AKLIN EGEMEN TOPLUMUNDAN SESLENİYORUM
- Yazar: Merve Arslan
- 8 Ekim 2024
- 42 kez okundu
AKLIN EGEMEN TOPLUMUNDAN SESLENİYORUM
“Erkek egemen bir toplumda” diye başlayan cümlelerin sonunda nokta olarak “Yaşam mücadelesi veren ölüm korkusuyla yaşayan kadın ve çocuklarımız için…” alınan ödüller vs…Hepsine koskoca bir soru işareti? Medeniyetimizde ataerkil bir oluşumla gelmiş olabiliriz lâkin Atatürk’ün laiklik anlayışında eşitlik esastır. Öncelikle ödül alan değerli sanatçılarımızın “İnsan Atatürk” algısını yerleştirmeleri lazım; önce kendilerine daha sonra konuşmalarına…
Havada kalıyor bize verilen haklar ki bu eğitimin de zihin yapısına geçmediğinin göstergesidir. Zihne geçen bir algı, hayatta tezahür etmelidir. Eğitim tam olarak da
budur, diye düşünüyorum. Hayatımızda kadının yeri, Kurtuluş Savaşı dahil olmak üzere her zaman gücün temsili hâlindedir. Erkek veya kadın, hepsinin iyi ve kötü hâli toplumumuzda mevcuttur.
Sanatçı, topluma örnek olabilecek insanlar olmalıdır. Bizler, meşhur ettiğimiz sıfatları kesinlikle tam anlamıyla tamlandıramıyoruz. Bu algı, ilkokulda verilen fiziki görünüşe göre basit lakaplardan öteye geçemeyen bir serzeniştir.Kadın; toplumda ana sıfatına sığdırılmış lâkin kendi zihniyetinde sindirilmiş kişidir. Kendi zihniyetinde diyorum, çünkü akıl egemenliği tamamen yaradan tarafından kadına verilip gen aktarımı kendisi üzerinden geçiş sağlayan bir varlık; daha kendi üstünlüğünün bilincinde olmayıp “Erkek egemen toplum” dediğinde; sen bu toplumda o erkeğin beyni değil misin derim ve sorgularım. Ki kadın; yetiştiren varlıktır, geliştiren varlıktır.
Hayatımıza giren internet ortamında her türlü uyanıklık ile evladının mahrem alanında ebeveyn kontrolünü gizlilikle sağlayacak zekâya sahip olan kişi, yine kadındır. Kadın, ince motor becerisine sahip düşünceli bir varlıktır.
Kadın uyanıktır. Sadece tek sıkıntı, gereksiz korkular yetiştirme süresi boyunca beynine enjekte edilmiş bir varlık olduğu için, bu kadar zeki olan bir beynin korku ile mücadelesi elbette ki acıdır. Çünkü kadın, sinyalleri açık bir bireydir ve tehlikeyi sezer.
Kadın hisseder ama ispatlayamaz. Asıl sorun burada başlar. Daha kendi içinde birlik olamayan bir kalabalık, sadece cinayet, ölüm algılarında bir farkındalık oluşturmak isterken ben, kalıplaşmış sıfatlarımızdan kurtulmamız için bu satırları yazıyorum.
Ey güzel kadın ve onun şekillendirdiği ruhlar olan çocukları; önce ince kırılgan sıfatını içinize zırhlayıp toplumdaki oturuşunuzu değiştirip var olan yaratım oturuşunuza geçiniz! Zihninizi sakinleştirin. Ve akıl egemenliği sizde olan bir toplumun farkına varıp ne kadar güçlü olduğunuzu izleyin. Bugün vahşice katliama sebep olan çocuğun annesi de bizleriz. Sorumluluktan kaçmayın. Topluma karşı sorumlu doğduğunuzun bilincinde olun.
Sizin tek göreviniz, aklınızdaki korkuları yenmek ve topluma yerleşmesine izin vermemek olacaktır. Karanlıkta sokakta çakı ve biber gazı olmadan yürüme hakkınız olduğunun bilincinde olun. Ve hepsini bugün çöpe atın. Korkunuzun üstüne bağırın. Sesinizin duyulmasından korkmayın, kendinizi yastıkla boğmayın. Kendi boğazınızı sıkmayın.
Siz izin verdiğiniz müddetçe oluşan ve oluşmaya devam eden “Kadın ve çocuk zayıftır dokunmayın.” anlayışından çıkın artık. Kadın ve çocuk güçlüdür ve var oldukça toplum kazanır, algısını yerleştirin. Kadın ve çocuk her zaman güçlüdür.
Enkazın altında, 6 şubatta sesi duyulan annelere ve çocuklarına ithaf; kadın ve çocuk zayıftır algısından acilen çıkış kapısına doğru yürüyelim. Ve toplumda söndürülemeyen bu yangını kontrol altına alalım. İnandığımız her algıyı çoğaltma gücüne sahip olduğumuz bilincinde sağlam cümlelerle konuşmalar hazırlayalım.
Kadın ve çocuk kelimesini ölüm ile eşitleyen art niyetli zihinlerde cinsiyet aranmaz. Kadın ve çocuk, bir toplumun zaferidir. Kadın ve çocuk, en zor mücadeleyi verebilen en güçlü varlıklardır. Şimdi silkelen ve kalk ayağa, senin dönemin işte tam da bugün başlıyor.
Kadın ve çocuklar öldürülmesin diye slogan atan erkek egemen zihin yapılarına inat “Ne münasebet! Hadi oradan!” demek için, onurlu bir mücadele vermiş kız kardeşin için artık bu zihinlere dur demenin vaktidir. Akıl egemenliği kadın olan bir toplumda, zihnindeki kadını sergilemenin vaktidir. Zihnindeki korkuları sustur ve ışığı henüz doğmamış bir çocuk için yak!
Bu yazının bütünü, yazarına aittir…
Genel Yayın Yönetmeni: Elif ÜNAL YILDIZ
Editör: Mehmet YILDIZ
Redaktör: Hakan DİNÇAY
Yazıyı tekrar okumak için;
https://fisildayankalemler.org/?p=15137&preview=true
Yazarla iletişime geçmek için;
Harika bir yazı olmuş ❤️ Sil baştan yazımı okumanızı tavsiye ederim 🥰