Balık ve Kuşun Aşkı 🩵
- Yazar: Havin EZO
- 8 Haziran 2024
- 842 kez okundu
Bir gün… Bir balık bir kuşa âşık oluyor, ölüyor aşkından. Kuş ise tabi, herkese ve her şeye tepeden bakıyor. Balığa diyor ki: “Ben de seni severim sevmesine de yuvamız neresi olacak? Nerede yaşayacağız aşkımızı? Havada mı, suda mı? Ben suda yaşayamam.”
Balık ise, “Ben havada da, karada da seni istiyorum, ölüyorum aşkından” diyor ve sudan çıkıyor. Saniyesinde can veriyor aşk için. Kaybedilen ne şimdi? Hayat! Ya kazanılan? AŞK! Balık ölüme ‘aşık’ olduğunu göremeyecek kadar kör… Kuş ise sevenin kıymetini bilemeyecek kadar nankör… Balık, sevdiğine can verecek kadar fedakâr, kuş ise sevenin canını alacak kadar gaddar… Âşık, ölüme ‘aşık’. Mâşuk ise ölümün ta kendisi…
(Alıntı)
Ah, bu imkansız aşkın hikayesi… Ne acı, ne tatlı. Balık ile kuşun masalı, bize aşkın sınırlarını, fedakarlıklarını ve bazen de gaddarlıklarını fısıldar. Bir balığın gökyüzüne olan özlemi gibi, bazen kalbimiz ulaşamayacağımız yıldızlara tutulur. Aşk, bizi kendi elementimizden, kendi dünyamızdan çıkarıp, başka bir varoluşa sürükler. Ve orada, sevdiğimiz kişi için her şeyi yapmaya hazırızdır, hatta canımızı bile veririz. Kuşun tepeden bakışı, bazen sevgilinin gözlerindeki parıltıyı görememek demektir. Sevgi, karşılıklı bir anlayış gerektirir ama bazen sevilen kişi, sevginin değerini bilemez. Balık, suyunu terk ederek aşk uğruna havaya atladığında, kuşun onu yakalayıp denizine salmaması gibi, bazen biz de sevdiğimiz kişiye ulaşamayız. Onlar havada, biz suda; onlar rüyada, biz uyanık.
Bu hikaye, bize aşkın sadece güzelliklerini değil, aynı zamanda acılarını da hatırlatır. Aşk, bazen bir fedakarlık hikayesidir. Ve bu fedakarlık, karşılıksız bile olsa, aşkın kendisi kadar değerlidir. Çünkü gerçek aşk, karşılık beklemez. Aşk, sadece verir; tıpkı balığın suyunu terk edip, aşkı için ölümü göze alması gibi. Ve sonunda, aşkın en büyük sırrı belki de budur: Aşk, bazen ölümün ta kendisidir. Aşk, bizi var ettiği gibi yok da edebilir. Ama yine de aşkı aramaktan, onun peşinden gitmekten vazgeçemeyiz. Çünkü aşk, hayatın kendisidir. Ve hayat, aşksız bir hiçtir.
Umarım bu yazım, aşkın hem kayıpları hem de kazanımlarıyla, hayatımızda nasıl bir yer tuttuğunu; imkansız aşkın duygusal derinliğini ve içtenliğini yansıtabilmiştir.
Editör: Ümmü Özçelik
Genel Yayın Yönetmeni: Elif Ünal Yıldız