AHLAKİ DEPREMİ BİLİR MİSİNİZ?

AHLAKİ DEPREMİ BİLİR MİSİNİZ?

AHLAKİ DEPREMİ BİLİR MİSİNİZ?

Bir toplumda ahlakın bittiğini en basit şu şekilde anlayabiliriz. Alın teri dökmeden, haram yollarla köşeyi dönenleri kınamak yerine onlar gibi olmayı iç geçiren birileri var olmaya başlamışsa ve büyüyerek güç kazanıyorsa; karga ve tilki masalındaki gibi kurnazlık ve hırsızlık niyetiyle kargaya gelen tilki kutsanıyorsa ve tilki daha çok itibar görüyorsa tüm kümesler tilkilerin kontrolüne geçmiş demektir.

Ahlaki deprem; vicdan, merhamet, empati duygularının pas tutmasıdır. Yapılan hatalara gözlerin yaşarmaması, kalplerin pas tutması, kainatta adeta bir noktanın içinde yaşadığımız dünyanın putlaştırılmasıdır. Ahiretin dünyaya tercih edilmesi, ölümün unutulmasıdır.

Ahlaki deprem; defalarca bıkmadan yalan söylemektir. Kamu malının hakkına girmektir. Yetim hakkı yemektir. Liyakatın ortadan kaldırılmasıdır. Liyakati kaldıranları korkudan, gelecek endişesinden alkışlamaktır utanmadan… Partizanlık yapmaktır. Başkasının hatasını göklere çıkarırken kendi adamının hatasını görmezden gelmektir.

Ahlaki deprem; çocuklara iyi bir dünya bırakacağız deyip onlara kötü bir dünya bırakmaktır. Çocuklara, hayvanlara, bitkilere zarar vermektir. Utanmayı unutmaktır. Canı yanan birilerinin karşısına geçip pişkin pişkin sırıtmaktır.

Ahlaki deprem; dini, ayet ve hadisleri kendi çıkarı için kullanıp dine zarar vermektir. Ar damarının çatlamasıdır. Cahilliğin, cehaletin kutsanmasıdır. Tevbenin unutulmasıdır. İbadetlerin şov ve reklam yapılmasıdır.

Ahlaki deprem; paraya, makama, mala, şana, şöhrete tapınmaktır. Para için kendini, fikrini, ahlaki değerleri hiçe saymaktır. Üç beş kuruşa, milyon dolarlara satılmaktır.

Ahlaki deprem; her geçen yıl milli servet olan çocuklarımızı sisteme ezdirmektir. Yüz binlerce çocuğu heba etmektir. Hayalleriyle oynamaktır. Gelecek için, hayalsiz, umutsuz bırakmaktır.

Ahlaki deprem; alın teri döken insanların hakkını yiyip keyif çatmaktır. Besmele ile çalmaktır. Münafıklıktır. Düzenli Cuma mesajı atıp o ayet ve hadislere kendisi uymamaktır. Güzel ahlakı tamamlamak için gönderilen Hz. Muhammed (sav)’i anlayamamaktır. Hz.Ömer’i(ra) anlatıp onun adaletini istismar edip edebiyatını yapmaktır. Din tüccarlığıdır.

Ahlaki deprem; ahlak kavramını sadece iki bacak arası sanmaktır. Beynini, aklını kiraya vermektir. Sorgulamamaktır. Menfaat uğruna ahlaksızlığı ahlaka tercih etmektir. Ahlak maskesi takmaktır.

Ahlaki deprem; mazlumu zalime ezdirmektir. Kuzuyu kurda teslim etmektir. Masumun hakkını gözetmemektir. Kibir kuleleri inşa etmektir. Ahlaksızlığın ahlak olmasıdır.

Ahlaki deprem; Ramazan aylarında dinin ruhuna aykırı fakirin sofrasında değil de 200-300 TL lik menüleri olan iftar sofralarında oturmaktır. Zekat kavramını bitirmektir. Kendisi zengince yaşayıp beş yıldızlı otellerde fakirlere şükretmeyi öğretmektir.

Ahlaki deprem ; Hakkın hatırını yok saymaktır. Adaletten uzaklaşmaktır. Ahlaksızlığı sabah akşam pompalayan medyayı saatlerce izlemek ve izletmektir. Allahın sana verdiği zamanı boşa harcamaktır.

Ahlaki deprem; helal iki liranın haram milyon dolarlardan daha değerli olduğunu anlayamamaktır. Atılan yalanları havada kapmaktır. Devlet malını israf edip yetimin hakkını yemektir.

Ahlaki deprem; müşteriye 9,90 TL, 19,90 TL, 49,90 TL vb. fiyatlar yazıp müşteriye ucuz ticari algılar yapıp müşteriye geri 10 kuruşunu vermemektir. Ahirette zerre kadar iyiliğin, kötülüğün, ahlakın ve ahlaksızlığın hesabının sorulacağını unutmaktır.

Ahlaki deprem, çocuğunun ders notunu ahlaki, davranış notlarından üstün tutmaktır.

Ahlaki deprem; toplumda ahlaksızlığın, fuhşun, rüşvetin, adam kayırmanın, kumarın, uyuşturucunun yaygınlaşmasıdır. Müteaahitin malzemeden çalması, polisin rüşvet alması, hakimin masumu içeri atması, doktorun hastalarını ölüme terk etmesidir.

Ahlaki deprem; böyle gelmiş böyle gider mantığının topluma yerleşip zulmedene ses çıkarmamaktır. İnsan doğup insan kalamamaktır.

Maddi depremler kısa sürede giderilebilir. Fakat manevi, ahlaki depremler salgın bir hastalık gibidir. Zamanında önlem alınmazsa her tarafı kaplar. Zırvasından zirvesine kadar… Birileri kan ağlarken birileri keyfine bakar. Asıl yıkılma budur.

Maddi çöküntüyü el birliğince kısa sürede tüketebilirsiniz ama ahlaki çöküntüyü düzeltmek uzun yıllar alır. Bu da toplumun her geçen gün gelişmesi için çabalayan insanlara en büyük edepsizlik ve hakarettir. Her şeyden önce KUL HAKKIDIR. Tek tek helallik almanız bile çok zordur artık…
Tevbe kapısı hâlâ açık…

Önceki çalışmamı da okuyabilirsiniz:

HAKİKAT VE İMTİHAN 2 

 

Yorumlar (0)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Metin ÖZDEMİR

METİN ÖZDEMİR 1979 yılında Bursa'da doğdum. İstanbul Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği bölümünden 2002'de mezun oldum.Evli ve bir çocuk babasıyım. Eğitime ve kitaplara olan aşkım hiç bitmeyecek. Elimden geldiğince topluma örnek olmayı amaçlıyorum.