Gençlik Nereye Gidiyor? Peki Ya Siz?

Gençlik Nereye Gidiyor? Peki Ya Siz?

Gençlik Nereye Gidiyor? Peki Ya Siz?

“Gençlik nereye gidiyor?” diye bir soru toplumun diline pelesenk olmuş. Televizyon ekranlarında, köşe yazılarında, kahvehane sohbetlerinde sık sık dile getiriliyor bu cümle. Lise sıralarındaki, üniversite amfilerindeki milyonlarca gence dair türlü türlü kaygılar ifade ediliyor. Bir kuşağın değerleri sorgulanıyor, alışkanlıkları eleştiriliyor, yaşam biçimi yargılanıyor. Ancak belki de bu soruyu sormadan önce başka bir şeyi hatırlamak gerek: Gençler bu yolu kendi başlarına mı seçti? Onlara bu yolu gösteren, yön tayin eden, yolun taşlarını döşeyen kimlerdir?

Asıl sorulması gereken şudur: Gençlerin nereye gittiğinden önce, onları yönlendirmesi gereken büyükler nerede duruyor olması? Hangi değerler gençlere aktarıldı? Hangi sorumluluğu üstlenildi? Hangi örnekler gösterildi? Kafanız karıştı değil mi?

Bugünün gençliğini tartışmak çok kolay aslında; zor olan, bugünün dünyasını kuran neslin kendini sorgulamasıdır. Gençleri birer sorun olarak görmek, esas sorunun üzerini örtmektir. Zira onların doğmadığı bir dönemde alınan kararların bedelini onlara ödetmek, en hafif ifadeyle vicdanla bağdaşmaz. Ekonomik krizlerin, eğitim sistemindeki çarpıklıkların, çevre felaketlerinin ve toplumsal adaletsizliklerin yükünü gençlerin omuzlarına yıkmak ne kadar adildir?

Denetimsiz inşa edilen binalar yıkıldığında kaybedilen hayatların sorumluluğu kime aittir? O binaları diken gençler miydi? Ormanlar talan edilirken, doğa ranta kurban edilirken bu kararlara gençler mi imza attı? Bugün yaşadığımız çevresel tahribatın, iklim krizinin ve doğal felaketlerin mimarı hangi kuşaktı?

Peki ya medya? Ahlaki çöküşten şikâyet edenler, her akşam televizyon başında çarpık ilişkileri teşvik eden dizileri reyting rekorlarına taşıyanlar gençler miydi? Şiddeti estetikleştiren senaryoları destekleyen, evliliği magazin malzemesine çeviren yarışmaları hazırlayanlar kimler? Youtube’da milyonlara ulaşan içerik üreticilerinden dert yanarken, o içeriklerin reklam gelirlerini sağlayanlar, onları piyasanın zirvesine taşıyanlar kimdi? Gençlerin bilimle, sanatla, tarih bilinciyle tanışmasını sağlayacak kalıcı projeleri desteklemek yerine; onları popüler kültürün geçici, parlak ama içi boş sahnesine mahkûm eden kimler?

Bugün sokakta gördüğünüz gençler belki öfkeliler, belki kırgınlar, belki de umutsuzlar… Ancak bu, onların fıtratından değil, yönsüz bırakılmalarındandır. Gençliğin potansiyeli hâlâ güçlüdür. İçlerinde parlayan zekâ, vicdan ve yaratıcı ruh sadece doğru bir rehberlik bekliyor. Fakat bu rehberliğin gelmesi gereken yerlerde derin bir sessizlik hâkim. Hafızasını yitirmiş bir toplumda, geçmişle bağı koparılmış bir gençliğe gelecek inşa ettirmek ne derece mümkündür?

Son yıllarda kaç film tarihimizden besleniyor? Kaç roman, genç zihinlere edebiyatımızın zenginliğini sunuyor? Kitapçılar test kitaplarıyla dolup taşarken, düşünceyi besleyecek nitelikli eserler hangi raflarda saklı kalıyor? Bir zamanların kültür vahaları olan sahaflar bile artık trend peşinde. Bu çoraklıkta yeşeren genç zihinlere nasıl kızabiliriz ki?

