Türkiye’de Kadın Cinayetleri
- Yazar: Murat Çatal
- 31 Temmuz 2024
- 87 kez okundu
Türkiye’de Kadın Cinayetleri
Ne zaman Türkiye’de bir haber kanalını açsam, sürekli olarak insanların birbirlerine olan şiddeti en ön planda görüyorum. İnsanların ne birbirlerine saygısı kalmış ne de birbirlerine tahammülleri. Trafikte birbirlerinin üzerine yürüyüp kavga etmeleri ve hatta ölümle sonuçlanan olayları her gün haberlerde sıkça görmekteyiz.
Kadın cinayetleri de son yıllarda artan bir toplumsal sorun haline gelmiştir. Bu yazımda, kadın cinayetlerinin nedenleri, bu duruma yol açan psikolojik ve sosyokültürel etkenler ile bu sorunun önlenmesi için öneriler ele alacağım. Kadın cinayetleri, sadece bireysel trajediler değil, aynı zamanda toplumsal yapının derin sorunlarını yansıtan olaylardır.
Kadın Cinayetlerinin Nedenleri
Kadın cinayetlerinin temel sebepleri arasında toplumsal cinsiyet eşitsizliği, ataerkil toplum yapısı ve kadına yönelik şiddetin normalleştirilmesi bulunmaktadır. Özellikle, kadınların ekonomik bağımsızlık kazanmaları ve kendi hayatlarına dair kararlar almaları, bazı erkekler tarafından tehdit olarak algılanmakta ve şiddete yol açmaktadır. Boşanma veya ayrılık talepleri de başlıca nedenler arasına girmektedir(1, 2).
Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kadınların ikinci sınıf vatandaş olarak görülmesine neden olmaktadır. Bu durum, kadınların eğitim, iş ve sosyal hayatta geri planda kalmalarına yol açmaktadır (3). Kadınların eğitim ve iş hayatında karşılaştıkları engeller, ekonomik bağımsızlıklarını kazanmalarını zorlaştırmakta ve toplumsal hayatta daha az görünür olmalarına neden olmaktadır. Bu da, kadına yönelik şiddetin bir tür kontrol mekanizması olarak kullanılmasına olanak tanımaktadır.
Ataerkil toplum yapısının derin kökleri, kadınların kendi hayatlarına dair kararlar almalarını zorlaştırmaktadır. Erkeklerin, kadınların üzerindeki kontrolü kaybetme korkusu, şiddet eğilimini tetiklemektedir. Kadınların bağımsızlıklarına ulaşma çabaları, geleneksel cinsiyet rollerini tehdit eden bir unsur olarak görülmekte ve bu durum erkeklerde baskı ve kontrol isteği doğurmaktadır.
Erkeklerin Psikolojisi
Türkiye’deki erkeklerin psikolojisi, bu cinayetlerin anlaşılmasında önemli bir faktördür. Ataerkil toplum yapısı, erkeklerin güç ve kontrol sahibi olma isteğini pekiştirmekte (5) ve bu durum, ister istemez erkeklerin kendilerini üstün görmelerine ve kadınları kontrol etme hakkına sahip olduklarına inanmalarına yol açmaktadır. Ayrıca, ekonomik zorluklar ve işsizlik gibi faktörler de erkeklerin stres seviyelerini artırmakta ve şiddete başvurmalarına neden olabilmektedir (6).
Erkeklerin kendilerini yetersiz hissetmeleri de şiddeti bir çözüm yolu olarak görmelerine neden olabilmektedir. Toplumsal normlar ve beklentiler, güç ve kontrol sahibi olma isteklerini artırmakta ve bu durum, şiddetin bir ifade biçimi olarak ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Ekonomik zorluklar ve işsizlik, erkeklerin kendilerini değersiz hissetmelerine ve bu duyguyu telafi etmek için şiddete başvurmalarına neden olabilmektedir.
Medyanın Rolü ve Caydırıcı Cezaların Eksikliği
Peki, medyanın bu duruma hiç mi katkısı yoktur? Cinayetlerin sürekli olarak gösterilmesi ve faillerin kısa süre içinde serbest bırakıldığını duyurması, bu tür olayları dolaylı yoldan cesaretlendirmektedir (7). Medyada sürekli olarak bu olaylara yer verilmesi, toplumda bir normalleşme etkisi yaratmakta ve şiddeti özendirici bir rol oynamaktadır. Ayrıca, faillere verilen cezaların caydırıcı olmaması ve adalet sistemindeki boşluklar, bu suçların artmasına neden olmaktadır (8).
Bu durum, psikolojide ‘Gözlemsel öğrenme’ (observational learning) olarak adlandırılmaktadır (6). Bu kavram, bireylerin başkalarının davranışlarını gözlemleyerek bu davranışları öğrenip taklit etmelerini ifade eder. Medyada bu olayların sürekli olarak gösterilmesi ve faillerin hafif cezalarla kurtulmaları, potansiyel suçluların bu davranışları model alarak öğrenmelerine ve aynı davranışları sergilemelerine neden olmaktadır.
