YAĞMURLU GECEDE KORKU VE YARDIM
- Yazar: Soner IRMAK
- 4 Eylül 2024
- 84 kez okundu
YAĞMURLU GECEDE KORKU VE YARDIM
O gece saat: 02.04
Yaralıyı ambulansa aldıktan sonra, ilk müdahalesi yapıldı, hastaneye bilgi verildi. Yolda giderken siren sesleri, geceyi yırtarcasına çalıyor, öteki araçlar ambulansa yol veriyor.
Hastaneye varan ambulans kapılarını açtı, yaralıyı indirdiler hızlı bir şekilde, hastaneye giriş yapıldı yaralının bilinci kapalıydı.
Yaralı hakkında bilgi isteyen doktora ?
Ambulans hekimi bilgi veriyor;
“170 boylarında, 45 yaşlarında, erkek, karın boşluğundan bıçaklı saldırıya maruz kalmış ve çok kan kaybetmiş bilinci kapalı.”
“Ameliyathaneyi hazırlayın.” diyor doktor. Asistanlar, “4 numaralı ameliyathaneyi hazırlıyoruz hocam.” “Kan tahlili yapın çok acil kana ihtiyacımız olacak.”
Kısa bir süre sonra kan sonuçları çıktı.
“0 rh+ 3 ünite kan lazım olacak hastaneden temin edin yoksa derhal kan bankasından isteyin.”
Yaralının cep telefonu, cüzdanı, parasına bile dokunulmamış cüzdanında kimliği çıktı bir de avukat kartı çıktı. (Avukat Murat Karlı) yazıyor kartın üstünde. Hemen Murat Karlı’nın ailesine ulaşıyorlar.
Saat gece yarısı 03.51 telefonu 5. çalmada uykulu bir sesle bir bayan açtı.
-Alo
-İyi geceler Nilgün hanım ben; Özel Tan Hastanesinden Barış. Murat Karlı yakını siz misiniz ?
Ürkek ve korkak bir ses tonuyla,
– Evet benim, Murat’a bir şey mi oldu? Lütfen söyleyin! diyor.
– Telefonda bilgi verilmiyor buraya gelebilir misiniz?
– Hangi hastane demiştiniz?
– Tan hastanesi
– Tamam hemen geliyorum dedikten sonra telefonu kapatıyor.
Apar topar hazırlanıyor, normalde hazırlanması 30 dakikayı bulan Nilgün, o gün 5 dakikada hazırlanıyor ve kendini takside buluyor. Olaylar o kadar hızlı gelişiyor ki kendi bile anlamıyor taksiyi nasıl buldu, nasıl bindi…
Taksici, “Nereye hanımefendi?” diye soruyor?
– Hastaneye.” diyebiliyor sadece, o korku ve panikle unutuyor hastanenin ismini.
– Hangi hastaneye hanımefendi? diye tekrarlıyor.
– Tan, Tan Hastanesi lütfen.
– Tamam hanımefendi.
Nilgün, “O gün, bugün mü yoksa?” diye düşündü. Eşine bir şey olacak diye çok korkuyordu. Bir dava almıştı eşi Murat, hepsi o dava yüzünden. Taksinin içi sessizdi, Nilgün bunları düşünürken, taksicinin “Geldik hanımefendi.” sözü sessizliği bozdu.
Nilgün hastanenin acil bölümünden girdi ve danışmaya yöneldi.
– Murat karlı nerede, ne oldu benim eşime?
Danışmada ki bayan bilgisayardan baktı, “Şu anda ameliyathanede efendim, sizi bekleme salonuna alalım. Doktor çıkınca size daha detaylı, bilgi verecek.” diyerek bekleme salonuna aldı.
Saatler geçmek bilmiyordu Nilgün için, “Ya kocama bir şey olursa ben ne yaparım?” diye geçiriyor bir yandan da dua ediyordu. “Onu bana bağışla Allah’ım, ona bir şey olmasın Allah’ım ne olur!” bu şekilde 40 dakika sürdü.
Nihayet Murat ameliyattan çıkmış, doktor Nilgün hanımın yanına geldiğinde saat 05.32 yi göstermekteydi.
– Kocam Murat nasıl, ameliyat nasıl geçti? diye soruları ardı arkasına sıralıyor.
– Hanım efendi eşiniz gayet iyi. Ameliyatı başarılı geçti, korkulacak bir şey yok ama her ihtimale karşı bir kaç gün bizim misafirimiz olacak.
– Oh çok şükür kocamı görebilir miyim peki?
– Şimdi narkozda daha, arkadaşlar size haber verecek, normal odaya aldıklarında.
Saat 07.30 a geliyordu birden karnının acıktığını hissetti bir çay, bir simit iyi giderdi, neticede Murat ameliyattan çıkmış durumu iyiydi yapacak bir şey yoktu.
Kantine gitti bir fincan çay ile bir tane simit aldı, sandalyeye oturdu, afiyetle simitle çayı midesine indirdi. Danışmaya tekrar yöneldi, eşi Murat Karlı’yı sordu.
Tekrar bilgisayara baktı, – Eşiniz 152 numaralı odamızda.
– Görebilir miyim eşimi?
– Tabii ki görebilirsiniz.
– 152 numaralı oda ne tarafta acaba
– 3 katta hanımefendi
Teşekkür ettikten sonra 152 numaralı odayı bulmak, kocasının yanına çıkmak için asansöre bindi. Nihayet odayı bulmuş kapıyı tıkladıktan sonra içeri girmişti.
– Geçmiş olsun hayatım
– Teşekkür ederim canım
– Nasılsın bakalım
– Bıçak yemiş gibiyim.
Karı koca gülmeye başladı.
Nilgün aklındaki soruyu soramıyor, çok korkuyordu. Sonunda;
– Kim yaptı bunu sana? diye soruyor.
– Bilmiyorum, görmedim. Her şey çok hızlı gelişti, bir anda yerde buldum kendimi o beni bulan adam olmasaydı şimdi ölmüştüm.
– Kim o dediğin adam.
– Tanımıyorum, bilmiyorum yoldan geçen bir vatandaş işte.
Kapı tıklatıldı ve içeriye iki polis memuru girdi.
“İfadenizi almak için gelmiştik Murat Bey”
“İfade verebilecek durumda mısınız?” diye sordu memurlardan birisi ve ekledi, “Dilerseniz sonra da gelebiliriz.”
Nilgün hanım, “Sonra.” dedi “Memur bey, daha yeni çıktı ameliyattan.” polis memurları, “Tamam” dedikten sonra, odadan çıkıp gittiler
50 dakika sonra içeriye doktor girdi kapıyı tıklatarak, “Murat Bey nasıl oldunuz daha iyi misiniz?”
“Evet çok şükür daha iyiyim.”
Nilgün sigara içmek için dışarıya çıktı.
Aklında o dava vardı yine ah Murat ah o davayı alacak ne vardı diyerek yaktı bir sigara…
Soner IRMAK
Editör: Seda Özlem BAŞPINAR
Genel Yayın Yönetmeni: Elif ÜNAL YILDIZ
Daha Önce ki Yazılarımı Okudunuz mu?
https://fisildayankalemler.org/yagmurlu-gecede-korku-ve-yardim/
Devamı Gelecek mi? Gelmeli bence
....eeee en güzel yerinde bitti hikaye...kaleminize sağlık..