarına inanmaya şartlanırlar. Bu şartlanmanın sonucu olarak aynı ipin kendilerini hâlâ tutabileceğine inanıyorlar, bu yüzden asla kurtulmaya çalışmıyorlar.”

Adam şimdi anladı fillerin mücadele etmeden neden öğle durduklarını. Filler öğrenilmiş çaresizliği yaşıyorlardı. Biz insanlarda böyle değilmiyiz. Filler gibiyiz. Onların ayakları güçlü ama bizler de akıllı yaratıklarız.  Fillerin ayaklarına takılan ipler bizim aklımıza takılmıyor mu?

Bizi frenleyen her engelden kurtulmak için çabalamalı ve üzerine üzerine gitmeliyiz. Olumsuzlukların içerisine düştüğümüzde klavuzumuz şu olmalı:

‘ NEDEN BU BAŞIMA GELDİ DEĞİL; NASIL KURTULABİLİRİM’
Diyerek o krizi fırsata çevirmeliyiz.

Kartacalı komutan Hannibal’in dediği gibi:
‘YA BİR YOL BULMALI, YA DA BİR YOL AÇMALIYIZ’

Genel Yayın Yönetmeni: Elif Ünal YILDIZ
Editör/Redaktör: Hakan DİNÇAY

Bu yazının bütünü yazarına aittir.

Bir önceki yazımı okudunuz mu?

Yorumlar (0)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Mevlüt Güler

1972 doğumlu İşletme mezunu Okumayı gezmek ve yazmayı seviyor 18 yaşından beri okuyor. İlk önceleri gazetelerin okur köşelerinde yazdı. İlk Şiiri AKŞAM ı 1990 da şiir antolojisinde yazdı. 2 roman 1 deneme ve birçok hikaye ve 2018 yılında, T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı Çanakkale il kültür ve turizm müdürlüğü Trakya'da Çanakkale Masallarla Büyüyelim' kitabında 2 masalla yer aldı.