Çözüm Önerileri
Kadın cinayetlerinin önlenmesi için çeşitli çözüm önerileri bulunmaktadır. İlk olarak, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve kadına yönelik şiddetin normalleştirilmesinin önüne geçilmesi gerekmektedir (9). Bu bağlamda, eğitim ve farkındalık kampanyaları büyük önem taşımaktadır (10). Ayrıca, kadınların ekonomik bağımsızlıklarını kazanmaları için desteklenmeleri ve şiddet mağdurlarına yönelik koruyucu önlemlerin artırılması gerekmektedir (11).
Kadına önem verilmesi ve eşit gözle bakmanın önemi, en başta aile eğitimi ile sağlanmalıdır. Çocuklara her fırsatta bu değerler hatırlatılmalı ve afirmasyon yoluyla belleklerine yerleştirilmelidir (17). Bu tür eğitim, çocukların kadına yönelik saygı ve eşitlik bilincini erken yaşta kazanmalarına yardımcı olacaktır.
Kadın sığınma evlerinin titizlikle yeniden düzenlenmesi ve son derece sıkı önlemler ve gizlilik içinde olması da büyük önem taşımaktadır. Bu sığınma evlerinin, şiddet mağdurlarını etkili bir şekilde koruyabilmesi için güvenlik önlemlerinin artırılması ve adres bilgilerinin gizli tutulması gerekmektedir (12).
Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kadınların toplumda eşit haklara sahip olmalarını ve şiddetin normalleştirilmesinin önüne geçilmesini sağlayacaktır. Kadınların ekonomik bağımsızlıklarını kazanmaları için desteklenmeleri, şiddetin önlenmesinde önemli bir adımdır. Ayrıca, şiddet mağdurlarına yönelik koruyucu önlemlerin artırılması gerekmektedir (13).
İstanbul Sözleşmesi gibi uluslararası anlaşmaların uygulanması, kadın cinayetlerinin önlenmesinde etkili olabilir. Bu anlaşmalar, kadınların haklarını koruma altına almakta ve şiddetin önlenmesi için gerekli yasal düzenlemeleri içermektedir (9).
Sonuç
Türkiye’deki kadın cinayetleri, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve ataerkil toplum yapısının bir sonucudur. Bu sorunun çözümü için toplumsal farkındalığın artırılması, eğitim ve ekonomik desteklerin sağlanması gerekmektedir (14). Bu cinayetlerin önlenmesi, sadece kadınların değil, tüm toplumun refahı için önemlidir. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kadınların haklarının korunması ve şiddetin önlenmesi, daha adil ve eşit bir toplumun inşası için gereklidir (15).
Kaynakça
1. “Kadına Yönelik Şiddet ve Kadın Cinayetleri”, Türkiye İstatistik Kurumu, 2023.
2. “Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği ve Şiddet”, Kadın Hakları Derneği, 2022.
3. “Boşanma ve Kadın Cinayetleri”, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, 2021.
4. “Ataerkil Toplum ve Erkek Psikolojisi”, Psikoloji Dergisi, 2020.
5. “Ekonomik Zorluklar ve Şiddet”, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Merkezi, 2019.
6. “Model Alarak Öğrenme ve Şiddet”, Psikolojik Araştırmalar Merkezi, 2018.
7. “Medyanın Şiddeti Normalleştirmesi”, Medya ve Toplum Araştırmaları Enstitüsü, 2017.
8. “Caydırıcı Cezaların Eksikliği ve Kadın Cinayetleri”, Hukuk ve Adalet Dergisi, 2016.
9. “İstanbul Sözleşmesi ve Uygulamaları”, Uluslararası Kadın Hakları Kurumu, 2015.
10. “Eğitim ve Farkındalık Kampanyalarının Önemi”, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2014.
11. “Ekonomik Bağımsızlık ve Kadınlar”, Ekonomi ve Kadın Araştırmaları Derneği, 2013.
12. “Kadın Sığınma Evleri ve Güvenlik Önlemleri”, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu, 2012.
13. “Koruyucu Önlemler ve Şiddet Mağdurları”, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu, 2012.
14. “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Yasal Düzenlemeler”, Hukuk ve Toplum Enstitüsü, 2011.
15. “Kadın Haklarının Korunması ve Şiddetin Önlenmesi”, Uluslararası İnsan Hakları Komisyonu, 2010.
16. “Toplumsal Farkındalık ve Kadın Cinayetlerinin Önlenmesi”, Sosyoloji Araştırmaları Merkezi, 2009.
Yazar/Editör: Murat Çatal
Genel Yayın Yönetmeni: Elif Ünal Yıldız
Bu yazının bütünü yazarına aittir.
Bir önceki yazımı okudunuz mu?
Teşekkür ederim 🙏
[…] Türkiye’de Kadın Cinayetleri […]
Hocam yine harika bir yazı olmuş ❤️ Toplumda eşitsizliği öne çıkardığınız için teşekkür ederiz 🥰