Eğer büyükler, kendilerine emanet edilen kültürel mirasa gerçekten sahip çıkabilseydi, gençler de o mirası yarına taşımayı doğal bir sorumluluk olarak görürdü zannımca. Fakat geçmişi hatırlatılmamış, kökleriyle tanıştırılmamış bir kuşağa geleceğin yükünü yüklemek ne kadar adil olur? Belki de önce aynaya bakmak gerek. Gençleri yargılamadan önce, onlara ne kadar rehberlik edebildiğimizi düşünmeliyiz.

Çünkü mesele gençliğin nereye gittiği değil. Asıl mesele, büyüklerin ne zaman ve nasıl kaybolduğu. Hani derler ya: “Ne ekersen, onu biçersin” diye. Eğer bugün biçtiğiniz üründen memnun değilseniz, dün ektiğiniz tohumlara dönüp bir bakın. O tohum neydi? Umut muydu, korku mu? Bilgelik miydi, kayıtsızlık mı?

Unutmayın, gençlik ne kayboldu, ne de yoldan çıktı. Onlar hâlâ arıyor, hâlâ soruyor, hâlâ bir ışık bekliyor. Sorun, o ışığı yakacak cesareti kendinde bulamayan büyüklerde.

Murat Çatal

Genel Yayın Yönetmeni: Elif Ünal Yıldız

Bu yazının bütünü yazarına aittir.

Bir Önceki Yazımı Okudunuz Mu? 

Kitap Linklerim:

Tanrıların Gizemi: Tanrıların Gizemi – Murat ÇatalKitapyurdu.comhttps://www.kitapyurdu.com › ta…

Alevi Ritüellerinin Kökeni: Alevi Ritüellerinin Kökeni – SINIRSIZ YAYINCILIK

Doğru Bilinen Yanlışlar: Doğru Bilinen Yanlışlar – SINIRSIZ YAYINCILIK

http://www.youtube.com/@antropologmurat

https://www.instagram.com/muratcatal95/profilecard/?igsh=ZHU5dXkzeHJucGpr

https://www.facebook.com/profile.php?id=100083727057516

Yorumlar (4)

  1. Yıldız Tek Gamlı
    • 31/05/2025

    Size yüzde yüz katılıyorum hocam 👌 Gençleri suçlamak yerine onlar için ne yaptık önce bu soruyu cevaplamalıyız

  2. Yıldız Tek Gamlı
    • 31/05/2025

    Size yüzde yüz katılıyorum hocam 👌 Gençleri suçlamak yerine onlar için ne yaptık önce bu soruyu cevaplamalıyız

    • 22/05/2025

    Kaleminizi kutlarım murat hocam, analizinizde yerden göğe kadar haklısınız. Kaleminizden çıkanları okumak güzel 🙏

    • 22/05/2025

    Tam olarakta durum bu. Dediğiniz gibi bizler gençlere ne bıraktık?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Murat Çatal

Fisildayankalemler.org online gazetemizin Editörü ve Yazarıdır. Almanya’da yaşamaktadır. Araştırmaları, Antropoloji alanındadır. ‘Tanrıların Gizemi’, ‘Doğru Bilinen Yanlışlar’, ‘Alevi Ritüellerinin Kökeni’ ve ‘Die Ursprünge der Alevitischen Rituale’ adlarında dört antropoloji araştırma kitabı bulunmaktadır. https://1000kitap.com/kitap/tanrilarin-gizemi--355711?hl=tr https://www.sinirsizyayincilik.com/kitaplar/alevi-rituellerinin-kokeni/ https://www.sinirsizyayincilik.com/kitaplar/dogru-bilinen-yanlislar/ https://fisildayankalemler.org/author/muratcatal/