KAFAMIN İÇİNDEKİ YANSIMALAR

KAFAMIN İÇİNDEKİ YANSIMALAR

KAFAMIN İÇİNDEKİ YANSIMALAR

Beni anlamanın zor olduğunu hep söyler beni tanıyanlar. Ben de beni anlamanın zor olduğunu biliyordum. Ama bu kadar karmaşık bir hâl alacağını hiç düşünmemiştim. O sabah, en sevdiğim kitapkafelerden birinde otururken, bir kahve almak üzere masadan kalktım.

Cebimdeki madeni paraların şıkır şıkır sesleri, bir çınlamayla beynimde yankılar uyandırdı.Masanın köşesine bıraktığım kahve fincanı, gözlerimin önünde bir parıltı oluşturarak, önümdeki derginin kenarından bana göz kırptı. Merakla, dergiyi alıp sayfalarını karıştırdım. O anda, derginin bir sayfasında bana benzer bir kadının fotoğrafını gördüm. Yüzümdeki şaşkınlık, bir karışıklığa dönüştü. Dergideki kadın, tıpkı benim genç hâlim gibiydi. Aynı gözler, aynı saç rengi, aynı sivilce izleri… Derginin altındaki küçük yazı, kalbime bir ok gibi saplandı: “Kim bilir, belki de bu sizin geleceğinizdir.”

Gözlerim, derginin köşelerine yapışmışken, arka taraftaki kitap raflarında bir boşluk hissettim. Bir an, derginin sadece bir nesne değil, aynı zamanda zamanın bir yansıması olduğunu düşündüm. Hemen kendimi bir araştırmanın ortasında buldum, bir kurgunun içine çekilmiş gibi.

Kitap raflarına yöneldim. Kitabın yeri ve zamanı arasındaki belirsizlik içinde kaybolmuş bir yazar gibi hissettim. Arka raflarda, üzerinde “Zamanın İçindeki Aynalar” yazılı bir kitap vardı. Kitap, üzerine bir çizerin kalemiyle çizilmiş çizimlerle kaplıydı. Bu tür kitaplar genellikle beni uzaklaştırır, ama bir şekilde sayfalarını çevirmeye başladım.

Karakterlerin yaşamları, benimkine benzeyen ancak tamamen farklı olan olaylarla doluydu. O an, sayfalarda kendimi buldum ve kitabın içindeki karakterlerden biri adımı söyledi. Yazar, bana öyle bir bakıyordu ki, sanki içimdeki tüm düşüncelerini okuyormuş gibi hissediyordum.

Gözlerim, sayfaların derinliklerinde kaybolurken, aniden kitabı kapattım. O an, tüm gözlerimin önü bulanmış ve gerçeklik hissim yavaşça sönmüştü. Dışarı çıktım ve kendimi bir aynanın karşısında buldum. Aynada gördüğüm kişi, bana benzeyen ama farklı biriydi. Yansıma, bir şekilde zamanın ve benliğin sınırlarını zorlayarak kafamdaki karışıklığı dışa vuruyordu. Bu yansıma, belki de bir zamanlar var olan bir benliğin yankısıydı.

Eve döndüğümde, kapının arkasında bir not buldum: “Zamanın sınırları arasında kaybolmak, kendini yeniden bulmaktır.” Not, içimdeki belirsizliği ve gerçeklik arayışını daha da derinleştirdi. Zamanın ve benliğin bu iç içe geçmişliği, yaşamımın bir parçası hâline gelmişti.

Bir sonraki günlerde, aynalardan kaçmayı ve dergilerle fazla vakit geçirmemeyi öğrendim. Zamanın ve benliğin bu belirsiz sınırları arasındaki geçişin, aslında kendimle olan yolculuğumun bir parçası olduğunu fark ettim. Belki de zamanın derinliklerinde kaybolmak, kendimi yeniden bulmanın bir yoluydu.

Bir yazar olarak, bu deneyimin bende oluşturduğu etkiyi anlatmaya çalışırken, kendi gerçekliğimin sınırlarını zorlayan bir bilinç akışına doğru sürüklendim. Kendimle olan bu diyalog, zamanın ve mekânın ötesinde bir benlik arayışına dönüştü. Bu sürecin sonunda, zamanın ve gerçekliğin iç içe geçmiş yapısını anladım ve kendimi, geçmişin ve geleceğin arasındaki bir köprü olarak yeniden tanımladım.

NOT: Bu öykü, postmodern bir üslûpla, bilinç akışı ve zaman algısı üzerine odaklanarak, edebi ve karmaşık bir anlatımla yazıldı.
Hale Aşkın 9 Eylül 2024 İstanbul
Editör/Redaktör: Murat Çatal
Genel Yayın Yönetmeni: Elif Ünal Yıldız
Bu yazının bütünü yazarına aittir.
Bir önceki yazımı okudunuz mu?

Yorumlar (0)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hale Aşkın

Memleketi Adana, İstanbul'da yaşıyor. Eğitimci iki kız annesi. Üniversitede okuyan iki erkek torun sahibi. Anadolu Üniversitesinde İşletme okudu. Adana'da resmi bir kurumda 22 yıl memur olarak çalıştı. Emekli olduktan sonra çocuklarının da İstanbul'da yaşaması nedeniyle kendisi de İstanbul'a taşındı. Küçük yaşta şiire ve edebiyata olan ilgisi zamanla tutkuya dönüştü. Bir çok antolojilerde eserleri bulunmakta. Bireysel "Aşkın Sen Hali" isimli bir şiir kitabı bulunmakta. Halen şiirler, öyküler, denemeler, makaleler, anlatılar, günlükler yazmaktadır.