Arkeogelecek: Geçmişten Geleceğe Bakış

Arkeogelecek: Geçmişten Geleceğe Bakış

Arkeogelecek: Geçmişten Geleceğe Bakış

Arkeoloji kelimesi pek çok kişiye son derece tanıdık, gizemli, ilgi çekici gelmesine rağmen bazıları için de oldukça gereksiz bir kelimedir. “Arkhaios” ve “logos” kelimelerinden türetilen bir kelimedir denilen klasik açıklamalar elbette bu yazının konusu değildir. Bu yazının konusu tarafımca üretilen “ARKEOGELECEK” kavramı ile ilgilidir. Eskinin biliminde geleceğin yaklaşımı bir metafor da olabilir, bir anlatım bozukluğu da…

Bir arazide yürüdüğümüzü hayal edelim. Bize ilginç gelen bir taş objeyi elimize alalım, biraz parlamış, üçgenimsi şekil almış hatta belki de biraz damla biçimli taş obje sizin için neyi ifade eder? Sizin için ne ifade ettiğini bir kenara bırakarak çevremizi analize çıkalım… Gittiğiniz kalabalık bir yerde herhangi birisine ya da çoğu zaman aynı ortamda bulunduğunuz yakınlarınıza sorun bu nedir diye?

Mutlaka birisi sorunuzu küçümseyen bakışlarla “taş” diyecektir ve gerçekten onun için hiçbir anlam ifade etmeyen bir taş olacaktır… Bazıları için “ilginç bir taş” ve bazıları içinse “kesinlikle işlenmiş bir eski çağ unsuru” olarak kabul edilecektir. Çok çok nadir belki bir kişi çıkıp bu Aşölyen gelenekli el baltası diyecektir ki o kişi de zaten arkeologtur…

İnsanoğlunun geçmişini anlamaya çalışması, yorumlaması ve sonuçlar üretmesi ile birlikte aslında kendi gelişimini de fark ettiği açıktır. Bu gelişim içerisinde alt paleolitik dönemden başlayarak insanların nasıl geliştiği, endüstri ve bilgi ürettiği ve bu bilgiyi birbirleri ile nasıl paylaştıkları açıkça görülmektedir. Mülkiyet gelinceye kadar olan dönemde insanların ortak hareket ettiği, savaşların olmadığı ve bilgi paylaşımının kolay ve hızlı olduğu insan toplumu sonrasında coğrafi kader ile şekillenmiş ve egemenlik kurma inadı ile de kavimlere dönüşmüş diye düşünülebilir.

Bu gelişim sürecinde yazı ile başlayan tarihi ve sonrasında kültürel ve endüstriyel gelişmeleri sıklıkla gördük ve bunların hepsini “geçmiş” olarak kabul ettik-kabullendik. Bu geçmişe baktığımızda insanların kendi kültür ve endüstrilerini yükseltmelerini ve yükselen kültür ve endüstrilerin zamanla yok oluşlarını da kayıtlarımızda bulduk.

Alt paleolitik dönemde tanımlayıcı olan el baltalarının orta paleolitikten itibaren yok olmaya başlaması veya yakın zamana kadar gördüğümüz kalaycıların artık görülmemesi, ya da atın ulaşım ve taşıma aracı olmaktan çıkması sebebi ile demircilerin üzengi yapımını bırakmaları gibi pek çok olay insanlık tarihinde yer almaktadır.

Teknoloji olarak yakın zamana odaklandığımızda sabit telefon, radyo, karasal yayın bilindik işlerken; bu işlerin servis elemanları da bilindik meslekler sanatlar olarak var olmuşlardı.

İşte “arkeogelecek” kavramı olarak yorumlamaya çalıştığım bu, geçmişi okurken geleceğe ayna tutabilmektir ya da bir diğer deyişle geçmişin ışığı ile gelecekteki yollarımızı aydınlatmaktır. Bunu örnekleyecek olursak, tıpkı süvarilerin tankçı olması ve sonrasında süvariliğin ortadan kalkması gibi, şoförler de kendi yerlerini otonom sistemlere terk edecekler, mütercim tercümanlar ise yazılımlar ile rekabet edemeyecek duruma geleceklerdir.

Belki de “tarih tekerrürden ibarettir” sözünü arkeogelecek diyerek açıklamak mümkündür. Hemşirelik mesleği bir süre daha devam ederken hasta bakımı kısa bir süre sonra ortadan kalkacak, çiftçiler robotik üretimlere yerlerini terk edeceklerdir. Bu değişimler aslında insanlığın sürekli yaşadığı serüvenin günümüze düşen payıdır ve arkeogelecek bilim kurgu ile arkeoloji arasındaki bağ olmaya adaydır.

 İbrahim Aykut KAYA

Editör: Murat Çatal

Genel Yayın Yönetmeni: Elif Ünal Yıldız

Bu yazının bütünü yazarına aittir.

Bir önceki yazımı okudunuz mu?

Sanatın Ortaya Çıkışı

 

Yorumlar (1)

  1. Yıldız Gamlı
    • 20/07/2024

    Kesinlikle nokta atışı bir açıklama olmuş hocam ❤️

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İbrahim Aykut KAYA

1979 yılı doğumlu İbrahim Aykut KAYA, ilkokulu bitirdikten sonra Orta okul ve liseyi Ankara Deneme Lisesi’nde okumuştur. Sonrasında Çankaya Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünden mezun olup özel sektörde bir süre çalıştıktan sonra kamuya geçmiş ve kamuda çalışmaya devam etmiştir. Bu süre içerisinde Biyoekonomi Yüksek Lisans eğitimini tamamlayan ve aynı zamanda Adalet Meslek Yüksek Okulu’nu da bitiren yazar, sonrasında ciddi hobisi olan Arkeoloji alanında derinleşmek amaçlı olarak Ankara Üniversitesi Arkeoloji bölümü Tarih Öncesi Arkeoloji Bölümünde eğitim almaya başlamıştır. İbrahim Aykut KAYA, kamuda ve özel sektörde büyük projelerde çalışmış ve yönetici olarak yer almış olmakla birlikte, akademik olarak da ulusal ve uluslararası yayımlara imza atmıştır. Evli ve iki çocuk babasıdır.