Kabullenişin Sancısı
- Yazar: Elif AY
- 4 Mayıs 2024
- 180 kez okundu
Kabullenişin Sancısı
Ne zaman kabul ettik otizmi?Ne zaman üzerine şakalar yapabilecek, ne zaman otizme bağladığımız bir durumun üstüne kara mizah yapabilecek seviyeye geldik?
Bu tanı bütün yaşamımız boyunca üstümüzde tepineceği halde ne zaman gülmeye başladık biz hesabını yapmadım hiç?
Samimi söylüyorum hâlâ üzülüyor muyum evet ama güldüğüm ve mizahi baktığım tarafları çoğaldı. Herkesin yaşama tutunma biçimi farklı nihayetinde ben de böyle tutunuyorum ve muhtemelen tanıdığım bir çok anne de böyle…
Ama şunu iyi biliyorum ” kederle karışık bir gülümseme hâli ” en iyi anlatan cümle bizi.
Şimdi uyurken izlediğim bu çocuk zamanında kafamı duvarlara vuracağım oğlum uyusan artık dedirtmiş midir ? Evet. Fakat son tahlilde o zahmetler bizi güneşin armudu olgunlaştırdığı gibi olgunlaştırdı..
Şöyle anları hatırlıyorum ama zihnimde var o anlar. Hay ben bu otizmin … diye başlayan sonunda neyse bu da geçti diye kendimizi avuttuğumuz anlar.
Zihnimin o kadar yorulduğu zamanlar oluyor ki boş boş duvara bakmak tabirini somut anlamda kullanıyorum ve bundan hiç rahatsız olmuyorum kimi zaman.
Kabul ediş, sancılıdır kabul ediş, öyle dümdüz aldık kabul ettik demek değil. Kabul ediş ben bu yolu yürüdüm ayağıma dikenler battı ayağıma taşlar takıldı, ben bu yolu yürüdüm yolda boğazım düğüm düğüm.
Otizmi kabul edişi ben, anestezi işlemine benzetiyorum .. Anesteziyi aldığında biliyorsun ki uyuyacaksın ve vücudunda yapılan herhangi bir işlemi duymayacaksın tam olarak böyle bir süreç.
Kabullenişte öyle ağır ağır göz ucundan ayak parmağına kabullenmiş olarak devam ediyorsun hayatına ..
Hatta yaşam biçiminde bakış açın tamamen değişmiş oluyor. Bir gün bir uyanıyorsun dün hak verdiğin bugün başka geliyor gözüne. Dün üzüldüm dediğin konu uçmuş gitmiş kafandan çünkü başka bakıyorsun artık yaşama bambaşka..
Ne zaman kabullendiğimi hatırlamasam da bazı anılar uçuşuyor kafamda. Galiba o zaman kabullendim diyorum, bir arkadaşıma bırakmak zorunda kaldığımda en azından denemek istemiştim ( ilk ve son) anladım ki benden başka hiç kimse anlayamıyor onun dilinden o sıkı bir kabullenişti sarsıcı..
Bir gün hastaneden eve geldiğimde anladım benden başkası benim gibi bakamayacak ona. Bu gerçek savurup savurup duvara çarptı beni.
Benim kadar hiç kimse göz takibine almayacak menzilinde tutmayacak onu. Gözü kulağı eli ayağı olmak istemeyecek mesela..
Kabullenişin basamakları işte bunlar, bunlar ile yüz yüze gelince eşekten düşmüşe dönüp anında kabulleniyorsunuz, başka bir evreye geçiyorsunuz. O kafa güzel kafadır oradan devam…
İnsanlara kabullen ve harekete geç deniliyor hep her durumda ama en çok bu durumlarda…
Ama kabulleniş hiç öyle iki gün, iki hafta iki yıl değil. Kabullenişin özü artık başka bir gözle bakabilmekte.
Artık ben yaşamımı bu tecrübelerin üstüne inşa edeceğim ve her duygu durumunu göze alıp onunla yolu yürümeye devam ederken, negatif durumları daha az pozitif durumları daha çok görmeye çalışacağım diyebilmekte.
Bu sebeple acele etmeyin kabulleniş evresi ne kadar sancılı ise sonrası da bir o kadar kolay olacak. Dümdüz olmayacak fakat siz kafanızda bazı şeyleri bitirmiş bir insan olarak yoldaki taşları çekip çekip kenara atabilen tabiri caizse sıradaki gelsin diyen bir insan olacaksınız…
Elif AY
Editör: Nigar KAYA
Genel Yayın Yönetmeni: Elif ÜNAL YILDIZ
Diğer Yazılarımı Okudunuz mu?
KADINA YÖNELİK ŞİDDET VE YAŞAMDAKİ KADIN
Teşekkürler Zeynep hanım 🩷💐
Kalemine yüreğine sağlık yine bizi duyğulandırdınız
Bekir hocam estağfurullah, saygı bizden size sağolun iyi ki varsınız , okumak saygı , anlamaya çalışmak ve empati yapmak güzel bir yürek içerir . Sevgiler bütün aileler adina teşekkürler
Hocam her yazınızda bir kez daha yaralanıyor ve otizmli çocuğu olan ailelere bir kez daha saygı duyuyorum. Tüm o insanların sesi olarak çok büyük saygı hak ediyorsunuz ve ben bu nedenle önünüzde saygıyla eğiliyorum.