AKÇA HATUN (AKA HATUN)

AKÇA HATUN (AKA HATUN)

Bir gün önce bir telefon geldi. “Okuldan çıkınca sana uğramak istiyorum” dedi Azra. Neden olmasın çaya bekliyorum dedim. Hani tarihteki kadınlara da devam ederiz. Aka Hatun’u çok merak ettim dedi.

Ben ona hayır diyebilir miyim? Ertesi gün öğleden sonra evde bir araya geldik. Çay içerken konumuza geçtik. 

Bugüne kadar halk arasında şu söylenir diyerek söze başladım. Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır. Bu sözü beğenir ve çok anlamlı bulurum. Gerçekten Anadolu’nun kapılarını Türklere açan Alparslan Muhammed Sultan’ın eşi de böyle bir eştir. 

Türkler 1071 yılında Anadolu’yu feth etmeye başlamadan önce Anadolu’da Bizanslıların bünyesinde Ermeniler, Kürtler, Gürcüler, Abazalar, Slavlar, Peçenekler ve Uz Türkleri de vardı. Bu topluluklar, Bizans İmparatorluğu’nda azınlık olarak yaşıyor, orduda paralı asker olarak görev alıyordu.

Zaman zaman haçlılar tarafından Türk obaları basılır, insanlar şehit edilir ve oradan çocuklar da kaçırılırdı. Aka Hatun’u da bir gün kaçırdılar. O henüz küçük bir  kız çocuğu idi. Onu yine aynı obadan bir genç takip etti ve götürüldüğü yere giderek halkın arasına karıştı. Burası Bizans İmparatorluğu’ nun içinde bir kale idi. Bir gün fırsatını bulduğunda kalenin içinde Aka Hatun’a aslını anlattı. 

Onun bir Türk olduğunu, kaçırıldığını bunu asla unutmaması gerektiğini ona söyledi. 

Azra şaşkınlıkla; “nasıl yani, onları kimse fark etmemiş mi ?” dedi. Bende; “bunu bilmiyorum ama Alparslan filminde olay örgüsü böyleydi. Başka kaynaklarda kaçırıldığına rastladım ama, detay yoktu daha fazla bilgiye rastlamadım” dedim. 

Neyse konuya devam edeyim mi? “Lütfen çok merak ediyorum” dedi. Esir pazarına satılmak üzere giderken Bizanslıların ellerinden kurtulup bir kuyuda saklanır. O sırada Alparslan da adamları ile çevrededir ve o anda Akça kızın atı gelir. Peşine düşerler atın. At onları bir kuyunun yanına getirir. Sonunda Alparslan kızı çıkarır kuyudan. Kendi yaşadığı obasına götürür .

 Kız hem bilgili hem iyi ata binen ve de iyi dövüş eden biridir. Güzel ve becerikli olunca Alparslan kıza vurulur ve sonunda evlenirler. Savaşlarda ve zor günlerinde eşi hep yanındadır ve ölene kadar da yanında olmuştur. 

Çok merak uyandırıcı değil mi?  “Kaçırılması, sonra Büyük Selçuklu Sultanına hatun (eş ) olması. Anneanne düşün neler geliyor başına! Hele de o devirde esir pazarında da satılabilirdi değil mi?” 

Diyor Azram. 

Elbette, hayat bir mücadele bir kavga her şeye hazırlıklı olmak lazım. Sonunda Sultan eşi oluyor. Ona tam bir sadık eş oluyor, aile kuruyor ve çocukları oluyor. Anne olması da kadına sunulan cennete aday! Evet beğendin mi kuzum. 

Çok güzeldi diyor ve biz tekrar başka bir gün, başka bir sultanda buluşmak için tekrar sözleşiyoruz. Ankara/2024

 

Editör: Sonay BİLGİ ARABACI

Yorumlar (4)

  1. Semiray hocam Azra sayesinde biz de her hafta bir Türk hatununun hikayesini bekler olduk❤️ Sevgiyle...

  2. Nihat
    • 2/02/2024

    👏🏻👏🏻👏🏻

  3. semiraysezgin
    • 1/02/2024

    Bekir bey ne güzel bir yorum yapmışsınız. Teşekkür ederim. Türk erkekşeri ve kadınları iyi ki var. Biz ayakta ve dimdik ülkesine tarihine sahip çıkan olursa bizi kimse yıkamaz. Teşekkürler yüreğinize

  4. Bekir SEVİK
    • 1/02/2024

    Kıymetli hocam yine benim en sevdiğim kategoriyi yazmış. Hazır fırsat bulmuşken ben de küçük bir şey ekleyeyim. AVRAT: Arapça da "kusurlu" demektir. MANİTA: İtalyanca da "el altındaki kadın" demektir. FLÖRT: İngilizce de "oynaşılan kişi" demektir. HATUN: Türkçe de "en değerli hazine" demektir. Allah Türk Hatun'larını başımızdan eksik etmesin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Semiray Sezgin

Samsun Doğum Hastanesi'nde özlemle beklenen bir bebek olarak dünyaya gelmişim. Tarih 5/10/1960 .Neden böyle derseniz benden önce doğup yaşamayan karındaşlarım arkasından özel dua ve kurbanlar keserek bana kavuştuklarını ifade eder ailem...